'Kendime geldiğimde yerde yatıyordum, saat 1.30'du...' Hastalığını o güne kadar doktorlar bile bilmiyordu, asıl rahatsız edici gerçek sonradan anlaşıldı

Güncelleme Tarihi:

Kendime geldiğimde yerde yatıyordum, saat 1.30du... Hastalığını o güne kadar doktorlar bile bilmiyordu, asıl rahatsız edici gerçek sonradan anlaşıldı
Oluşturulma Tarihi: Haziran 23, 2024 08:15

Küçük bir şehirde yaşayan 67 yaşındaki Donald Dorff, hareket ve şiddet dolu kabuslarından kurtulma arzusuyla doktora giderken tıpta çığır açacak keşiflerin başlangıç noktası olacağından habersizdi.

Haberin Devamı

Donald Dorff, takım arkadaşının elinden çıkan topu havada yakalayıp hızla gol çizgisine ilerlerken, tribünlerden gelen tezahüratları net bir biçimde duyabiliyordu.

Dorff o anları 1987 yılında National Geographic dergisine, "Karşımdaki 140 kiloluk rakibin beni durdurmaya çalışacağının farkındaydım. O yüzden ona omuz atıp ilerlemeye karar verdim" sözleriyle anlatıyor ve devam ediyordu:

"Kendime geldiğimde yatak odamda yerde yatıyordum. Şifonyere çarpmış, üzerindeki her şeyi yere düşürmüş, aynayı kırmış, ortalığı birbirine katmıştım. Saate baktığımda 1.30'du."

Peki ABD'nin Minnesota eyaletinin Golden Valley şehrinde yaşayan 67 yaşındaki emekli gıda üreticisi Dorff'un National Geographic gibi büyük bir yayına haber olmasını sağlayan şey neydi?

TEHLİKELİ HASTALIK İLK KEZ TEŞHİS EDİLDİ

Haberin Devamı

Söz konusu röportajı vermeden 5 yıl önce Dorff, çok sıra dışı bir hastalığın teşhisini alan ilk kişi olmuştu. Uzmanlar Dorff'ta hızlı göz hareketi uyku davranış bozukluğu ya da kısaca RBD olduğunu tespit etmişti.

Dahası, Dorff'un yaşadıklarından yola çıkan araştırmacılar, Parkinson ve Lewy cisimcikli demansın en erken belirtilerinden birini keşfetti.

Aslına bakılırsa Dorff, yıllardır "şiddet dolu kabuslar" görüyordu. Nihayet 1982 yılında Minneapolis'te bulunan Minnesota Bölgesel Uyku Bozuklukları Merkezi'ne başvuran Dorff, psikiyatrist ve uyku uzmanı Dr. Carlos Schenck'in hastası oldu.

Bugün Minnesota Üniversitesi bünyesindeki Hennepin County Tıp Merkezi'nde profesör ve psikiyatrist olarak görev yapan Schenck, CNN'e yaptığı açıklamada, "Hızlı göz hareketi yani REM uykusu sırasında beyin vücudu felç eder, bu sayede rüya görürken hareket edemeyiz. Ancak Dorff, rüya görürken yatağından kalkıp kendine zarar verebiliyordu. Çok tuhaf bir durumdu. Anlamakta güçlük çekiyorduk. Sonra kendisini uyku laboratuvarına yatırdık ve şu işe bakın ki tüm fiziksel davranışlarını REM uykusu sırasında gösteriyordu. Daha önce hiç böyle bir şey bildirilmemişti" ifadelerini kullandı.

Kendime geldiğimde yerde yatıyordum, saat 1.30du... Hastalığını o güne kadar doktorlar bile bilmiyordu, asıl rahatsız edici gerçek sonradan anlaşıldı

Haberin Devamı

UYKUDA BAĞIRANLAR, TEKMELEYENLER, YUMRUK SAVURANLAR

Schenck ilerleyen dönemde bu sıra dışı bozukluğa sahip başka hastalar da tespit edildiğini, birçoğunun rahatsızlık verici şiddet semptomları sergilediğini söyledi ve ekledi:

"Yatakta tekmeler atıyorlar, yanlarında uyuyan kişileri yumrukluyorlar, yüksek sesle konuşuyor hatta bağırıyorlar, 'Defol git buradan' gibi şeyler söylüyorlar. Bütün bunlara son vermek için eşlerinin de gerçekten yüksek sesle bağırması gerekiyor. Uzuv spazmları, seğirmeler, kolları sağa sola savurmak, yumruklar atmak, tekmelemek, oturmak, ayağa kalkmak, yataktan fırlayıp koşmaya başlamak... Bunlar RBD hastaları için çok tipik davranışlar."

