Güncelleme Tarihi:
Küçük Sırlar ve ardından yepyeni bir dizi olan Pis Yedili ile seyirci karşısına çıkan Kadir Doğulu, oyunculuk deneyimleri ve özel yaşamı hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Siz deyin Ali ya da Güney, biz diyelim Kadir Doğulu’nun bilinmeyen yönleri ve anıları…
Yeni dizinizdeki rolünüzden bahseder misiniz biraz?
Güney Samyeli karakterini canlandırıyorum. Yedi kişilik bir arkadaş grubunun en ağır başlısı ve sakini, Pis Yedili'nin lideri. Dizide herkesin bir lakabı var, benimki de Bayrampaşalı. Babasını çok seviyor ve sürekli babasını ziyarete Bayrampaşa Cezaevi’ne gittiği için arkadaşları ona bu lakabı takmışlar. Çok küçük yaşlarda evin sorumluluğunu almak zorunda kalmış. Aslında bıçkın bir delikanlı kimseye “eyvallah”ı yok. Haksızlıklara gelemeyen biri ama bu yüklendiği sorumluluk, ona daha sakin ve aklı başında olmayı öğretmiş
Bu kadar çok dizi varken, bu dizinin şansı ne kadar yüksek sizce? Alışılmış dizilerden farkı nedir?
Gençlik dizileri belirli bir çizgiyi tutturduktan sonra genelde şanslı oluyor. Her yaştan izleyici kitlesinin ilgisini çekebiliyor. Bizim dizimizin de bildiğiniz gibi, öğretmen kadrosu zaten çok başarılı kişilerden oluşuyor. Öğrenciler ise karakterlerle çabuk özdeşleştirebildiğimiz isimler arasından tercih edilmiş. Buna Tükenmez Kalem’in senaryosu da eklenince farkımız ortaya çıkıyor. Ayrıca yapımcımız Gani Müjde’nin katkısı ve yönetmenimiz Süleyman Seçik’in etkisi de ortada...
Siz lisedeyken haşarı bir genç miydiniz? Lise yıllarından aklınızda kalan, anlatmaya doyamadığınız bir anı var mıdır?
Ben, çok başarılı bir öğrenci olduğumu söyleyemem fakat iş hayatına atılmak için hevesliydim ve yaşımdan olgun davranan bir gençtim. Her öğrenci gibi benim de o yıllara ait güzel anılarım var elbette. Örneğin; sınava girmek istemediğimiz bir dersimiz vardı, çünkü çalışamamıştık. Sınıf olarak koku bombası satın alıp sınıfın orta yerinde patlatmıştık. Tabii ki böyle şeyleri öğrenci arkadaşlara kesinlikle tavsiye etmiyorum, çocukça düşünceler. Zaten sınavdan da kaçamadık, başka bir sınıfta yaptılar :)
“Skeç yazıp aile büyüklerimize oynardık”
Oyunculuğa ilginiz var mıydı o yıllarda?
Tabii her zaman. Hatta benim oyunculuğa ilgim ve hevesim liseden çok önceki yıllarıma dayanır. Lise çağında artık hayatın gerçekleriyle karşılaştığımız bir dönem olduğu için kişisel ilgilerim ön planda değildi. Fakat küçük yaşlarda, kardeşlerimle küçük skeçler yazıp aile büyüklerimize oynardık. Çok heyecanlanırdım ama çok keyif alırdım. Üzerine günlerce düşünüp yazdığımız senaryolarımız vardı.
Oyunculuk eğitimi aldığınıza değinmiştiniz daha önce. Bu eğitiminden bahseder misiniz?
Küçük Sırlar dizisiyle birlikte oyunculuk yapmaya karar verdiğimde, dizinin yapımcısı Timur Savcı bu konuda bana destek verdi ve Yıldırım Urağ'dan ders aldım. Eğitimim hala devam ediyor. Hep de devam edecek.
Kendinizi oyunculuk için yeterli buluyor musunuz? En çok neleri eleştiriyorsunuz?
Kendimi ilk günden beri dikkatle izliyor ve eleştirmeye çalışıyorum. Elimden geldiğince hatalarımı tekrarlamadan ilerlemeye çalışıyorum. Elbette oyunculuk da her meslek gibi sürekli geliştirilmesi gereken bir iş. Dolayısıyla kendimi hiçbir zaman yeterli görmeyeceğim ve çalışmaya devam edeceğim. Eleştirdiğim belirli sahnelerim yok, enerjim düşmediği ve konsantre olduğum takdirde.
