Güncelleme Tarihi:
18 Ekim Dünya Menopoz Günü kapsamında bilgi veren Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Nilgün Turhan, Psikiyatri Uzmanı Esra Uğurlu Koçer, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Borman günümüzde hala pek çok kadın için tabu olarak nitelendirilen menopoz dönemi ile ilgili altın önerilerde bulundu:
• Kadın yaşamının yaklaşık üçte birlik süresini oluşturan menopoz önemli bir geçiş dönemidir. Kelime anlamı son âdet kanaması olan menopoz, doğal bir süreç olup yavaş gelişir. Perimenopoz menopoza geçiş dönemi, postmenopoz ise menopozdan sonraki dönemdir ve menopoz şikayetlerinin sona ermesine kadar devam eder.
• Menopoz kadını fiziksel ve ruhsal olarak değişik derecelerde etkiler. Her kadının menopoz belirtileri ve etkilenmeleri farklı olabilir, birçok hastalık menopoz yaş gurubunda çok daha sık görülür. Yapılan çalışmalarda kadınlarda ortalama menopoz yaşı 50-52 yaş iken Türkiye’de menopoz yaşı 46,7 yaştır.
• Genetik faktörler menopoza girme yaşında ilk belirleyici unsur olmasına rağmen; gebelik sayısı, ilk adet yaşı, geçirilen ameliyatlar, histerektomi geçirmiş olmak, kemoterapi veya radyoterapi görmüş olmak, doğum kontrol haplarının kullanımı, ırk, beslenme, sosyo-ekonomik durum, çalışma durumu, fiziksel özellikler, alkol-sigara tüketimi gibi faktörler de rol oynamaktadır.
• Perimenopozal dönemde adet düzensizlikleri, normal dışı kanamalar, ateş basmaları, cinsel problemler, psikolojik sorunlar gibi bazı sıkıntılar yaşanabilir.
• Menopozda ise kısa dönemde kadınların yaklaşık %80’inde sıcak basması görülmekle birlikte terleme, yorgunluk, uykusuzluk, depresyon, stres, anksiyete, iştah değişimleri, sinirlilik, baş ağrısı, depresyon, huzursuzluk, eklem ve kas ağrıları, çarpıntı hissi ve uykusuzluk gibi şikayetler de olabilmektedir.
• Uzun dönemde ise daha çok östrojen eksikliği nedeni ile vajinal atrofiye bağlı vajinal kuruluk, ilişkide ağrı, yanma, kanama, cinsel isteksizlik, ciltte yaşlanma, kemik erimesi, kalp damar hastalıkları riskinde artış izlenmektedir.
• KONTROLLERİ İHMAL ETMEYİN: Düzenli olarak mamografi, meme ultrasonu, jinekolojik muayene ve PAP Smear testi, tam kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, TSH gibi sağlık kontrollerinizi yaptırın.
• ÇAY – KAHVE SICAK BASMASINI ARTTIRIR: Menopozla beraber günlük kalori ihtiyacı azalmaktadır. Kilo dengenizi korumanız gerekmektedir. Kemik erimesi ve kalp damar hastalıklarına engel olabilmek için düşük kalorili, düşük kolesterollü, kalsiyumdan zengin beslenmeye özen gösterin. Yağ (özellikle doymuş yağ) ve şeker alınımını azaltmak ve diyetteki lif miktarını artırmak ideal kilonuzu korumanızı sağlar. Tuz ve şeker tüketiminizi sınırlandırın. Uykusuzluk, sıcak basması ve kemik erimesini tetikleyebilen çay, kahve, kola, çikolata gibi kafein içeren gıdalardan uzak durun. Sakinleştirici etkisi olan bitki çayları içebilirsiniz.
• KASLARI VE KALBİNİZİ GÜÇLENDİRİN: Hareketsiz yaşam menopoz sürecini olumsuz etkilemektedir. Düzenli fiziksel aktivite kemik ve kasları ve kalbinizi kuvvetlendirir, kemik kaybını yavaşlatır, denge, esneklik ve çevikliğinizi ve kendinize güveninizi artırır, stresi azaltır ve sağlıklı bir kiloyu korumada çok önemli rol oynar.