Haberin Devamı

Schenck'in 70 yaşındaki bir hastası gündüz saatlerinde, çok nazik ve iyi huylu bir insandı. Uyku saati geldiğinde ise her gece eşini 4-5 kez yumruklayıp tekmeliyordu. Bir seferinde rüyasında bir ayıyla dövüştüğünü görmüş, bu esnada eşini boğmaya kalkmıştı.

Yine 70 yaşında olan bir diğer hasta rüyasında avladığı geyiğin boynunu kırdığını görürken aslında eşinin boynunu kırmaya çalışıyordu ve bu gerçeği ancak uyandığında öğrenmişti. (Eşi bir noktada bu hastayla aynı yatakta uyumayı bıraktı.)

ASIL RAHATSIZ EDİCİ GERÇEK SONRADAN FARK EDİLDİ

Schenck ve çalışma arkadaşları, yeni keşfedilen bu uyku bozukluğuyla ilgili ilk makalelerini 1986 yılında yayımladı.

Haberin Devamı

Ancak ilerleyen yıllarda hastalarını takibi sürdüren Schenck, çok daha rahatsızlık verici bir gerçeğin farkına vardı: Bu davranış ilerleyen yıllarda ortaya çıkan nörodejenerasyonun bir habercisi olabiliyordu.

Schenck, "RBD'nin temeli yani REM uykusu sırasında felcin kaybolması, ilerleyen yıllarda ortaya çıkan Parkinson hastalığı ile Lewy cisimcikli demansın en erken ve en güçlü göstergelerinden biri" diye konuştu.

Lewy cisimcikli demans iki farklı demans türü için kullanılıyor. Hem Parkinson hastalığı demansı hem de Lewy cisimcikleri olan demans hastaların biliş kapasitesini etkiliyor.

Öte yandan Parkinson hastalığı, kas kontrolüne sekte vuran ve yavaş ilerleyen bir bozukluk. Johns Hopkins Medicine kaynaklarına göre, Parkinson'ı olan her 4-5 kişiden biride zaman içinde demans gelişiyor.

Haberin Devamı

BEYİN KÖKÜ HASARI ÖNCE UYKUDA KENDİNİ GÖSTERİYOR

Hem Parkinson hastalığında hem de bahsettiğimiz demans türlerinde, beyin kökünü oluşturan ve çevreleyen hücreler ölmeye başlıyor. Beyin kökü soluk alıp verme, yutkunma, kalp hızı, göz ve yüz hareketlerinin yanı sıra uyku-uyanıklık döngüsünü de kontrol ediyor.

Parkinson'ın beyin köküne verdiği hasar en başta vücudun rüya sırasında kasları dondurma becerisini engelliyor. Bunun sonucunda da vücut uyku sırasında oturma, çığlık atma, uzuvları savurma gibi davranışlar gösterebiliyor.

Vaka çalışmalarına göre, halüsinasyonlar da Parkinson hastalarında sık görülebilen durumlar. Örneğin 67 yaşında bir adamın geceleri uyanık olduğu dakikalarda yüzleri olmayan, kapüşonlu veya pelerinli insanlar ya da hayvanlar gördüğü bildirilmiş. Adamın ışığı açtığında ya da ne olduğuna bakmak için yerinden kalktığında görüntülerin kaybolduğu da aktarılıyor.

RBD ile Parkinson hastalığı arasındaki bağlantıyı ilk kez Şubat 1996'da yayımladığı bir makalede ortaya koyan Shenck, "Geceleri sergilenen bu tür davranışlar, yüksek doz melatoninle ya da nöbetleri durdurup gergin kasları rahatlatan bir ilaç olan klonazepamla kontrol altına alınabiliyor. Bu ilaçlardan biri ya da kombinasyonu yüzde 80-90 ihtimalle işe yarıyor. Dahası uzun bir alternatif tedaviler listesi de var. RBD'nin çalışma mekanizmasını çok iyi biliyoruz, nasıl tedavi edeceğimizi de biliyoruz. Bir sonraki adımda Parkinson hastalığının ve Lewy cisimcikli demansın ilerleyişini yavaşlatmanın veya durdurmanın yolunu bulmalıyız" ifadelerini kullandı.

