Güncelleme Tarihi:
Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edilmesine sebep olan bu hastalığın yayılma hızı, yayılma şekli ve yayıldığı insanlardaki etkileri dikkate alındığında korkutucu denebilecek bir hastalık olduğu, oranı yüksek olmasa da can kaybı ile sonuçlanabilecek etkileri olduğu aşikâr. Toplumun her kesimini etkileyebilmesi, her ilimizde hatta hemen hemen her ilçemizde görülmüş bir hastalık olması sebebiyle tüm ülke insanını tedirgin eden bu hastalığa karşı en önemli sığınağımız maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine sıkı sıkıya bağlı olmaktır. Ancak henüz aşısı ve/veya ilacı bulunamamış bu hastalığın bulaştığı kişilerin tedavisi, sürecin en önemli ikinci bölümü olarak karşımıza çıkıyor. Tedavi, yatarak, ilaç kullandırılarak, bir takım solunum cihazları kullanılarak çoğunlukla yoğun bakım şartlarında devam ediyor. Tam bu noktada karşımıza tedavi süreçlerinin ücretli olup olmadığı sorusu çıkıyor.
Hangi hastanelerde tedavi yapılıyor?
COVID-19 hastalığına ilişkin belirtilerden şüphe ediyorsunuz. Bir hastaneye başvurmak istediniz. Yakınınızda bulunan ilk hastaneye başvurabilirsiniz. Zira Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü 20.03.2020 tarih ve 14500235-403.99/ sayılı 81 İl Valiliği ve YÖK ‘e gönderdiği yazısıyla; "Sağlık kurumlarına müracaat eden hastaların, covıd-19 tanısı kesinleşinceye kadar sağlık bakanlığı hastaneleri, devlet ve vakıf üniversitesi hastaneleri ile tüm özel sağlık kuruluşlarınca kabul ve tedavi süreçlerinin yapılması zorunludur" şeklinde bir yazı göndermiştir.
Yazının bilinmesi gereken önemli noktalarından birisi de 2. Maddesinde belirtilmiş olan; "Bünyesinde Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs hastalıkları, İç Hastalıkları uzmanı hekimlerden en az ikisinin bulunduğu ve 3. seviye erişkin yoğun bakım yatağı bulunan hastaneler Pandemi Hastanesi olarak kabul edilir" düzenlemesidir. Burada karışımıza çıkan "Pandemi Hastanesi" kavramı COVID-19 tanısı almış (test pozitif) vakaların tedavi sürecinin yapılmış olduğu hastane olarak anlatılabilir.
Özetle her hastaneye başvurabilirsiniz eğer o hastane pandemi hastanesi değil ve sizde kuvvetli bir koronavirüs şüphesi tespit edilirse yine Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından bahsi geçen yazıda tarif edilen; "COVID-19 tanısı konmuş hastaların müracaat ettiği pandemi hastanesi olmayan il/ilçe hastaneleri, bu hastaların sevk algoritmasında belirlenen hastaneye gerekli önlemleri alarak sevkini gerçekleştirmelidir. Hastaların sevki il içi veya il dışı 112 Komuta Kontrol Merkezleri tarafından koordine edilir" düzenlemesi gereği sevkiniz sağlanmak zorundadır.
Acil kapsamında görülen tedaviler için ücret ödenir mi? COVID-19 şüphesi acil kapsamında mıdır?
Bu hususun irdelenmesi ve net cevabın verilebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) incelenmelidir. Zira bu tebliğin amacı sağlık yardımları Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanan kişilerin, hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını, iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinden yararlanma esas ve usulleri ile bu hizmetlere ilişkin Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen kurumca ödenecek bedellerin bildirilmesi olarak tanımlanmıştır. Yani tedavi aşamalarında SGK ile hastaneler arasında ve vatandaş arasında tedavi usullerini, ödeme yapılıp yapılmayacağı düzenlemelerini incelerken esas alınması gereken düzenleme SUT içerisinde mevcuttur.
9 Nisan 2020 tarihli ve 31094 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile acil hal tanımında değişiklik yapılmıştır. Düzenlemede; "(*) Acil hal; (Değişik: RG-9/4/2020-31094) ani gelişen hastalık, kaza, yaralanma ve benzeri durumlarda olayın meydana gelmesini takip eden ilk 24 saat içinde tıbbi müdahale gerektiren durumlar ile ivedilikle tıbbi müdahale yapılmadığı veya başka bir sağlık kuruluşuna nakli halinde hayatın ve/veya sağlık bütünlüğünün kaybedilme riskinin doğacağı kabul edilen durumlar ile pandemi süresince pandemi olgularına yönelik tanı ve tedavileri kapsamaktadır. Bu nedenle sağlanan sağlık hizmetleri acil sağlık hizmeti olarak kabul edilir" denilerek pandemi süresince pandemi olgularına yönelik tanı ve tedaviler acil kapsamına alınmıştır.
