Güncelleme Tarihi:
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Songül Özer, mutasyona ilişkin kafa karıştıran temel soruları Hürriyet Aile okurları için cevapladı.
Mutasyona uğrayan koronavirüs daha mı tehlikeli?
Bütün virüslerde mutasyona uğrama yani ‘varyant değiştirme’ ihtimali var. Bazı virüslerde bu ihtimal daha yüksek oluyor. Influenza ve koronavirüste daha sık ve daha kısa sürede mutasyon gerçekleşebiliyor. Antijenik değişikliği her zaman kötü yönde değerlendirmemek gerekiyor. Virüs antijenik yapısını değiştirdi, yeni bir suç meydana getirdi, şimdi daha çok ölüm olacak veya daha çok yayılacak diye korkulmamalı. Bazen virüsteki antijenik yapı değişikliği aksine iyi yönde de olabiliyor. Gerçekleştirilen çalışmalar doğrultusunda yapılan açıklamalarda, yeni saptanan virüsün bulaştırıcılığının daha yüksek olduğu ama hastalar arasında fatalite dediğimiz ölüme neden olma ya da ağır hastalık tabloları oluşma ihtimalinin daha az olduğu bilgisi veriliyor. Aslında bu iyi bir durum. Daha çok bulaşması demek onun daha kötü olduğu anlamına gelmiyor. Hastaların ağır geçirmesi ya da hastaların ölüme sebebiyet vermesi bizi ilgilendiriyor. Çok kişiye bulaşabilir ama hafif geçirebilirler. Toplumdaki bağışıklığın artmasını sağlayacağı için bir anlamda iyi bir durum bu. Hasta olup da atlatanların sayısı artınca doğal olarak aşılanmış gibi olurlar. Hastalığı geçirerek bağışık kazanırlar ki aktif bağışıklama dediğimiz bu tablo en çok istenen tablodur.
Vücut mutasyona farklı bir tepki verir mi?
Eğer varyantı hastalık yapma yeteneği düşük bir antijenik yapı değişikliği geçirdiyse vücut hastalık olarak tabii ki daha hafif karşılık verecektir. Örneğin 2020’deki virüs ile enfekte olduk ama 2020’nin sonlarında yeni bir antijenik yapıda virüs çıktı, onu da alabiliriz ve yeniden enfeksiyon geçirebiliriz. Yeniden hasta olabiliriz. Vücut ilkinde olduğu gibi de tepki verebilir. İşte o mutasyonun ne olduğu ile alakalıdır. Eğer virüs hastalık yapma yeteneği yüksek bir hale dönüştüyse tabii ki onu aldığımızda daha ağır geçiririz. Ama hastalık yapma yeteneği düşük bir hale dönüştüyse ikinci enfeksiyonumuzu ya da ilk kez geçiriyorsak daha hafif bir şekilde geçiririz. Virüsün ne tür bir mutasyon geçirdiği, hangi antijenik yapısını değiştirdiği önemli.
Aşılar mutasyona uğramış virüse karşı da etkili mi?
Bir aşı elde olan virüs suçları ile yapılır. Biz bildiğimiz, karşılaştığımız şeye karşı antikor üretebiliriz. Görmediğimiz bir şeye karşı aşı yapmamız mümkün değil. Amerika, İngiltere, Rusya, Almanya ve Çin’in aşı çalışmaları en çok öne çıktı. Bu ülkeler 2019 yılının Aralık ayından itibaren gördükleri virüse karşı aşı ürettiler. Onların geliştirdiği aşıları insanlara uygularsak o virüslere karşı bizi koruyacak. Almanların ve Çin’in ürettiği, bize de ulaşan üretim aşamasını bitirip dağıtım aşamasına geçen aşıların yeni çıkan virüse karşı etkili olması mümkün değil. O yüzden yeni bir virüse karşı korumayacaktır. Influenzada da bu durum aynı. Aşıyı her yıl insanlara yapmamızın nedeni antijenik yapısını değiştirmesidir. Bir önceki yılın aşısı bu yıl korumuyor. Muhtemelen aynı durum Covid-19 aşısı için de geçerli olacak.
Değişime uğrayan virüs bizde kaygı yaratmalı mı?
Bence yaratmamalı, toplumda da yaratmamasına şaşırmıyorum. Çünkü biz bir virüsle karşı karşıyayız. Bu bir tüberküloz, brusella yani bir bakteri olsaydı şaşırırdım; çünkü bakterilerdeki antijenik yapı değişikliği ve yeni suç oluşturma ihtimali yıllara yayılabiliyor ya da hiç olmuyor. Senelerdir bildiğimiz boğmaca bakteridir ve hala bir tane antijenik yapısı var. İkinci bir antijenik yapıda suç geliştirmemiş. Ama virüslerde durum böyle değil. Sadece koronavirüste değil birçok virüste antijenik yapı hemen değişir, mutasyona uğrayabilir. Covid-19’un ne kadar sıklıkta ve ne kadar kısa sürede antijenik yapısını değiştirdiğini bilmiyoruz. Onu yeni öğreniyoruz. Şu anda yeni bir antijenik yapı ortaya çıktıysa henüz bir yıl olmadan çıktı demektir. Bu bizde bir kaygı oluşturmadı. Biz zaten virüslerin mutasyona uğramalarına alışkınız. Hiçbir şey değişmeyecek. Bu durum kaygı değil ama tedavi ve ilaçlarla ilgili birtakım soru işaretleri oluşturuyor. Ama aynı soru işaretleri 2020’nin ocak ayında bu virüsle karşılaştığımızda da vardı. Her yeni virüste biz acaba tedaviyi değiştirecek miyiz endişesini yaşıyoruz.