Güncelleme Tarihi:
Özellikle Nisan ayından itibaren kene tutulmasına bağlı, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) haberleri de gündemdeki yerini almaya başlıyor. Havaların ısınmasıyla birlikte doğayla iç içe olabilmek isteğiyle piknik, doğa yürüyüşleri gibi artan açık alan aktivelerinde gerekli önlemler alınmazsa kene tutunmasına bağlı KKKA gibi ciddi sorunlar ortaya çıkabiliyor.
İlkbahar ve yaz aylarında doğadaki faaliyetlerin artması sonucu daha çok görülen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, 2002 yılından bu yana adından söz ettiren bir sorun. Nisan-Mayıs aylarında başlayıp, Temmuz-Ağustos gibi pik yapan ve Eylül-Ekim gibi sona eren kene tutunmalarına bağlı KKKA vakalarının daha yaygın görüldüğünü söylüyor. Ülkemizde 2002-2015 yılları arasında yaklaşık 9800 KKKA bildirildi. Vakalar en sık Tokat, Sivas, Amasya, Gümüşhane, Çorum, Yozgat, Bayburt, Erzincan, Erzurum illerinde olduğu görülüyor. Ülkemizde özellikle rakımın 800 metrenin üzerinde olduğu bölgeler riskli bölgeler arasında kabul ediliyor. Ancak, yapılan çalışmalar, 2003 ten günümüze kadar ülkemizde Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nin görülmediği bölgenin kalmadığını gösteriyor.
Hastalık daha çok kırsal kesimde yaşayanlar ile kırsal kesime seyahat veya piknik amaçlı giden kişilerde görülüyor. Kenelerin daha yoğun bulunduğu bu bölgeler riskli alanlar olarak kabul edildiği için mutlaka önlem almak gerekiyor. Ancak buna rağmen kene tutunmasına maruz kalan kişilerin zaman kaybetmeden ve kesinlikle hiç bir müdahale yapılmadan en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Cemal Üstün, kene çıkarma işleminin tecrübeli sağlık çalışanları dışındaki kişilerce yapılmasının büyük risk oluşturabileceğine dikkat çekiyor.
Kene tutunmaları sonrası hastalığın kuluçka süresi genellikle 2-7 gün devam etse de, bu süre bazen 2-15 gün kadar uzayabiliyor. Bu nedenle maruz kalan kişilerin 15 gün boyunca takip edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Cemal Üstün, kuluçka süresinin sonunda hastalığın gelişmesi durumunda ortaya çıkabilecek şikayetler konusunda şu bilgileri veriyor:
İlk belirtiler ateş, baş ağrısı, kırgınlık, kas eklem ağrıları, iştahsızlık şeklindedir. Birkaç gün içinde yüz, gözler ve göğüs cildinde kızarıklık meydana geliyor. Bu belirtilere üşüme titreme, bulantı kusma, ishal, karın ağrısı ve fotofobi (ışığa karşı hassasiyet) eşlik edebiliyor. Ağır seyreden hastalarda huzursuzluk, bilinç bozukluğu ve burun kanaması, ağızdan kan gelme, dışkıda ve idrarda kanama, ciltte kızarıklık ve kanamaya bağlı morarma da görülebiliyor.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nin ciddiye alınması gereken son derece önemli bir problem olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Cemal Üstün, şimdiye kadar, ülkemizde KKKA gelişen vakaların yaklaşık yüzde 5’inin ölümle sonuçlandığını ifade ediyor.
Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'nden korunmak için...
Korunma ancak hastalığa neden olan virüsü taşıyan kenelerden uzak durmak ile mümkün olabilir. İşte alınabilecek önlemler:
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cemal Üstün
KENEYİ BÖYLE ÇIKARMAYA ÇALIŞANLAR DA VAR AMA SİZ SİZ OLUN HİÇBİR ŞEY YAPMADAN HEMEN EN YAKIN SAĞLIK MERKEZİNE BAŞVURUN!