Güncelleme Tarihi:
Çocuklarda diş yaralanmalarının en çok karşılaşılan 2. diş problemi olduğunu belirten Prof. Dr. Sandallı şunları söyledi:
"Diş kazaları çocukların yeni yürümeye başladığı 2-4 yaşları arası ve okula yeni başladığı 8-10 yaş arası çocuklarda görülüyor. Daha ziyade üst ön dişlerde görülür ve dişlerin kaybıyla sonuçlanabilecek önemli sonuçlar ortaya çıkar. Diş yaralanmaları en çok düşme, oyun kazaları, spor aktiviteleri gibi durumlarda ortaya çıkabilir. Bütün diş yaralanmaları önemlidir gerçekten çünkü aileler dudakta, diş etinde, yüzde herhangi bir yaralanma, kanama olmadığı zaman yaralanmayı önemsemezler ve diş hekimine yönelmezler ama basit bir diş kırığında bile kırık yüzeyinin 1 mm karesinde yaklaşık 20 ile 40 bin civarında dış ortama açılan milimetrik kanalcıklar vardır. Bu kanalcıklar vasıtası ile tükürükteki bakteriler, sıcak soğuk etkileri, bazı yiyecek içeceklerdeki kimyasallar bu kanalcıklardan sızarak, dişin canlı kısmına ulaşır ve diş hastalanıp rengi kararmaya başlar. Bu nedenle nasıl olsa küçük bir dış kırığı şeklindeki yaklaşım ile çocuk dişini kaybedebilir."
Prof. Dr. Sandallı, dişin yerinden fırlarsa ne yapılması gerektiği konusunda da şöyle söyledi:
"Diş kaza sonucu tümü ile fırladıysa yapılacak şey çok önemli. Bir kere zaman faktörü çok önemli ve dişin hangi koşullarda diş hekimine götürüleceği çok önemli. Ne yazık ki aileler ve okul yönetimleri de bunu bilmiyor ve doğru olmayan bir ortamda mesela kağıda sararak ya da hemen değil, bir gün bekleyerek getiriyorlar. Öyle olduğu zaman ne yazık ki o dişi yerine yerleştiremiyoruz. Yerleştirsek de başarılı olamıyoruz. Yapılması gereken şudur düşen dişi en geç bir saat içinde, mümkünse soğuk bir sütün içine koyarak, çocuk ile birlikte çocuk diş hekimine gitmek gereklidir.
Daha öncesinde dişin kökünden tutmadan, kronundan tutarak yavaş akan bir suyun altına tutup sütün içine öyle koymalıyız. Daha da doğru olan yaklaşım ise şudur, dişi düştüğü yere yeniden yerleştirerek ve bir pamuğu birkaç kere katlayıp sertleştirdikten sonra çocuğa dişi ısırtarak getirmek daha doğrudur ama aileler bunu çoğunlukla yapmak istemiyor.
Süt dişleri de yerinden fırlayabilir ama süt dişlerini yerlerine asla yeniden yerleştirmiyoruz. O aralığı koruyacak başka önlemler alıyoruz çünkü yeniden yerleştirme sırasında oluşan enflamasyon kalıcı dişlere zarar verebiliyor."
Diş kırıklarının ilk başta çok ciddi bir yaralanma gibi görülmediğini ama olumsuz etkilerinin zamanla çıktığını belirten Prof. Dr. Sandallı şunları söyledi:
"Diş giderek cansızlaşır ve artık öyle bir hal alır ki bugünkü imkanlarımız ile bile kararmayı önleyemeyiz. Dişi kronlamak gibi çocuğun yaşına uygun olmayan önlemlere başvurmak gerekiyor. Çünkü dişin görünen kısmında zarar oluşturmayan bir kuvvet kökünde zarar oluşturmuş olabilir, bunun radyografi ile tespit edilmesi gerekir. Dişin kırık parçası ile de gelebilir hastalar bu çok doğru bir tedbir. Eğer bir parça kırılmışsa ve onu bulabilmişlerse onunla birlikte gelmeleri gerekir. Gerçekten çok güzel malzemeler var günümüzde ve diş hekimi o kırık parçayı dişe yeniden yapıştırır ve çok mükemmel bir estetik sağlamış olur. Eğer kırık parça bulunamazsa yine elimizdeki çok iyi malzemelerle o kırık bölgeyi restore edebilir."
DHA