• ŞİKAYETLERE KARŞI HORMON TEDAVİSİ: Hormon tedavisi sıcak basmaları, uyku bozuklukları ve menopozla ilgili ruhsal değişiklikler,vajinal kuruluk, gece terlemeleri, yorgunluk ve eklem ağrılarını azaltır. Kalın bağırsak kanserinden ölümleri %50 azaltır. 5 yıldan az süreli kullanım meme kanseri riskini artırmaz. Hormon tedavisinin fayda ve risklerini anladıktan sonra almaya veya almamaya karar verseniz bile seçiminiz kalıcı olmak zorunda değildir. Her zaman fikrinizi değiştirebilirsiniz. Bunu yaparken doktorunuzla birlikte karar vermelisiniz.
• EN İYİ TEDAVİYİ DOKTORUNUZLA GÖRÜŞÜN: Menopoz belirtilerini tedavi etmek için hormon tedavileri dışında alternatif tedaviler de vardır, size uygunlukları açısından doktorunuzla görüşebilirsiniz.
• YENİ AKTİVİTELERE YELKEN AÇIN: Yaşamınızın bu dönemini en güzel şekilde yaşamak için planlar yapın, sosyal aktivitelerinizi artırın, ailenize zaman ayırın, keyif alacağınız aktivitelere katılın ve doktorunuzla sorunlarınızı konuşmaktan ve gerekirse tıbbi yardım da almaktan çekinmeyin.
• Menopoz döneminde kadınlarda ruhsal olarak en sık görülen ve yaşanan belirtiler; özgüven kaybı ve hayattan zevk alamama, alınganlık, nedensiz ağlamalar, kendini beğenmeme, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri, üzüntü veren hatıraları yeniden hatırlama ve yaşantılama, uyku döngüsündeki değişikliklerdir. Anksiyete belirtileri sebepsiz korkular, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk, panikler ve cinsel istekte azalma olarak tariflenebilir.
• Burada dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan biri; menopozun tek başına psikiyatrik bir hastalık sebebi olmadığıdır. Menopoz döneminde östrojen düzeylerindeki azalma sonucu ruhsal hayatın olumsuz etkilendiği düşünülmektedir. Hormonal değişiklikler tek başına psikolojik semptomlardan sorumlu olmamakla birlikte; bu değişiklikler sonrasında başlayan sıcak basmaları, terleme ve uyku ritim değişiklikleri kadınların yaşam döngüsünde stresör olarak rol oynayıp ruhsal durumu olumsuz etkileyebilmektedirler.
• Bunlara ek olarak kadının kişilik ve aile özellikleri (duygu durumu, sosyalliği, aile yapısı, annelik rolü, çocuklarla ilişki), sosyal, mesleki ve ekonomik özellikleri (emeklilik, sosyal geri çekilme, çocukların evlenip aileden ayrılmaları) menopozun bulunduğu toplum içerisinde algılanma biçimi (geleneksel toplumlarda yaş arttıkça kadının statüsünün artması, daha sözü dinlenir bir hale gelmesi, batı toplumlarında yaş alan kadının güzelliğini ve gücünü kaybetmesi olarak algılanması) gibi pek çok faktör bulunmaktadır. Ayrıca menopoz döneminde yaşanan önemli yaşam olaylarının da menopozun psikolojik etkilerini arttırdığı bilinmektedir.
