Güncelleme Tarihi:
Irmak Ünal ile röportajı ayarlamak, stüdyoda çekim yapmak ve sonrasında röportajımızı gerçekleştirmek hem çok kolay oldu hem de çok keyifliydi. Her konuda bana ve ailemizin tatlı fotoğrafçısı Michel’e yardımcı oldu. Ancak çekimin esas kızı olan Kayla’nın da hakkını yiyemem. Isırmaya doyulmayacak bacakları ile ağzımızın suyunu akıttı tüm çekim sürecinde. İşte keyifli röportajımız, güzel fotoğraflarımız ve harika bir anne-kız…
Kayla nasıl bir bebek?
Kayla beni çok güldürüyor. Karnımda şekillenmeye başladığından beri bu böyle. Ultrasonda öyle komik pozlar verirdi ki! Şimdi de pek değişiklik yok. Keşfetmeye çok meraklı, özgürlüğüne düşkün ve hareketli. 1 yaşını yaşadığımız şu günlerde o da birçok değişiklik yaşıyor vücudunda, beyninin işleyişinde, bize bakış açısında. Her gün yepyeni bir gelişim ve Kayla büyüyor. Dünyadaki en büyük zevklerden biri bir insan yavrusunun büyümesine bu kadar yakından şahit olmak. Sanırım kendimi anlamama bile sebep oldu. İnsan ister istemez kendisinin de bir bebek olduğunu düşünmekten kendini alamıyor. Küçük kaşifim ve ben dünyayı yeniden tanıyoruz anlayacağınız.
Kime benziyor?
Kayla fiziksel olarak da huy olarak da şu anda babasıyla benim yarı yarıya bir karışımımız. Anlar var yüzünde Emre’yi çok net görebiliyorsunuz. Sonra bir dönüş yapıyor arkaya doğru ve bir gülümseyiş… O an "Aaa bu aynı Irmak" diyebilirsiniz. Herkese çok adil davranmış sanki. Biz hep güzel yönlerimizi alsın istiyoruz tabi. O aslında eşi benzeri olmayan bir varlık. Her birimiz gibi… Onun bu dünyadaki yolculuğunda hep beraberiz ve genetik benzerlikler bir tarafa onun kendi olmasına şahit olacağız. Bu arada güzel yönlerimizi görerek büyümesini çok içtenlikle diliyorum.
Nasıl bir anne Irmak Ünal?
İçgüdüsel bir anneyim. 2-3 kitabım var okuduğum. Annem, Emel teyzem ve Oya yengemin tavsiyelerini her zaman dinlerim ancak kendime içgüdülerim tarafından yön verilen bir annelik metodu seçtim. Yani her an herkesin "Amaaaaan aman" dediği bir şeyi normal karşılarken ya da "Ne olacak yahu" denilen bir şeyi de çocuğumdan uzak tutarken görebilirsiniz. Ama genel anlamda rahat bir annelik geçiriyorum Allah’a çok şükür. Bu arada eğlenceli bir anne olduğumu düşünüyorum. Kızımla dans etmeyi ve geçirebildiğim kadar çok vakit geçirmeyi seviyorum. Kendime bir limit koymuyorum. Bu günler çok özel günler ve bir anını kaçırmamaya gayret ediyorum. Değişik aktiviteler deniyoruz her gün. Ellerimizle boya yapıyoruz, köpeklerimizle vakit geçiriyoruz, bir de onların baba-kız zamanları var, o bölümlerde de seyirci olmak en büyük zevkim.
Doğum öncesi ya da sonrasında bir depresyon yaşadınız mı?
Mavi boncuk… Allah’a şükür ki hayır. Ben hamilelik dönemimde kendimi bu tecrübeye hazırladım galiba. Hormonlarımda güzel bir tecrübe yaşamama yardımcı oldular. Çünkü biliyorum ki ne kadar rahat bir hamilelik geçirirseniz geçirin hormonlar size acıklı bir oyun oynamak isterlerse, hamilelik sonrası depresyonla karşı karşıya bulabilirsiniz kendinizi. Depresyon yaşayan arkadaşlarım oldu ve onlara da yardımcı olmaya çalıştım. O dönemlerde sadece yanlarında olduğunuzu bildirmeniz bile yeterli bir yardım zaten. Ben galiba biraz kendimi kaptırdım annelik duygusuna, Kayla ile çok meşguldüm.
Anne olmaya nasıl karar verdiniz?
Anne olmayı hep istedim. “Ben bu işi beceremeyeceğim galiba” dediğim günler olmuştur. Özellikle 27-29 yaş arası çok gel-gitlerim oldu. Özel hayatımda yaşadığım hayal kırıklıklarımla şekillendi belki de bu duygular. Ama içimden hep biliyordum anne olmayı tecrübe etmek istediğimi. Emre ile tanışınca çok netleşti bu duygu. Bu işi tek başıma yapmaya hiç meraklı olmadım. Allah nasip ettiği sürece de Kayla’yı anne-baba-çocuk üçgeni içinde yetiştirmek en büyük arzum. Dolayısıyla anne olmaya karar vermemde Emre’nin payı çok büyük. Bana verdiği güven, baba olmaya olan hevesi ve heyecanı. Anne olmama beraber karar verdik anlayacağınız. Kayla çok isteyerek dünyaya getirilmiş, sevgi ile yaratılmış bir bebek.
