Güncelleme Tarihi:
Nadir görülen bir hastalık olan sırt nasırı tıbbi adı ile “Elastofibroma Dorsi” daha çok kadınlarda görülüyor. Çoğu zaman iyi huylu seyreden bu tümör günlük yaşamı olumsuz etkileyebiliyor. Uzmanlar ise tanı konulduktan sonra cerrahi ile çıkarılması gerektiğine vurgu yapıyor. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan anlattı.
Sırt nasırlarının oluşum nedenlerini anlatan Demirhan, “Elastofibroma Dorsi” nadir görülen iyi huylu ve yavaş büyüyen göğüs duvarı tümörüdür. Kürek kemiği ve göğüs duvarı arasında mekanik sürtünme ve basıya bağlı gelişen, bu nedenle tümöral olmaktan çok reaktif olarak kabul edilen fibroelastik yapıda bir yalancı tümördür. Genellikle orta yaş grubunu etkilemektedir. 40 yaş üstü daha çok kadınlarda görülür, çoğunlukla tek taraflı olmasına rağmen (tek ve çift görülme oranı) 3/1’dir. Tek taraflı lezyonların çoğu sağ tarafta görülmektedir” dedi.
Kolu zorlayan hareketlerin sırt nasırını tetiklediğine değinen Dr. Demirhan, “Elastofibroma Dorsi”nin gerçek bir tümör olup olmadığı tartışmalı olup, etiyolojisinin mültifaktöriyel olduğu söylenebilir. Yapılan çalışmalarda kas gücü ile çalışanlarda tekrarlayıcı travmalarla görülme sıklığının artabileceği bildirilmiştir. Omuz ve kolunu sürekli kullanan ya da ağır iş yapan kişilerde, sıklıkla da sağ kürek kemiği etrafında sırt nasırının daha fazla görülmesi bu görüşü desteklemiştir. Bununla birlikte “Elastofibroma Dorsi” hayatı boyunca kolunu zorlamayan kişilerde de gözlenmektedir. Kürek kemiği dışında farklı yerleşimlerde de görülebilir” şeklinde konuştu.
Sırt nasırlarının 5 santimden büyük oldukları zaman belirti vermeye başladıklarını ifade eden Doç. Dr. Özkan Demirhan, “Olguların yüzde 50’si genelde belirti vermez. Belirti veren durumlarda hastaların çoğunda sırtta kürek kemiği etrafında şişlik, kolda kuvvetsizlik, sırt omuz ağrısı görülmektedir. Diğer belirtiler arasında kol hareketiyle ortaya çıkan kürek kemiğinin kitleye takılmasına bağlı tıkırtı sesi, eklem sertliği, kürek kemiğinin diğer tarafa göre yüksek olması gibi yakınmalar sayılabilir. Bu yakınmalarla başvuran hastalar, fizik muayenede anormal bulgu yoksa da mutlaka radyolojik olarak değerlendirilmelidir” şeklinde bilgi verdi.
Sırt nasırlarının tedavi yöntemlerine değinen Doç. Dr. Özkan Demirhan, “Tedavide cerrahi ile çözüm sağlanabiliyor. Cerrahide radikal davranılarak kanser cerrahisi gibi yaklaşılır en ufak bir kitle kalıntısı bırakılmamalıdır. Başarısız cerrahide kitle yeniden ortaya çıkabilir, ikinci ameliyatta daha büyük bir cerrahi gerekebilir. Bu nedenle tedavisi tümörün tamamen temizlenmesi ile gerçekleşir. Tümör kol ve omuz da fonksiyonel yetersizlik, bası bulguları, ağrı ve göğüs duvarında şişliğe neden oluyorsa ve tümörün çapı 5 santimi aşıyorsa kesinlikle çıkarılmalıdır. Daha küçük ve şikayete yol açmayan lezyonlarda cerrahi tedavi uygulanmadan hasta izlenebilir” dedi.