Güncelleme Tarihi:
Yukarıdaki sözler hayatının 30 yılını anoreksiya ile mücadele ederek geçiren ve mücadelesine hala devam eden Claire Plaskow’a ait.
Anoreksiya hastalarının neredeyse yarısı (yüzde 46) tamamen iyileşiyor. Bu kesinlikle mümkün. Ama ne yazık ki Claire Plaskow anlardan biri olamadı.
'BİR GÜN BENİ ÖLDÜRECEĞİNİ BİLİYORUM'
Claire, İngiltere, Hertfordshire’da annesi, babası, ablası ve ikiz erkek kardeşiyle büyüdü. İyi, hali vakti yerinde bir ailesi vardı. 30 yıldır var olan en kötü ruh hastalıklarından birinin pençesinde olduğunu söyleyen Claire, “Bir gün beni öldüreceğini biliyorum. Ancak çirkin hikayemi paylaşmak tek bir kişinin iyileşmesine yardımcı olacaksa, onu anlatmaya değer” dedi.
Çoğu terapist Claire’nın anoreksiyasının sebebinin, 15 yaşında bir yabancı tarafından istismara maruz kalması olduğunu düşünüyor. Claire, “Bu gerçekten de travmatikti, ancak bunun her şeyi açıkladığına inanmıyorum” dedi ve şunları söyledi:
“Yeme bozukluğum ilk olarak üniversitedeki ikinci yılımda başladı. Hiçbir zaman şişman değildim. Anoreksiya aslında kilo ya da yemekle ilgili değildir. Biraz kontrol istiyordum ve kemerimin her çentiği küçüldükçe kendime olan saygım da artıyordu.
Kilom çok düşük bir vücut kitle indeksine indiğinde üniversitedeki öğretmenim ailemle temasa geçti, onlar da telaşa kapılıp beni bir psikiyatriste götürdüler ve özel bir hastanede tedavi görmeme karar verildi. Bu üzücü bir deneyimdi ve bana asla çocuk sahibi olamayacağım söylendi. O zamana kadar bir aile kurmayı düşünmemiştim, ancak onarılamaz bir hasar verdiğimi bilmek yıkıcıydı.”
YEDİKLERİNİN GİZLİCE KAYDINI TUTUYORDU
Claire, hiçbir zaman tüple beslenmedi ancak yine de ‘zorla besleniyordu’. Bunun sebebini ise “Çünkü yemek yerken izleniyorsunuz ve önünüzdeki yiyecek veya protein tozu tüketilene kadar ayrılmanıza izin verilmiyor. İsteğim dışında bir yere yatırılmadığım için (sadece ailem ve psikiyatristim orada olmam konusunda ısrarcıydı) gerekli kilonun bir kısmını geri kazandığımda kendimi taburcu edebildim. Ancak iyileşmekten çok uzaktım” sözleriyle anlattı.
Claire taburcu olsa da hâlâ yediklerinin gizlice kaydını tutuyordu. Mezun olduktan sonra televizyon sektöründe bir iş buldu. Ancak işi, onun oldukça zarar göreceği birçok şeyi yapmasına neden oldu. Kötü alışkanlıklar artık onun hayatında normaldi. Hafta sonu partileri, danslar onun için daha fazla kalori yakmak için harika bir yoldu.
'39 YAŞINDA DİBE VURDUM'
“Hedonist yaşam tarzımın anoreksiya için mükemmel bir kılıf olduğunu şimdi fark ediyorum” diyen Claire o dönemi şu sözlerle anlattı:
“Dışarı çıkmadan önce bir şişe içki içerdim. Gittiğim barda ise tadını hiç sevmesem de içmeye devam ederdim. Sadece sarhoş olmak isterdim. Yine de günde iki saat egzersiz yapmayı başarıyordum ve 58 kilo ile o zamanlar hala normal görünüyordum. ‘İçki içmeseydim zayıf olurdum’ derdim gülerek arkadaşlarıma.
Bu yaşam tarzı yirmi yılı aşkın bir süre devam etti. Ailemi korkuttu ve yanlış erkekleri cezbetti ya da iyi olanları uzaklaştırdı. Sonunda beni yakaladı ve 39 yaşında dibe vurdum. Geçmişte denediğim tedavilerin işe yaramadığına karar verdim ve televizyon yapımcılığındaki işim sayesinde Tayland'da bir aylık rehabilitasyon için yeterli parayı kazanmıştım. Bu yüzden orada ünlülerin ve Orta Doğu prenseslerinin yanında bağımlılıklarım için başarılı bir şekilde tedavi oldum.”
