Koronavirüs sürecinde okulunu özleyen çocuklara yaklaşım nasıl olmalı?

Güncelleme Tarihi:

Koronavirüs sürecinde okulunu özleyen çocuklara yaklaşım nasıl olmalı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2020 12:30

Türkiye’deki ilk koronavirüs vakasının açıklanmasının hemen ardından okullar kapandı ve uzaktan eğitim sistemine geçildi. Ancak eğitim sistemindeki beklenmedik değişikliğin sürecin benimsenmesini zorlaştırabildiğini vurgulayan Uzman Psikolog Ceylan Şekerci, bu dönemde okulunu özleyen çocuklara nasıl yaklaşılmasıyla ilgili önemli bilgiler verdi.

Haberin Devamı

Uzaktan eğitimde çocuk, eğitim fırsatından istediği ortamda ve okula gitmeden yararlanabiliyor. Öte yandan yüz yüze etkileşim, grup çalışması ve sınıf içi aktivitelerinden büyük ölçüde mahrum kalıyor. Çocuğun sosyal gelişim sürecinde çeşitli problemler ortaya çıkabiliyor.

Yaşadığımız olağan dışı süreci algılamaya çalışan çocuklar için bu beklenmedik eğitim sistemi değişikliği sürecin benimsenmesini de zorlaştırabiliyor. İç denetim, otokontrol, disiplin kavramları öne çıkmaya başladı. Çocuk, öğretmenin sağladığı disiplin çerçevesinde derse katılırken uzaktan eğitim sisteminde bir otorite boşluğu oluştu. Teknolojiye sahip olma imkanlarının her ailede aynı olmayışından kaynaklı farklılıklar yaşanabiliyor. Özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklar internet ortamından izledikleri derslere konsantre olmakta zorlanabiliyor. Bu aşamada ailelere de çeşitli görevler düşüyor. Bilgisayar veya tabletin bulunduğu çevresel koşulların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Mümkün olduğunca az uyaran olmalı ki çocuk eğitimde anlatılanlara daha rahat odaklanabilsin.

Çocukları mutlu etmek için farklı yöntemlere başvurmak sadece günü kurtarır

Öğrencilerin birbirlerini de görebildikleri interaktif eğitim ortamlarında yapılan paylaşımlar yüz yüze iletişim kadar etkili ve tatmin edici olmayabiliyor. Çocuklar okulu, arkadaşlarını ve öğretmenlerini özlediklerini dile getirebiliyor. Anne babalar çocuklarının bu ifadesi karşısında üzülüp çaresiz kalabiliyor. Bu aşamada çocuklarını mutlu etmek ya da durumu geçiştirmek adına farklı yöntemlere başvurabiliyorlar. Bu yöntemlerden ilki yalan söylemek. Bu, çocuğun üzülmesini engellemeye yönelik pembe bir yalan. “Çok yakında düzelecek her şey ve açılacak okullar.” Herkesin ortak hayali bu ancak çocuğa kısa vadede gerçekleşmesi zor vaatler verirseniz hayal kırıklıklarının da kapısını aralarsınız. Okulların açılmadığı her hafta aranızdaki güven ilişkisi zedelenir. Bir diğer yanlış yöntem de durumu küçümseyip geçiştirmeye çalışmak. “Aman canım ne olacak ki birkaç ay internetten yaparsın derslerini, arkadaşlarını da eninde sonunda göreceksin zaten. Boş ver takma kafana. Geçecek elbet bir gün. Üzülme sen.” Böyle bir cümle çocukta ciddiye alınmadığı ve değer görmediği hissini yaratır. Zamanla çocuk ebeveyn ile iletişimini azaltmaya başlar. Hiçbir anne baba çocuğunu üzgün görmek istemez. Kısa vadede işler gibi görünen bu yöntemler sadece günü kurtarır. Geleceği zedeler.

Haberin Devamı

Arkadaşlarını ve öğretmenlerini özlediğini söyleyen çocuğa nasıl yaklaşmalı?

Dürüst ve net olun. Çocuk yetiştirmenin temel kurallarından biri dürüstlük. Hissettiklerinizden bildiklerinize çocuğunuza hep doğruyu söyleyin. “Şu an için kimse net bir tarih veremiyor. Koronavirüsünü hep beraber yenebilmemiz için bir süre daha evde kalmamız gerekiyor. Bu süreçte okullarla ilgili herhangi bir açıklama yapılırsa hemen seninle paylaşacağım. Okulunu, öğretmenlerini, arkadaşlarını ne kadar özlediğini görebiliyorum.” “Ben de arkadaşlarımı özlüyorum. Onlarla birlikte dolaşmayı, bir yerde oturup karşılıklı sohbet etmeyi ben de istiyorum. Şu anda bunları yapamadığım için ya telefon ediyorum ya da görüntülü konuşmalar yapıyorum. Yüz yüze konuşmak gibi olmuyor belki ama arkadaşlarımın da benim gibi olaylar ve duygular yaşadıklarını görmek beni rahatlatıyor. Bu süreçte bana yalnız olmadığımı hissettiriyor. Sen de aramak ister misin öğretmenini veya arkadaşlarını? Ya da bir dahaki görüşmenizde vermek için bir resim yapmak, minik bir hediye hazırlamak?”

Her zaman için çocuğun kendi anne babasından duyacağı güvenceler muhteşem bir konfor alanı yaratıp huzur sağlar. Kimsenin net bir bilgisinin olmadığı konularda kendi varsayımlarınızdan yola çıkarak çocuğunuza tarih vermeyin. Üzülmesin diye yalan söylemeyin. Kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi paylaşmaktan kaçınmayın. Unutmayın, çocuğunuz da sizin gibi zor ve farklı bir süreçten geçiyor. Bunu hatırlayın ve çocuğunuza her durumda yanında olduğunuzu hissettirin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!