Güncelleme Tarihi:
Çeşitli nedenlerle öz ailesi yanında bakımları sağlanamayan ve devlet koruması altına alınan çocukların; eğitim, bakım, yetiştirilme sorumluluğunu, öz ailesinin koşulları iyileşinceye kadar ücretli veya gönüllü bazda üstlenen, bu sorumluluğu devlet ile paylaşan ailelere koruyucu aile, hizmet modeline de koruyucu ailelik denir.
Resmi kriterler şu şekilde;
Koruyucu aile olmak isteyen ve resmi kriterler uygun kişilerin evli iseler karı-koca olarak; bekar ise tek başına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’ne resmi başvuru yaparak işlemleri başlatmaları gerekiyor. Sonrasında istenen evrakların tamamlanması, koruyucu aileliğin onaylanması, gerekli bireysel görüşmeler, ev denetimi gibi süreçlerden geçilirse çocukla tanışma aşamasına geliniyor. Sonrasında aile ve çocuğun bağ oluşturması ve karşılıklı isteğin oluşmasıyla çocuğun aile yanına yerleştirilmesi gerçekleştiriliyor.
Hayır, evli olmak şartı yok. Bekar kadın ve erkekler de koruyucu aile olabiliyorlar.
Bakanlık ilk başvuru yapıldıktan sonra bazı belgeler istiyor. Bu belgeler arasında adli sicil kaydı ve bir devlet hastanesinden alınan sağlık raporu da mevcuttur. Sonrasında ev ziyareti yapılarak evin durumu, gerekli güvenlik önlemlerinin olup olmadığı da kontrol ediliyor. Gösterilen referanslarla konuşuluyor, aile ya da kişi hakkında detaylı bilgi toplanılmaya çalışılıyor.
“EVLAT EDİNME İLE KORUYUCU AİLE OLMAK BİRBİRİNDEN ÇOK FARKLI”
Çocukların fiziksel, ruhsal ve toplumsal açılardan sağlıklı bir şekilde gelişebilmeleri için, sevilecekleri, desteklenecekleri, güven duyabilecekleri, fiziksel ve sosyal gereksinimlerinin karşılanabileceği sıcak bir aile ortamına gereksinimleri vardır. Aileler zaman zaman çocuklarının bu ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelebilirler. Bu durumlarda da çocukların kendi aileleri yerine, onların bu gereksinimlerini yerine getirebilecek başka bir aile yanında bakımlarının sağlanması çok önemlidir. Koruyucu aile hizmet modeli bunu sağlamaktadır.
Koruyucu aile hizmetinde amaç; çocuk için karmaşık ve sorunlu olan bir dönemde özenli davranılarak, çocuğun bu dönemi örselenmeden geçirmesini ve normal hayatını devam ettirmesini sağlamaktır. Koruyucu aile çocuklara öz ailesi, okulu ve sosyal çevresiyle ilişkilerini devam ettirmelerini sağlayarak yardımcı olur.
Çocuk eğer geçici süre ile koruyucu aile yanına yerleştirilmişse, öz ailesinin durumunu iyileştirmesi ve çocuğunun tekrar bakımını üstlenmek istemesi, devletin de bunu çocuğun yüksek yararına uygun bulması ve onaylaması ile koruyucu ailelik sona eriyor ve çocuk öz ailesi yanına döndürülüyor.
Çocuk lise ya da üniversiteye devam etmiyorsa, devlet koruması 18 yaşında kalktığı için ilgili sözleşmeler geçerliliğini yitiriyor. Bundan sonrası aile ve çocuğun kararıyla ilerliyor. Çocuğun lise ya da üniversiteye devam etmesi durumunda koruma kararı mahkeme kanalı ile uzatılıyor ve aile de bu bağı doğal olarak sürdürüyor. Dileyen aileler çocuk 18 yaşına geldiğinde çocuğu evlat da edinebiliyorlar.
Koruyucu aile yanındaki çocuklar evlat edinme statüsüne geçtikleri takdirde koruyucu ailelerin çocukları evlat edinmeleri de söz konusu oluyor.
