Güncelleme Tarihi:
Miksere bu hafta Hürriyet yazarı Melike Karakartal takıldı ve bize hangi ünlü ile tanışmaktan korkuğunu söyledi.
Yatak odanızda, başucunuzda ne durur?
El feneri, düdük, su, biraz yiyecek. 11 sene önceki 17 Ağustos’tan beri böyle. Onun dışında telefonum, televizyon ve dvd kumandaları.
En son yaptığınız ev işi nedir?
Kendime çay yaptım, Bu sayılır mı? Sayılmaz derseniz ev topladım en son.
İlk öpücüğünüzü hatırlıyor musunuz? İlk öpüşmeniz kiminleydi? Ne hissettiniz?
9-10 yaşlarında yazlıkta, klasik hikaye. Pek bir şey anlamamıştım o esnada ama öpüşeceğimizi anladığım o 5-10 dakika yan yana otururken heyecanlanmıştım, evet.
Eğer bir video oyunu karakteri olsaydınız kim ya da nasıl bir karakter olmak istediniz?
Bilmediğim yerden sormuşsunuz, video oyunlarıyla o kadar ilgim yok ve o kadar ilgimi çekmiyor ki anlatamam. Ama illa bir oyun seç diyorsanız Sims olsun.
Asla tanışmak istemediğiniz bir ünlü?
Bülent Ersoy. Korkuyorum çünkü.
Sizinle dalga geçilmesini istemediğiniz için izlediğiniz halde kimseye söylemediğiniz bir film?
Lindsay Lohan’ın “Mean Girls” isimli filmi gibi kötü kötü romantik komedilere kapılabiliyorum kimi zamanlar.
Evde gizli gizli şarkılarını dinlediğiniz müzisyen?
Mısır’dan bir oryantal müzik cdsi almıştım ama funky oryantal, çok matrak bir şey. Gizli gizli dinlemiyorum da tabii, her saniye dinlediğim bir müzik türü değil, öyle diyeyim.
Birisiyle bir gece geçireceksiniz ama sabah kalktığınızda her şey sıfırlanacak, hiç yaşanmamış olacak. Yani rahat olabilirsiniz. O biri kim olurdu?
Bradley Cooper’a ne dersiniz? Yaşanmamış gibi olmasına gerek yok ayrıca, yaşanmış olarak kalabilir.
Geçmişte yaşadığınız bir şeyi değiştirebilme şansınız olsaydı neyi değiştirirdiniz?
Eskiden büyük hata olduğunu düşündüğüm davranış ve olaylarla ilgili düşünüp “neden ben böyle bir hata yaptım, gerizekalı mıyım?” filan derdim. Kendimi parçalardım üzüntüden. Yani dayanılmaz bir “geçmişi değiştirme arzusu” vardı bende. Bununla yaşanmaz ama.
Şu anda yaşadığın günü, şu andaki haliyle yaşama sebebin geçmişte olan her şey. Yani bu günün sebebi doğru becerdiklerin, artı saçma sapan hataların. Ayrıca berbat bir karar dediğin bir an sana bambaşka bir kapı açabiliyor. Bunu da düşünmek lazım.
Eh, insan kötüyü yaşarken “ileride bu hatam harika sonuçlara yol açacak” diye avutacak değil kendini elbette ama bir yanlışlık varsa ortada, olması gerektiği için var demek ki, ben hep böyle düşünürüm.
Öte yandan geçmişi düşünüp “şunu değiştirebilseydim keşke” demek biraz boşu boşuna hayat enerjisi harcamak değil mi? Adı üstünde, “geçmiş”.
Bir gece uyandınız, başucunuzda aksakallı, nur yüzlü bir dede elinde asa size bakıyor. İlk tepkiniz ve sözleriniz ne olur?
Gece gece nur yüzü mü var yahu, adamın biri başucumda! Çığlık atar, neden başucumda durduğunu sorardım.
Eğer bir haftalığına birisiyle yer değiştirebilseniz kiminle yer değiştirmek isterdiniz?
Bu sene Tayland’a gittim. Phi Phi adasında Rantee isimli bir plaj vardı. Bir barı, bir küçük bungalovlu oteli, bir de kafe/barı olan ıssız sayılabilecek bir yer. Çok insan gelmiyor, zaten karayla ulaşım yok. Ancak longtail sandallarda gidilebiliyor. İşte, oradaki barda bize margarita hazırlayan barmen.
En fazla üç cümle kurarak üç yaşındaki yeğeninize Allah’ı anlatmanız gerekse… Hadi bakalım anlatın...
Gel yeğenim. Elimden tut. Seninle birlikte üç cümle ile bize Allah’ı anlatabilecek birini bulmaya gidiyoruz.
Diyelim ki Hollywood, deli bir para harcayıp hayatınızı filme çekecek. Başrolü kimin oynayacağına da siz karar vereceksiniz, kimi seçersiniz?
Scarlett Johansson pek hoş olurdu ama biraz fazla güzel.
Bir gazetenin ana sayfasına haber olacaksınız. Başlıkta ne yazsın istersiniz?
Zor bir soru bu yahu! Eh, bir rezaletle çıkmak istemem herhalde, bir başarı, bir güzel haber ne bileyim…
Kitabım çıkmış olsun, beğenilmiş olsun filan… Tam olarak cümlesini, başlığını bulamadım şimdi.
Eğer bir hayvan olsaydınız hangi hayvan olmak isterdiniz ve neden?
Maymunlar çok eğleniyor gibi görünüyorlar…
Eğer kim olduğunuza dair hiçbir fikrimiz olmasaydı kendinizi hangi üç kelimeyle tanımlardınız?
Gel giti bol!
Bugün en son kimi aradınız ya da mesaj çektiniz?
Çocukluk arkadaşım Erdem’i. Onu çok beklettiğim için fırça yedim üstelik.
Eğer bir süper kahraman olsaydınız, süper gücünüz ne olurdu?
Işınlanabilmek. Canım istedi hop Bodrum, hop Tayland. Trafikte de şahane olur.
Akşam saat 23:00'den sonra ne yaparsınız?
Ya yazı yazarım ya da dizi izlerim.
Bir hemcinsinizle romantik bir randevuya çıkmak zorundasınız. Kimi seçersiniz?
Ellen DeGeneres. En azından birimiz romantizm yaşasın.
Şu anda giydiğiniz iç çamaşırınız ne renk? Biraz tarif eder misiniz?
Etmem. Kime ne benim donumdan yahu :)
Röportaj: Mehtap Erel
Sayın Melike Karakartal’a değerli paylaşımlarından dolayı teşekkür ederiz.
Dikkat: Bu röportajın tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
29-08-2010