Küçük Sırlar’daki sette çıkan tartışmalar gündemde yer tuttu çokça. Günlük yaşantınızda da çabuk sinirlenen biri misinizdir ve en çok neler sizi sinirlendirir?
Öncelikle gündemde yer tutan tartışmanın gerçeklikten saptırıldığını açıkça söyleyebilirim. Ben çabuk sinirlenen biri değilim fakat herkesin olduğu gibi benim de katlanamadığım durumlar var. Özellikle haksızlığa katlanamam ve tartışmak pahasına hakkımı ya da haklının hakkını savunmaktan vazgeçmem. Tartışma kelimesi de her zaman yanlış anlaşılır. Kesinlikle kavgadan bahsetmediğimi de belirtmek istiyorum.
“İleride kalabalık bir ailem olsun isterim”
Kalabalık bir ailede büyümek nasıl hissettiriyor size? Siz de kuracağınız ailenin kalabalık olmasını ister misiniz?
Kalabalık ve mutlu bir ailede büyüdüm. Bunun hep avantajlarını gördüm ve yaşadım. Ben de imkan olursa, kalabalık bir ailem olmasını ve çocuklarıma da benim yaşadığım mutluluğu yaşatmayı isterim.
Baba olmayı istiyor musunuz? Sizce gerçekten babalığa hazır olmak diye bir şey var mı?
Bence hayatta her şeyin zamanı vardır. Kesinlikle zamanı geldiğinde ben de baba olmak isteyeceğimi düşünüyorum. Babalığa hazır olmak diye bir şey var kesinlikle. Sadece manevi olarak değil, günümüz şartlarında maddi olarak da hazır olmanın önemi büyük. Sadece hayata bir canlı getirmek değil, onu en iyi şekilde yetiştirerek topluma kazandırmanın maddi manevi sorumluluğunu alabilmek benim için çok önemli.
Ailenizin size verdiği en önemli öğüt neydi sizce?
Annemin birçok kere “kimsenin hakkını yeme, adil ol” dediğini hatırlarım.
Tek mi yaşıyorsunuz? Ailenizle ilişkilerinizden bahseder misiniz?
Evet, tek yaşıyorum. Annem ve babam hala Mersin’de yaşıyorlar. Fırsat buldukça yanlarına gitmekten büyük keyif alırım. Benim için en iyi tatil onlarla vakit geçirebilmek. Kardeşlerimin üçü İstanbul'da yaşıyor ve onlarla da benim set yoğunluğum müsaade ettikçe bir araya geliriz. Kız kardeşim ise Eskişehir'de okuyor. Vakit buldukça kardeşlerimle birlikte kız kardeşimin yanına da gideriz. Her birimiz ya okuyor ya da çalışıyoruz fakat zor olsa da mutlaka bir araya geliriz.
“Misafir ağırlamaktan çok mutlu olurum”
Yemek yapmaktan çok zevk aldığınızı biliyoruz. Peki, genel olarak evcimen misinizdir?
Kesinlikle. Yemek yapmak benim için çoğunlukla terapi gibi. Yemek yapmak bana kendimi mutlu hissettirir. Çok yoğun çalıştığım için, boş zamanlarımda evde olmaktan hiç şikayet etmem.
Misafir ağırlamaktan hoşlanır mısınız?
Çok severim. Tüm arkadaşlarım çeşitli bahanelerle bana gelsinler, ben onlara yemekler yapayım, sohbet edelim… Çok mutlu olurum.
Son olarak ilişkilerinize bakış açınızdan bahsetsek… Siz de “Benim tipim…” gibi tanımlamalar yapar mısınız?
Bazı kriterlerim var. Ama genelde gönül ferman dinlemiyor…
Diyelim ki (hani olmaz ya) Küçük Sırlar dizisindeki karakterlerden biriyle evlenmeniz gerekiyor? Hangisi sizin için ideal olurdu?
Küçük Sırlar’ın takipçileri olan A2 yani Ali-Arzu fanları, kesinlikle Arzu karakteri derlerdi herhalde. Benim için öyle bir seçim yapmak gerçekten çok zor.
Yoğun programı arasında sorularımızı yanıtlayan Kadir Doğulu’ya çok teşekkür ederiz.
Röportaj: Hanife yaşar