• Her kadın bireysel olarak değerlendirilmeli ve kişilik özelliklerine, yaşam koşullarına, stresör faktörlere, ek hastalıklarına göre önerilerde bulunulmalıdır. Bu öneriler; özellikle fiziksel semptomlara yönelik fiziksel aktiviteler, düzenli egzersiz yapılması, sağlıklı ve uygun beslenme, uyku ve dinlenmeye vakit ayırılması, yoga, egzersiz, meditasyon, müzik dinleme gibi gevşeme teknikleri, içe kapanmayı ve sosyal hayattan izolasyonu azaltmak adına farklı alanlarda meşguliyetler edinmek (kendi-kendine yardım grupları ve sosyal derneklerde görev alma ve faaliyetlere katılma) şeklinde sıralanabilir. Ortaya çıkan psikolojik değişiklikler bu öneriler ve yaşam tarzı değişiklikleri uygulandığında düzene girmiyor ise mutlaka bir psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
• Yaşla birlikte ve özellikle menopoz sonrası vücutta birçok bölgenin sarkmalar görülür. Bu durumun nedenlerinde tüm dokularda oluşan bazı değişikliklerin vardır. Kemik erimesi, doku elastikiyetinin azalması, yağ dokuda yer yer boşalma ve artışlar, kas dokusu kayıpları ve yerçekimi bu durumdan sorumlu olan bazılarıdırlar.
• Öncelikle yüz bölgesinde, elmacık kemiği üzerindeki dokuların gevşemesi, dolgunluğunun azalması ve buna bağlı olarak da ağız çevresinde derin oluklar oluşabilir. Bu kişilerde dolgu veya yağ dokusu enjeksiyonuyla deformasyonlar düzeltilmektedir. İleri düzeydeki sarkmalarda orta yüz germe ameliyatı uygulanabilmektedir.
• Boyun bölgesinde platismal bantlar ve sarkma oluşmaktadır. Bu bantların belirginliği botulinum toksini ile azaltılmaktadır. İleri düzeydeki sarkmalarda boyun germe ameliyatı kaçınılmazdır ve çok olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
• Yanak ve çene altı bölgesi sarkmaları ile birlikte değerlendirildiğinde kulak önü ve arkasında yapılan ince kesilerle bu deformasyonlar düzeltilmektedir.
• Alın kırışmakta ve kaşlar göz kapakları üzerine yığılmaktadırlar. Yine botulinum toksini ile kaş seviyesi manipülasyonu ve alın kırışıklığı giderilmesi mümkündür.
• Alın germe ve kaş kaldırma işlemleri saç içerisinden yapılan kesilerle yapılmaktadır ve saç içinde saklanmaktadır.
• Göz kapaklarında sarkma ve torbalanma meydana gelmektedir. Bunlar için de altın standart ameliyat ile deri fazlasını alarak torbaları düzeltmektir. Göz kapaklarına yapılan cerrahi girişimler sonrasında belli belirsiz bir iz kalmaktadır. Bu tür girişimsel işlemleri tercih etmeyen hastalarda odaklanmış ultrasonografi veya radyofrekans bazlı bazı cihazlarla bu deformasyonlar kişiye özgü olarak uygulanabilmektedir.
• Memelerde sarkmanın tedavisi meme dikleştirme ve küçültme ameliyatlarıdır. Bu ameliyatlar sayesinde hem sarkmış olan memeler dikleştirilmekte hem de hacim olarak küçültme yapılabilmektedir. Bu işlemler esnasında memeye daha diri ve dolgun bir görünüm verebilmekteyiz. İçi boşalmış ve sarkmış olan memelerde ise dikleştirme ameliyatı esnasında yağ enjeksiyonu veya silikon implant yerleştirme yöntemlerinden birisi kullanılarak hacim kazandırmak mümkün olmaktadır.
• Karın bölgesindeki sarkma, karın germe ve liposuction uygulamalarıyla düzeltilmektedir. Karın duvarındaki gevşeme ve kasların sıkılaştırılması aynı seansta yapılmaktadır. Bacak üst ve iç bölgelerindeki yağ birikimi ve sarkma yine bu bölgede yapılacak olan kasık bölgesine gizlenmiş kesiler ile yapılmaktadır. Liposuction ile bölgesel yağ doku artışı düzeltilmektedir.
• Kolların özellikle alt bölgelerindeki sarkma ve yağ doku artışı yine liposuction ve germe ameliyatı ile düzeltilmektedir. Kol içi tarafından yapılan kesiler kolun vücuda temas alanında olduğu için görünmemektedir.