Güncelleme Tarihi:
Çin’in 11 milyon nüfuslu Wuhan şehrinde başlayan ve buradan tüm dünyaya yayılan koronavirüs, zaman geçtikçe hızla sosyal medyadan yayılan yanlış bilgilerle adeta bir “paranoya virüsü”ne dönüştü diyebiliriz. Sosyal medya üzerinden hızla yayılan yanlış bilgiler obsesyon ve kaygı bozukluğu yaşayan danışanların nöbet yaşamasına ve hastalıkların yeniden nüksetmesine sebep oldu.
Ruh Sağlığı Derneği’nden yapılan açıklamaya göre, tarih boyunca salgın hastalıklar insanlar için en büyük korkuların başında yer alıyor. Geçmişte toplu ölümlere yol açan bulaşıcı ve salgın hastalıkların büyük acıların yaşanmasına neden olduğunu hemen hepimiz biliyoruz.
Şimdi ise gündemde virüs korkusu (COVID-19) insanların hayatının seyrini değiştirerek haliyle korku ve paniğe sebep oluyor.
Tıpkı virüs gibi kaygı da bulaşıcı!
Obsesyon yaşayan OKB (Obsesif kompulsif bozukluk) hastaları zaten mevcut durumda bir mikrobun bulaşmasından yaşadıkları titizlikle takıntılar yaşıyorken şimdi hızla yayılan virüs haberleri de bu hastaların adeta obsesyonlarını (zihinde sık sık tekrar eden otomatik sağlıksız düşünceleri) besliyor. Bu kişiler Sağlık Bakanlığı’nın uyarılarını dikkate almak yerine, takıntılı bir şekilde sürekli sosyal medya üzerinden yanlış bilgi okuyor ve paylaşıyor. Piyasadaki birçok fırsatçı kişi, insanların bu kaygısını maddiyata çevirmek için yanlış haberlerle insanlara maske ve dezenfektan ürün satışı gerçekleştirdi.
Ülkece zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde lütfen bilinçli şekilde teknolojiyi kullanalım. Ruh Sağlığı Derneği ve Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamalara güvenerek gerekli uyarıları dikkate alalım.
Beynimizi tıpkı bir televizyona benzetecek olursak uydu alıcısından gelen frekansların ekrana görüntüyü yansıttığı gibi bizim de zihnimizden sık sık geçen kaygı ve korku dolu düşüncelerimiz zamanla bedenimizde somatik ağrı ve şikayetlere sebep olabilir. Sürekli COVID-19 belirtilerini okuyarak kaygılanıp sık sık gargara yapan birinin boğazı bir süre sonra tahriş olabilir. Sürekli bedeninizdeki değişimlere odaklanarak bunu bir takıntı haline dönüştürseniz virüsten çok daha tehlikeli, fiziksel olmayan ruhsal bir hastalığa kapılabilirsiniz.
Yapmamız gereken oldukça basit; Sağlık Bakanlığı’ndan gelen açıklamalara dikkatle uymak ve önlemimizi almak. Bizler önlem olarak gerekli hijyeni sağlayabilir ve kendimizi kalabalık ortamlardan muhafaza edebiliriz.
Unutmayın!
İnsanlık boyunca bizi tehdit eden bir şey, her zaman yaşanacak olan tehlikeli olaydan çok daha ürkütücü olmuştur. Zihin size olayı yaşadığınızda, yaşayacağınız kaygının ve korkunun hayal dünyasında her zaman daha fazlasını yaşatır. Kendinize kaygı yaşatarak bağışıklık sisteminizi düşürmeyin. Hatırlamakta fayda var ki araştırmalar stresin egzama, sedef, kurdeşen, saç dökülmesi gibi birçok deri hastalığında etkin rol aldığını gösteriyor.
Evhamlanmayın, paniğe kapılmayın, lütfen yanlış haber paylaşmaktan kaçının.