Güncelleme Tarihi:
Dernekten yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Çalışır, dünya ile Türkiye'yi de etkisine alan Kovid-19 salgınında bireysel korumada şimdiye kadar maske, mesafe ve el yıkamanın yoğun olarak önerildiğini belirtti.
Doç. Dr. Çalışır, araştırmaların hastalığın en yoğun şekilde iç ortamlarda yayıldığını gösterdiğini, virüs içeren solunum yolları sekresyonlarından kaynaklanan çok daha küçük damlacıklar vasıtasıyla da havada uzun süre kalabildiğini belirterek, "Bu nedenle hastalıktan korunmak için, fiziksel mesafeyi korumak, sık el yıkamak ve usulüne uygun şekilde maske takmak yeterli olmamaktadır. Çin Halk Cumhuriyeti'nde yapılan bir araştırmada, 7 bin 324, Kovid-19 vakasının incelenmesinde, sadece bir hastaya dış ortamda bulaş olduğu, geri kalanların tümünde hastalığın iç ortamlarda bulaştığı gösterilmiştir. Özellikle kapalı mekanlarda maskeli dahi olsa belirli sürelerin üzerinde bulunmaktan kaçınmak, az sayıda insan bulunmasına özen göstermek oldukça önemlidir." ifadelerini kullandı.
Restoranlar ve benzeri ortamlarındaki bulaşmaya dikkati çeken Çalışır, şöyle devam etti:
"Bulaşma yolu konusunda özellikle 239 bilim insanın ortak bir deklarasyon ile yaptıkları açıklama sonrasında, bilinenin aksine 1,5-2 metre mesafe bırakmanın bulaşmayı yeterince önlemediği, havada uzun süre kalma özelliğine sahip çok daha küçük parçacıkların kapalı alanlarda uzun sürebilecek bulaşmadan sorumlu olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır. Gerek Diamond Princess Gemisi'ndeki hastalığın yayılma dinamiklerinden öğrendiklerimiz, gerekse medyada yaygın olarak haberleştirilen restoranlarda bulaşma olaylarının ve benzer kapalı ortam salgınlarının analizleri de bu görüşleri desteklemektedir."
"Kapalı ortamlarda bulunan insan sayısı kısıtlanmalı"
Prof. Dr. Bahriye Oya İtil de hastalar ve hasta olmayanların ağız ile burunlarını kapatacak şekilde uygun materyalden yapılmış maske takması gerektiğini belirtti.
Özellikle yüzeylere temaslardan sonra ellerin temizliğine dikkat edilmesi gerektiğini kaydeden İtil, fiziksel mesafenin korunması gerektiğini kaydetti.
Prof. Dr. İtil, kapalı alanlarda önlemlere rağmen bulaşma söz konusu olduğundan pencerenin hava koşullarına göre açık tutulması ya da sık sık açılarak ortamın havalandırılması gerektiğini vurgulayarak, "Merkezi havalandırması olan binaların havalandırma sistemlerinin taze hava ile uygun çevrim sayısıyla sürekli çalıştırılmalı. Kapalı ortamlarda bulunan insan sayısı kısıtlanmalı. Kapalı ortamlarda yemek sırasında maskelerin çıkarılması risk yaratacağından toplu yemek yemekten kaçınılmalı. Sağlık Bakanlığının 1 Ekim 2020'de yayınladığı Kovid-19 Salgın Yönetimi ve Çalışma Rehberinde belirtildiği gibi kent içi ulaşım araçlarında bulaşıcı damlacık oluşturabileceği için konuşulmamalı ve bağırılmamalıdır." değerlendirmesini yaptı.
Prof. Dr. İtil, bağışıklamanın toplumda bulaşmayı önleyecek düzeye ulaşmasının daha uzun zaman alacağını kaydederek, kapalı alanlarda ortam havasının temiz olmasına yönelik havalandırma, uygun filtrasyon ve oda üstü ultraviyole C ile desteklenen yöntemlerin kullanılması gerektiğini bildirdi.