SUT bu konuya ilişkin bir düzenleme getirmiştir. 1.8.5- Katılım payı alınmayacak haller, sağlık hizmetleri ve kişiler başlığı altında düzenlenen maddelerin 5.sinde; "Acil servislerde verilen ve SUT eki “Hizmet Başı İşlem Puan Listesi” nde (EK-2/B) yer alan 520.021 kodlu “Yeşil alan muayenesi” adı altında kuruma fatura edilebilen sağlık hizmetleri hariç olmak üzere acil servislerde verilen sağlık hizmetleri, bedeli kurumca karşılanmayan ayakta tedavide hekim ve diş hekimi muayeneleri, Sağlık Bakanlığı tarafından sözleşme yapılmış, görevlendirilmiş veya yetkilendirilmiş aile hekimi muayeneleri ile SUT ‘un 1.4.3 maddesinde belirtilen sağlık kurumları/kuruluşları tarafından sunulan sağlık hizmetlerinde SUT ’un 1.8.1 maddesinde tanımlanan katılım payı alınmaz" düzenlemesi getirilmiştir.
Koronavirüs tedavisi için başvuru açıkça acil kapsamındadır. Bu sebeple katılım payı ücreti talep edilemeyecektir.
Acil tanımı ne zaman son bulur?
SUT 1.9- İlave ücret başlıklı ve 1.9.1- İlave ücret alınması başlıklı düzenlemesinde acil tanımının ne zaman son bulduğunu düzenlemiştir. Buna göre; ‘’ (6) (Değişik: RG-4/2/2018-30322) (102) Hastanın acil servislerde 24 saat içinde stabilizasyonu esastır. Hastanın acil servise başvurusundan itibaren 24 saat içinde stabilize edilerek ilgili kliniğe yatışı ya da başka bir sağlık hizmeti sunucusunun yataklı kliniğine sevk edilmesiyle acil hal sona erer. Acil servislerden kabul edilerek doğrudan uygulanan acil girişimsel işlemler ile 24 saat içinde acil gözlem ünitelerinde uygulanan tüm sağlık hizmetleri için ilave ücret alınamaz. Hastadan ilave ücret alınabilmesi için hastaya/hasta yakınına acil halin sona erdiğine ve müteakip işlemlerin ilave ücrete tabi olduğuna ilişkin "Acil Halin Sona Ermesine İlişkin Bilgilendirme Formu” (EK-1/D) kullanılarak, yazılı bilginin imza karşılığı verilmesi zorunludur" düzenlemesi yer almaktadır.
Bu şartlarda acil tanımı sonlanmış olan Covıd-19 olguları ile tedavi gören hasta yine de ücret ödemeyecektir.
Şöyle ki; SUT 1.9.3- İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri başlıklı maddesinde açıkça (1) (Değişik birinci cümle: RG-12/11/2013-28819) "Aşağıda belirtilen sağlık hizmetleri için hiçbir ilave ücret alınamaz" düzenlemesi yer almaktadır. Maddeye eklenen (Ek: RG-9/4/2020-31094) sayılı düzenlemeyle) "Pandemi süresince pandemi olgularının tanı ve tedavileri, (Ek ibare: RG-9/4/2020-31094) ile bu işlemlere ilişkin sunulan sağlık hizmetlerinden" eklenmiştir. Bu düzenlemeyle birlikte koronavirüs olgularının tanı ve tedavisinde sağlık hizmetleri için ücret alınamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Salgın tanımı ve COVID-19 açısından pandemi tanımı
Salgın; belirli bir popülasyonda belirli bir zaman belirli bir popülasyonda, belirli bir zaman diliminde, bir enfeksiyon hastalığına yakalanan bireylerin sayısında beklenenden fazla artış gözlenmesi anlamına gelmektedir.