REHABİLİTASYON İÇİN TAYLAND'A GİTTİ
Tayland’daki rehabilitasyon sırasında birisi yemek yemesi ya da kilosu hakkında konuşmaya çalıştığında Claire deyim yerindeyse kendini kaybettiğini söyledi, “Buraya bağımlılıklarımı bırakmak için geldiğim konusunda öfkeyle ısrar ettim. Ve onları temelli bıraktım. Ancak sorun şuydu ki, ayıklığımı sürdürebilmek için şimdiye kadar birlikte olduğum herkesi hayatımdan çıkarmam gerekiyordu. Bu da bana sosyalleşebileceğim hiç kimse bırakmadı. Ve ne yazık ki, temiz ve ayık olduktan sonra, anoreksiyayı maskeleyecek hiçbir şey yoktu” dedi ve ekledi:
“Sadece daha da ilerledi. Rehabilitasyondan ayrıldığımdan bu yana geçen 11 yıl içinde dört kez hastaneye girip çıktım. Ancak yatılı ve ayakta tedaviler hiçbir işe yaramadı. Uzuvlarımdaki damarlar korkunç bir şekilde şişiyor ve cildimin yüzeyinin altında tuhaf su kabarcıkları oluşuyor. Vücudumu aç bıraktığım için birçok dişimi kaybettim. Kusmaktan kaynaklanan mide asidi onları teker teker çürüttü. Onları tutacak yeterli kemik olmadığı için implant yaptıramıyorum. İnsanlar eskiden çok hoş bir gülümsemem olduğunu söylerdi ama yüz kaslarım hızla eriyor.”
‘HERHANGİ BİR NORMAL YİYECEĞİ YUTMAK CAM YEMEK GİBİ HİSSETTİRİYOR’
Claire’nin akciğerleri o kadar hasar gördü ki, zatürre neredeyse onu öldürüyordu. Claire 2019'da 12 gün boyunca yoğun bakımda yattı. Şimdi ise her gün yeni bir fiziksel korku geliştiriyormuş gibi hissediyor.
“Fiziğim daha çok 80'li yaşlardaki birine benziyor. Sokakta küçük bir itiş kakış kırılgan bir kemiğimi kırabilir. En ufak bir çarpma sonucu oluşan morluk günlerce sürüyor. Kanepemde oturmak ve yatağımda uzanmak bile bir süre sonra canımı acıtmaya başlıyor” diyen Claire şunları da söyledi:
“Eski fotoğraflarıma bakıyorum ve bir zamanlar sahip olduğum kalça için bile ağlamak istiyorum. Çantalarda sakladığım yaklaşık 50 çift pahalı kotum var çünkü onları görmek eski hayatımın çok acı verici bir hatırlatıcısı. Reglim yıllar önce kesildi ve bunun sindirim sistemime verdiği zararı anlatmaya utanıyorum. Yıllarca öğürmek, istifra etmek ve asit erozyonu yemek borumu tamamen tahrip etti. Bu yüzden herhangi bir ‘normal’ yiyeceği yutmak cam yemek gibi hissettiriyor. Sonuç olarak, mahvoldum.”
‘GÖRÜNÜŞÜMDEN ÇOK UTANIYORUM’
Claire, saçlarını korumasının bir mucize olduğunu, birçok anoreksiya olan insanın peruğa ihtiyaç duyduğunu söyledi. Makyajsız evden çıkmadığından, görünüşünden çok utandığından bahseden Claire, “Bunun benim bedenim olduğunu kabullenmeye başladım. Kabullenmesi çok daha zor olan şey ise artık muhtemelen hiç kimseyle tanışamayacak olmam. Kim bu bedenle fiziksel olarak yakınlaşmak ister ki?” dedi ve şunları söyledi:
“Hayatımı ne kadar yorucu bulsam da ölmeye hazır değilim. Durumumu kabullendim ve hala burada olduğum için minnettarım. Asla iyileşemeyebilirim ama bulabildiğim kadar küçük neşe kırıntılarını bulmaya çalışıyorum. Umarım benim uyarı hikâyem başkalarının da yardım almasını sağlar. Sonunuz benim gibi olmasın. Ve eğer sokakta benim gibi insanlar görürseniz onları yargılamayın. Ben gördüğünüzden daha fazlasıyım.
The Telegraph'ın 'This is how living with anorexia for three decades looks (warning: it’s not pretty)' başlıklı haberinden derlenmiştir.