Koruyucu ailelikte çocuğun velayeti öz ailesinde kalırken, evlat edinmede çocuk ailenin nüfusuna geçer, soyadını alır, velayet aileye geçer, tüm yasal haklardan yararlanır.
“BİR AİLE BİRDEN FAZLA ÇOCUĞA KORUYUCU AİLELİK YAPABİLİR”
Bir koruyucu aile yanına, tercihen aynı anda olmamak üzere en fazla üç çocuk yerleştirilebilir. Çocukların kardeş olması durumunda yapılacak özel değerlendirme sonucuna göre karar verilir. Bu durumda sınırlandırma olmayabilir. Kardeşlerin aynı aile yanına yerleştirilememesi halinde birbirleriyle görüştürebilecek aileler yanına yerleştirilmeleri sağlanmaya çalışılır.
Çocuğa kalabileceği uygun bir ortamın yaratılması önemlidir. Bebekler için güvenlik önlemlerinin alınması, okul çağı çocukları için ders çalışabileceği rahat bir ortamın yaratılması gibi. Aile kendi biyolojik çocuğu olması durumunda neler yapması gerekiyorsa aynı koşullar bakımı üstlenilen çocuk için de aynen geçerlidir.
Belli bir rutini olmamasına rağmen İl Müdürlükleri’nde çalışan ve aileden sorumlu olan sosyal hizmet uzmanları veya psikologlar tarafından ziyaretler gerçekleştiriliyor. Bu ziyaretlerde hem tek başına çocuk (uygun yaşta ise) ile hem de aile ile konuşuluyor. Çocuğun yaşadığı ortam kontrol ediliyor.
Çocuğun yararı için bu denetimlerin çok daha sık ve düzenli yapılması gerekmektedir.
“KENDİNİZİ HAZIR HİSSETMENİZ ÇOK ÖNEMLİ”
Bakımı üstlenilen çocuklar psikolojik açıdan yıpranmışlıkları olan çocuklardır. Koruyucu aile olmaya karar vermeden önce etraflıca düşünülmesi ve tüm aile bireylerinin kendini hazır hissetmesi çok önemlidir. Çocukla birlikte yaşam başladığında uyum sürecinde zorlukların yaşanması kaçınılmazdır. Ancak uygun, özellikle psikolojik desteklere ulaşıldığında, sorunların çözümlenmesi mümkündür ve bu süreç hem aile hem çocuk açısından böylelikle daha rahat atlatılabilir.
Çocukla yaşamayı bir deneyip olmayınca geri yuvaya yollamak en kötü seçenek olmaktadır. Elbette bazı elde olmayan ölüm, boşanma, zor bir hastalık gibi nedenlerle bu geri dönüşlerin olması zorunlu olabilir ama bunun dışındaki geri dönüşlerin çocuklarda güven hissinin daha çok zedelenmesine, değersizlik hissinin daha çok artmasına yol açacağını unutmamak gerekir. Bu nedenle ailelerin çok çok iyi düşünüp, tartıp, inceleyip sonrasında koruyucu aile olmaya karar vermeleri özellikle çocuğun yüksek yararı için çok önemlidir.
Koruyucu aileler çocuğun tüm masraflarını üstleniyorlar. Ancak devletin koruyucu ailelere aylık bazda yaptığı bir ödeme de mevcuttur. Senede üç kez de giysi ve eğitim yardımı kapsamında ek ödemeler de yapılmaktadır. Çocukların katıldıkları kurs, dershane veya kullandıkları servis otobüslerinin ücretlerinin de bir kısmı devlet tarafından karşılanabilmektedir.
Tüm devlet hastanelerinden ücretsiz bu çocuklarımız için sağlık desteği alınabilmektedir.
Çocukları özel okullarda okutmak isteyen aileler de olmaktadır. Koruyucu aile yanındaki çocuklar, şehit ve gazi çocuklarıyla birlikte özel okulların belli bir kontenjanından yararlandırılmakta ve burslu okutulabilmektedir. Ne yazık ki özel okullar bu kontenjanı kullandırmakta oldukça çekimser davranmaktadırlar.
