Güncelleme Tarihi:
Plastik ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Akın Yücel ve DBE (Davranış Bilimleri Enstitüsü( Kurucu Başkanı Psikolog Emre Konuk, 15 Ekim Meme Sağlığı Günü dolayısıyla, meme kanserinin kadınlar üzerindeki etkisine fiziksel ve psikolojik tüm yönleriyle değinerek, hastalık sürecine yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Meme kanseri, deri kanserlerinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türü. Kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında, akciğerden sonra meme kanseri ikinci sırada yer alıyor. Amerikan Kanser Derneği’nin verilerine göre dünyada her yıl 1,3 milyon kadına meme kanseri teşhisi konuluyor; her yıl 465 bin kadın ise bu nedenle hayatını kaybediyor.
1970’lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanıyor. Bunun en önemli nedeni olarak tanı imkanlarının artması ve meme kanserlerinin çok erken evrelerde yakalanabiliyor olması gösteriliyor.
Ülkemizde her yıl 30 bin kadın meme kanserine yakalanıyor. Her sekiz kadından biri hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanma riskini taşırken, meme kanseri, şehirli, az çocuk yapan, yüksek sosyokültürel seviyeye sahip kadınları daha fazla yakalıyor. Çocuk doğurmayan, büyük şehirde yaşayan, erken adet görmeye başlayıp geç menopoza giren ve menopoz sonrası hormon kullanan kadınlar en büyük riski taşıyor.
Fiziksel ve Psikolojik İyileşme Şart
Dr. Akın Yücel, meme kanserine yakalanan her kadının, tedavinin başlangıç aşamasında onarım seçenekleri konusunda bilgilendirilmesinin önemini vurgulayarak; kadınların bu konuda bilgilendirilmelerinin geçtiğimiz yıl FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından zorunlu hale getirildiğini belirtti. Ülkemizde hastaların bu konuda yeterince bilinçlendirilmediğine dikkat çeken Dr. Yücel, meme onarımları ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Dünyada ve Türkiye’de meme kanseri konusunda toplumsal çapta önemli bir farkındalık ve duyarlılık oluşturuldu. Bu sayede erken evrede yakalanan kanser vakaları büyük oranda arttı ve meme kanseri sonrası sağkalım oranları eskiye nazaran yükseldi. Aynı bilincin kamuoyuna yeterince anlatılmayan meme onarımı konusunda da oluşturulması çok önemli. Meme onarımı tüm dünyada meme kanseri tedavisinin önemli bir parçası olarak kabul ediliyor ve bir gereklilik haline geliyor. Erken olgularda kanser cerrahisi yapılırken, aynı zamanda onarım süreci de başlatılıyor. ABD de geçtiğimiz yıl 93 bin kadına meme onarımı cerrahisi uygulandığı biliniyor. Ülkemizde ise bu sayı çok düşük çünkü sahip olunan bilgi ve bilinç yetersizliği ülkemizdeki kadınların meme onarımını hala bir lüks olarak görmelerine sebep oluyor. Meme onarımı ameliyatları hastaları fiziksel ve ruhsal olarak son derece olumlu yönde etkilerken; yaşam kalitelerini de yükseltiyor. Bu konuda bilgilendirilmeyen hastalar ise ne yazık ki önemli bir tedavi fırsatını kaçırmış oluyor” dedi.
Sonuç Boşanmaya Kadar Gidebiliyor
Psikolog Emre Konuk, 15 Ekim Meme Sağlığı Günü sebebiyle yaptığı konuşmada, kansere yakalanan hastaların, doku ve organ kaybı ile baş etme yöntemleri üzerinde dururken, özellikle genç yaştaki kadınların bu durumdan daha fazla etkilendiğini söyledi. Erken yaşta kansere yakalananların fiziksel görünümlerinin psikolojilerine önemli yansımaları olduğunu belirten Konuk, bu hastaların hayata tekrar bağlanması, yaşamsal süreçlerinin iyileşmesi ve hayat kalitelerinin artması için meme onarımlarının büyük önem taşındığını vurguladı. Organ kaybı yaşayan evli hastaların bu süreç içinde büyük özgüvensizlik yaşadığına değinen Konuk, hastalığın aile ilişkilerine de yansıdığı ve boşanmalara sebebiyet verebildiğinin altını çizdi. Kanser cerrahisi sonrası meme onarımı işlemlerinin hastaların psikolojisini son derece olumlu etkilediğini belirten Akın Yücel ise, onarım sürecinde hastanın hayata bağlılığının arttığını, hastalığa karşı mücadele isteğinin yükseldiğini ve bu durumdan eşler arasındaki dayanışmanın da olumlu etkilendiğini söyledi.