Pandemi; dünyada birden fazla ülkede veya kıtada, çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdir. Dünya Sağlık Örgütü koronavirüs hastalığına ilişkin, virüsün yayılma hızına ve insan sağlığı üzerindeki etkisine bakıldığında genel çapta koruyucu önlemlerin artırılmasını sağlamak adına 11 Mart 2020 tarihinde tüm dünyada pandemi ilan etmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen pandemi ilanında hastalığın yapısı dikkate alınarak bir amaç belirlenmiş ve genel çapta koruyucu önlemlerin artırılmasını sağlamak olarak bu amaç tanımlanmıştır. Koronavirüs için bu amaca ulaşmanın en temel metodu insanlar arası teması azaltmak hatta sonlandırmak ve tedavi süreçleri de dahil belirti gösteren insanların karantina altına alınmasıdır. Koronavirüs şüphesiyle tedavisine başlanan bir kişi derhal hastanede karantina altına alınmaktadır. İradesiyle hastaneden çıkabilme ve/veya karantina şartlarını reddetme imkânı yasal olarak mümkün değildir. Böyle bir durumda kamu sağlığı ve diğer tüm vatandaşların sağlığının muhafazası için zorunlu olarak karantinada kalan bir kişiye uygulanan tedaviye ilişkin ücret talebi Anayasaya ilgili tüm mevzuata aykırı olacaktır. Bu sebeple dünya çapında bir salgın olarak yayılan ve pandemi olarak ilan edilen koronavirüs tedavisi için taburcu edilme sürecine kadar hiçbir ücret talep edilemeyecektir.
Koronavirüs şüphesiyle hastanede tedavi edilen hastaların testinin negatif çıkması durumunda ücret ödenir mi?
COVID -19 hastalarında net teşhis ancak Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan test sonuçlarıyla konulmaktadır. Kesin teşhis konulana kadar başlıca hastalık emareleri görülen kişilerde derhal koronavirüs tedavisi başlatılmakta ve karantina altında hastanede tedavi işlemleri yapılmaktadır. Bu durum karşımıza tedavisi COVID-19 şüphesiyle tedavisine yatarak başlanan hastaların en erken 3 gün arayla gelen en az 2 test sonucu gelene kadar yapılan tedavilerin ücretlendirilip ücretlendirilmeyeceği sorusu çıkmaktadır.
SUT 1.9.3- İlave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri başlıklı maddesinde yapılan değişiklikle açıkça (1) (Değişik birinci cümle: RG-12/11/2013-28819) "Aşağıda belirtilen sağlık hizmetleri için hiçbir ilave ücret alınamaz" düzenlemesi yer almaktadır. Maddeye eklenen (Ek: RG-9/4/2020-31094) sayılı düzenlemeyle) Pandemi süresince pandemi olgularının tanı ve tedavileri, (Ek ibare: RG-9/4/2020-31094) ile bu işlemlere ilişkin sunulan sağlık hizmetlerinden" düzenlemesiyle ücret alınamayacağı açıkça düzenlenmiştir.
Burada geçen "pandemi süresinde, pandemi olgularının tanı ve tedavileri" cümlesinden pandemi olguları ile kasıt koronavirüs teşhisinde tüm dünyaca kabul edilen yüksek ateş, kuru öksürük ve/veya akciğer tomografisi sonuçlarının incelenmesi sonucunda kuvvetli hastalık şüphesi içeren sonuçlar ortaya çıkması sebebiyle COVID-19 tedavisine başlanmış olmasıdır. Yani pandemi olguları ilk teşhis ve kuvvetli şüpheyle ortaya çıkmış henüz test sonuçları gelmemişse yapılan tedavilerin tamamı SUT ilgili maddesinde belirtilen ilave ücret alınmayacak sağlık hizmetleri kapsamında kabul edilmelidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus uygulanan tedavilerin aslında koronavirüs taşıyan hastaya olumlu etkileri ile testin negatif çıkabileceği hususudur. Hastalığın Sağlık Bakanlığı’nın resmi tüm açıklamalarıyla da anlaşılacağı üzere değişken bir yapıya sahip olması, negatif sonucu çıkan bir hastanın daha sonra pozitif olabileceği ve/veya pozitif sonuç alınan bir hastanın tekrar pozitif bir sonuçla karşı karşıya kalabileceği durumudur. Akciğer tomografisi, yüksek ateş, solunum sorunları vb. koronavirüs kuvvetli şüphesi emareleri olarak tüm dünyada kabul edilmiş belirtiler ile yatarak karantina altında özel sağlık kuruluşunda tedavisine başlanan hasta uygulanan tedaviler ile test sonuçları gelene yani kesin teşhis konulana kadar pekâlâ iyileşme gösterebilir. Böylelikle tedavi devam ederken yapılan ve kesin teşhise esas alınacak test sonucu gelene kadar tedavi ile iyileşme aşaması göstermiş olabilir. Böyle bir durumda kesin teşhis konulamadığı veya testi negatif olduğundan bahisle ücretlendirme yapılabilmesi SUT ile yapılan ve değişiklikle amaçlanan kamu sağlığı ve vatandaşın sağlık güvenliğini güvence altına almak ilkeleriyle bağdaşmayacaktır.