Kendime geldiğimde yerde yatıyordum, saat 1.30du... Hastalığını o güne kadar doktorlar bile bilmiyordu, asıl rahatsız edici gerçek sonradan anlaşıldı

KADINLARI DA ETKİLİYOR AMA…

Başlangıçta araştırmacılar RBD'nin sadece erkekleri etkilediğine inanıyordu. Ancak zamanla kadınların da aynı şekilde etkilendiği anlaşıldı.

Schenck, "Bu problemi yaşayan kadınların sayısı erkeklerle aynı. Ancak belirtileri çok daha hafif ve aynı sıklıkta sakatlanmaya neden olmuyor. O nedenle de yardım istemek için çok sık kapımızı çalmıyorlar. Ancak kadınlar da REM uykusu sırasında kas felci kaybını yaşıyorlar ve gelecekte Parkinson hastalığının gelişmesi riski kadınlarda da aynı oranda yüksek" diye konuştu.

Schenck, ABD'de şu an 9 tıp merkezinin iş birliğiyle bir klinik deney yürütüldüğünü de sözlerine ekledi. Bu araştırma hızlı göz hareketi uyku davranış bozukluğunun potansiyel tedavilerini bulup Parkinson'a ve demansa ilerlemesini önlemeyi amaçlıyor.  

ÇOCUKKEN HİÇ SORUNU YOKTU

Schenck'in vaka çalışmasına göre, Donald Dorff çocukken 3 erkek kardeşiyle aynı odayı paylaşıyordu ve bir uyku bozukluğu olduğuna dair en ufak bir belirti göstermemişti. Ancak evlendiği gece uykusunda yüksek sesle konuşması, inlemesi, dişlerini gıcırdatıp küçük hareketler yapması eşini korkutmuştu.

O geceden 41 yıl sonra Schenck, oldukça hareketli ve şiddet dolu rüyalar görmeye başladı. Örneğin bir rüyasında motosikletle ilerlerken, başka bir motosikletlinin kendisine çarpmaya çalıştığını gördü.

Dorff, tedavisi sırasında Schenck'e, "Rüyamda bana çarpmaya çalışan motosikleti tekmeleyip devirmeye karar verdim. Tam o an eşim beni uyandırıp, 'Allah aşkına ne yapıyorsun sen bana?' dedi çünkü onu tekmeliyordum" diye anlattı olayı.

Bir başka rüyada Dorff, elinde tüfeği olan bir adamın saldırısına uğruyor ve kendini korumak için ateş etmeye hazırlanıyordu. Bir anda uyandığını belirten Dorff, "Yatağımın kenarında dizlerimin üzerine çökmüş kollarımı ileri uzatmıştım. Sanki tüfeği tutuyor ve ateş etmeye hazırlanıyordum" dedi.

İLAÇ YARDIMIYLA ÖMRÜNÜN SONUNA KADAR KONTROL ALTINDA TUTTU

Schenck, Dorff'un bir seferinde de yatağın yanındaki şifonyerin üzerine atladığını ve vücudunda kesikler oluşmasına yol açtığını belirtti. Bu olayın ardından yaptığı araştırmalar sırasında Schenck'in kliniğini bulan Dorff, tedavi olmaya karar verdi.

RBD'si olan hastaların bazıları kısa süre içinde Parkinson hastası oluyor. Ancak Dorff bu grupta değildi. Schenck, Dorff'un prostat kanseri nedeniyle öldüğünü, gece nöbetlerini ömrünün sonuna kadar ilaçların yardımıyla kontrol altında tuttuğunu söyledi.

Dorff sayesinde doktorlar, çok yıkıcı iki hastalığın erken teşhis ve tedavisine dair çok önemli bilgiler edinmiş oldu.

Schenck, "Hayatınız boyunca uykunuzda yürümemiş ve konuşmamış bir insanken 50 yaşında aniden yüksek sesle ve sık sık konuşmaya başladıysanız, hiç vakit kaybetmeden aile hekiminize muayene olmalısınız. Doktorunuz bir nörolojik değerlendirme yapmalı çünkü uykuda konuşmak nörodejeneratif bir hastalığın ilk belirtisi olabilir" diye konuştu.

CNN International'ın "He was the first person to be diagnosed with a new sleep disorder. It led to a scientific breakthrough" başlıklı haberinden derlenmiştir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!