Devlet öz ailenin şartlarının iyileştiğine ve öz ailesi ile birlikte yaşamasının çocuğun yüksek yararına olduğuna kanaat getirirse, çocuğu öz ailesinin yanına döndürür. Bu aslında koruyucu ailelerin en çekindikleri ve endişe ettikleri nokta olmaktadır. Çocukla büyük bir sevgi ve bağ oluştuktan sonra o çocuğu nasıl geri veririm diye endişe taşımaktadırlar. Ancak koruyucu ailelik hizmet modelinin temeli budur.
Burada belki de koruyucu ailenin çocukla geçirdiği her zamanın, çocuğa mutlaka olumlu katkısı olacağının bilincinde olması son derece önemlidir. Çocuğa farklı bir hayat görüşü, önemli değer yargıları, farklı bir vizyon kazandırmaları söz konusudur. Çocuğun öz anne ve babasıyla yaşayabilmesi de çok kıymetlidir. Bunun mümkün olduğu durumlar desteklenmelidir. Çocuk öz ailesi yanına döndürülse de koruyucu aile ile ilişkisini sürdürebilir.
“İSTANBUL’DA SADECE 307 TANE KORUYUCU AİLE VAR”
Türkiye’de yaklaşık 14.000 civarında devlet korumasında olup yurt ve yuvalarda kalan çocuk mevcut. Ayrıca 3069 koruyucu aile yanında kalan 3720 tane çocuğumuz mevcuttur. (istanbulkoruyucaile.gov.tr’den alınan rakamlar)
İstanbul’da 307 koruyucu aile yanında 335 çocuğun bakımı yapılmaktadır. İstanbul ilk kez İzmir’in ve diğer şehirlerin önüne geçmiş ve 1 numaraya oturmuştur. Buna rağmen İstanbul gibi kocaman bir şehir için çok düşük bir rakamdır. İzmir ikinci, Ankara üçüncü sıradadır. Henüz koruyucu ailelik ile tanışmayan 4 tane ilimiz de mevcuttur.
Koruyucu aile sayısının artması çok önemlidir ancak nitelikli, çocuğa pozitif katkısı olacak, onu toplumsal hayata hazırlayacak ailelerin katkısı daha da önemlidir.
Her şeyden önce, çocuğun yüksek yararını gözeterek sevgi dolu, güvenli ve donanımlı bir aile ortamında yetişmesi amacıyla, aile temelli bakım sistemi olan koruyucu aile sisteminin ülkemizde hak ettiği yere ulaşması için çaba göstermekteyiz. Aile temelli bakım hizmetleri, gelişmiş batı toplumlarında en çok tercih edilen bakım hizmet modelleridir. Biz de bu konunun toplum tarafından daha iyi anlaşılması açısından farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapmaktayız.
Mevcut koruyucu ailelerimiz ile paylaşım ortamlarında (dernek ofisinde ya da kahvaltı, yemek, piknik gibi organizasyonlarda) bir araya gelmekteyiz. İnsanların yaşadıkları süreçlerin sadece kendilerine özgü olmadığını bilmelerinin büyük faydası olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca koruyucu aile bakımındaki çocukların da bir araya gelmelerini yalnız olmadıkları duygusu açısından çok önemsiyoruz.
Ailelerimizin ve çocuklarımızın gereksinim duyduğu alanlarda onlara gönüllü kişi veya kurumlardan yardım ve destek sağlamaya çalışmaktayız.
Koruyucu aile hizmet modelinin ülkemizde gelişmesi ve yerleşmesi adına üniversite ve diğer STK’lar ile işbirliği yapmakta, çocuklarla ilgili konulara yönelik yapılan tüm çalışmalarda, ulusal ve uluslararası koruyucu aile örgütleriyle paylaşımlarda bulunmaktayız.
Nitelikli ve donanımlı koruyucu ailelerin hizmet modeli içerisinde daha fazla yer almasını hedeflemekteyiz. Koruyucu ailesi olduğumuz çocukların bakımını üstlendiğimiz süreçte; fiziksel ve ruhsal bütünlüğünün sağlanarak topluma yararlı bireyler olarak kazandırılmasını amaçlamaktayız.