Güncelleme Tarihi:
Birçok çeşitte karşımıza çıkan göğüs duvarı şekil bozukluklarına bazen de göğüs ön duvarına ait şekil bozukluğuna, omurgaların şekil bozuklukları da eşlik etmektedirler. Bunlar genelde ya skolyoz veya kifoz olarak adlandırılmaktadır.
Göğüs duvarı şekil bozuklukları çoğunlukla doğumdan itibaren görülmektedirler ve zamanla ilerleme gösterirler. Bazen aileler bunu daha geç fark edebilirler. Bu şekil bozuklukları çoğunlukla hayatı olumsuz etkilemezler. Estetik olarak kötü görünebilirler. Bazı durumlarda bu göğüs duvarı şekil bozukluklarına kalp ve akciğer bozuklukları da eşlik edebilir. Bu nedenle hastalar incelenirken mutlaka kalp ve akciğerlerinin de değerlendirilmesi gereklidir. Değerlendirme de omurgalar da dahil edilmelidir.
Eğer çocukta aktif yaşamında arkadaşlarından geri kalan bir durumu yoksa, kalp ve akciğerde bir rahatsızlık tespit edilmemişse, bu şekil bozukluğunun sağlığa bir zararı yoktur diyebiliriz. Beraberinde omurga şekil bozukluğu varsa onun ilerlemesini artırabilir. Diğer bir deyişle omurgada ki eğrilik göğüs ön duvarındaki şekil bozukluğunu da olumsuz yönde etkileyebilir.
Göğüs duvarı şekil bozukluklarında, erken yaşlarda anne ve babaları endişelendirir. Onların en büyük korkusu sağlığa zarar verip vermeyeceğidir. Yaş ilerledikçe görünüm nedeniyle çocuk rahatsız olmaya başlar. En büyük sorun onun için görüntüsüdür artık. Bu nedenle tedavisi için doktora başvuranların sayısı gün geçtikçe daha çok artmaktadır.
Göğüs duvarı şekil bozukluklarında tedavi iki şekildedir. Bunlardan biri cerrahi tedavi, diğeri herhangi bir şey yapmadan gözlemlemek ve hastaya gerekli bilgiler vermektir. Cerrahi dışı olan hasta grubunda genelde şekil bozukluğu çok hafiftir. Cerrahi işlem yapmaya gerek yoktur. Bu durumu hastaya iyi anlatmak lazımdır. Ciddi boyutta ki şekil bozukluklarına cerrahi tedavi uygulamak uygundur. Her şekil bozukluğu olanın cerrahi anlamda tedavi olması sakıncalıdır. Hasta içinse sıkıntılıdır. Bu nedenle şekil bozukluğunu iyi değerlendirilmesi gereklidir.
Cerrahi dışında şekil bozukluğunu düzeltmenin şu an için herhangi bir yolu yoktur. Ancak çalışmalar devam etmektedir. Şu an bilinen iki yöntem vardır: Uzun yıllar önce başlayan ve bu dönem içinde kendi yenileyen ravich yöntemi ( açık cerrahi), diğeri yaklaşık 10 yıldan beri bilinen son yıllarda sık uygulanan nuss yöntemidir (kapalı cerrahi).
Bu iki yöntemin cerrahi başarı sonuçları birbirine çok yakındır. Temel farkı açık cerrahide bozuk olan kemik ve kıkırdakların cerrah tarafından şekil verilerek düzeltilmesi, buna karşın kapalı cerrahi de herhangi bir kemik veya kıkırdak rezeke edilmeden destek bir çubukla eğriliğin düzeltilmesi yöntemidir. Her ikisi de başarılı olarak yurdumuzda yaygın olarak uygulanmaktadır.