Güncelleme Tarihi:
Soğuk havalarda özellikle sıkça görülen grip, nezle ve bronşit gibi kış hastalıklarından korunmak için bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir. Güçlü metabolizmanın temelinde ise yeterli ve dengeli beslenme yatar. Beslenmede C vitaminine özel yer verilmelidir.
Beslenmede C vitaminine özel yer verilmelidir.
Bir diğer önemli antioksidan olan E vitamininin en zengin kaynakları ise;
A vitamini de güçlü bir antioksidandır ve kış beslenmesinde yer verilmelidir.
Haftada 2-3 kez kuru fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagiller tüketilmelidir. Öğünlerde yoğurt, ayran veya kefire mutlaka yer verilmelidir. Gün içinde bol su tüketmeye özen gösterilmelidir.
Soğuk algınlığı durumunda dinlenmek ve sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Çay ve kahve yerine kuşburnu, ıhlamur, adaçayı gibi bitki çayları tüketilmelidir. Bunların vücuda etkilerini tam olarak gösterebilmesi için, tüketilecek bitkilerin mutlaka doğal kurutulmuş olmasına ve çay haline getirirken de demlenme sürelerine özen gösterilmelidir. C vitamini başta olmak üzere her öğünde düzenli olarak sebze ve meyve tüketilmelidir. Çorba gibi sıvı ağırlıklı besinler tercih edilerek, vücuttan toksik maddelerin uzaklaştırılması için bol su tüketimine özen gösterilmelidir. Şikayetler uzun sürdüğü takdirde mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Soğuk havanın kalp üzerinde doğrudan etkisi vardır. Bu nedenle kalp hastaları, soğuk havalarda sağlığına dikkat etmesi gereken grubun başında gelmektedir. Mümkünse yaşam şekli, mevsim şartlarına göre planlanmalıdır. Çünkü kalp krizi riski kış aylarında ciddi oranda artmaktadır. Bunun nedeni soğuk havanın uyardığı damarlardaki büzülme ve kışın hareketin azalmasıdır. Soğuk hava, kalp hastası olmayan kişilerde bile göğüs ağrısına neden olabilir. Bunun için mevsime uygun giyinilmeli, ilaç düzeni kış şartlarına göre ayarlanmalı, fiziksel aktiviteleri ihmal edilmemelidir. Soğuk havalarda göğüs ağrısı ve kalple ilgili şikayetler görüldüğünde mutlaka bir kardiyoloji uzmanına gidilmelidir.
Soğuk havaya maruz kalmak, yutaktaki yapıları etkileyip, herpes virüsünü aktifleştirebilir. Bunun sonucunda yüz felci gelişir. Yüzün bir tarafında kaş kaldırma, göz kapatma ve ağız büzme hareketlerini yapamamak ilk belirtilerdir. Genç ve orta yaşlı yetişkinlerde daha sık görülür. Yüz felcinden kısmen korunmak mümkündür. Nemli yüz ve ıslak saçla sokağa çıkılmamalıdır. Açık alanda soğuk havaya uzun süre maruz kalınmamalı, soğuk havada açık pencereli bir arabada seyahat edilmemelidir. Kışın kaşkol kullanmayı alışkanlık edinmek önemlidir.
Soğuk havalarda en sık yaşanan rahatsızlıklardan biri de kırmızı göz hastalığıdır. Soğuk hava ve rüzgar kişinin yüzüne çarptığında gözde batma, yanma ve kaşıntı olabilir. Sabah uyanıldığında gözde çapaklanma sorunu yaşanıyorsa gözde kuruluk olabilir. Bu, tedavisi olan ancak ciddi bir hastalıktır. Bu nedenle; rüzgarlı havada dışarı çıkarken gözlerin etrafını saran gözlükler takmak uygun olacaktır. Belirli aralıklarla bilinçli olarak göz kırpmak önemlidir. Klima ve saç kurutma makinesi gibi cihazların gözlere direkt hava üflemesinden kaçınılmalıdır. Kuruluk, kızarıklık, pullanma ve kaşıntı soğuk havalarda sık görülen cilt şikayetlerinin başında yer almaktadır. Çevresel koşullara bağlı gelişen bu şikayetleri, alınacak bazı basit önlemlerle engellemek mümkündür. Cilt doğru şekilde nemlendirilmeli, kış aylarında da güneş koruyucu kullanılmalı, bol sıvı alınmalı ve taze meyve-sebze tüketilmelidir.
İHA