Hamile olduğunuzu duyduğunuzda neler hissettiniz?
Şaşkınlık, hafif ve tiz bir korku, ardından sıcacık bir neşe… Yeniye olan düşkünlüğümü beni tanıyanlar çok iyi bilir. Bu haber hayatımda yepyeni bir sayfanın açılmak üzere olduğunun habercisiydi ve ne yalan söyleyeyim ben bu yeni sayfaya çok hazırdım. Mutluluk ve aslında bu kadar çabuk geleceğini düşünmediğim içinde muhteşem bir heyecan duydum. Kayla ile ilişkim böyle başladı işte.
Eşiniz nasıl bir baba?
İyi bir baba… Emre çok güzel bir yol seçti bence, keyifini çıkartmayı tercih ediyor. Onu izliyorum ve her gün daha da zevk alarak, gelişerek yaşıyor babalık duygusunu. Kayla’ya ve onunla birebir zaman geçirmeye çok düşkün. Tabi bu çok uzun soluklu bir yolculuk. Onun bu performansını kızımızın hayatının her döneminde görmek tüm arzum. Ama şu kadarını söyleyebilirim ki çok ilgili, okuyan, araştıran soran, dinleyen ve güler yüzlü bir baba oldu. Emre’ye babalık çok yakıştı.
Kayla ile karşılaştığınız ve ona ilk dokunduğunuz an ne hissettiniz?
Hayatımın en güzel döneminin daha yeni başladığını hissettim. Cenneti hissettim.
İsmine nasıl karar verdiniz?
Emre seçti ismini, çok severek kabul ettim. Kız ismi bulmak çok zorladı bizi. Özel ve orijinal bir isim olmalıydı. 4,5 aylıkken, cinsiyetini öğrendiğimiz günden beri onun adı Kayla.
Kardeş istiyor musunuz Kayla’ya?
Diliyorum. Kardeşi olmasını, bu duyguyu tatmasını çok isterim. Ayrıca çok yaş farkları olmasın bence. Hayırlısı olsun.
Sizin kardeşinizle aranız nasıl?
Bizim aramız harika. Allah nazardan saklasın. Yaş farkımız 7 olduğu için onun çocuk benim genç kız olduğum dönemlerde ayrı ilgi alanlarımız oldu çok doğal olarak. Şimdi ise o en iyi arkadaş kıvamındaki kız kardeş ilişkisini yaşıyoruz. Kayla’da bu ilişkide dondurmanın üzerindeki kiraz gibi. Lezzete lezzet kattı. Paylaşımımız farklı bir boyut aldı. O çok iyi bir teyze oldu ve hamilelik dönemim ve doğumdan sonraki tavırlarıyla da hem çok iyi bir insan hem ne kadar iyi bir kardeş olduğunu gösterdi. Kardeşimle gurur duyuyorum.
İyi bir abla mısınız?
Bunu Yağmur’a sormak daha doğru olur bence. Ama şu kadarını söylemeliyim: 7 yaşında onu ilk kucağıma aldığım o Ekim günü hayatıma renk geldi. Ben abla olma duygusunu seviyorum.
Kardeşinizle ortak bir iş yapacağınızı okudum. Doğru mu?
Doğru. Çok güzel fikirlerimiz var ve bunları hayata geçireceğiz. Netleştiği zaman daha detaylı bilgi vermeyi tercih ederim ama hayallerimiz var onları yaratıcılığımızla yoğurup paylaşmak istiyoruz insanlarla. En kısa zamanda.
Doğum sonrası eski formunuza nasıl döndünüz?
Emzirmenin etkisi yadsınamaz ama bende kendimi iyi hisseder hissetmez spora döndüm. Zaten hamileliğimde de spor yaparak zaman geçirdim ancak hamile vücuduma saygı duyarak çalıştım, kendimi ve bebeğimi zorlamadan. Aynı şey doğum sonrası için de geçerli. Şu an eski tempomda çalışıyorum. Spor yaptığım zaman kendimi daha iyi hisseden bir yapım var. Hep böyle oldu.
Yeni projeleriniz neler?
Televizyon programları var, bunun dışında geliştirdiğimiz ve sonbaharda çekmek istediğimiz bir kısa filmimiz var.
Üniversitede farklı bir bölüm okuyup sonra oyunculuğa yöneldiniz? Genlerinizde mi vardı oyunculuk?
Ben sadece oyunculuk değil kameraya ilgimi keşfettim. Bu ilgim hep vardı sadece Türkiye ve eğitim sistemi yüzünden ayrıca boş durmaktan hoşlanmadığım için İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girdim. Sonra baktım ki hikaye anlatmayı planlayan bir insan için bu bölüm harika. Severek mezun oldum.
Kayla dedesi ve sizin gibi oyuncu olsun ister misiniz?
Kayla’yı seçimlerinde desteklemek ailesi olarak bize düser. Oyuncu olmak isterse bu işin zorluklarını da güzel yönleri gibi onunla paylaşır, kendi yaşadığım tecrübeleri aktarır ancak seçimi ona bırakırım. Bu onun tablosu, hangi renkleri kullanacağına o karar verecek.
Röportaj: Pınar Eslek
Fotoğraf: Michel Yahni