Güncelleme Tarihi:
Dinamik ve güçlü bir yapı elemanı olan karın duvarı hem dışarıdan gelen travmalarla hem de karın içi basıncın artması nedeniyle çeşitli şekil ve boyutlarda bütünlüğünü yitirebilir. Bu durum ise fıtığa yol açabilir. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Öztürk, karın duvarı fıtıklarıyla ilgili detayları veriyor.
Karın duvarı fıtıkları, karın duvarı kas tabakaları arasında bir açıklıktan karın içi organların yer değiştirmesi olarak tanımlanır. Ventral fıtıklar, kasık dışındaki bölgelerde ön karın duvarında oluşan fıtıklara verilen isimdir. Bazı otoriteler umblikal fıtıkları ventral fıtık grubu dışında tutarlar.
Fıtık, her iki cinste, tüm ırklarda ve her yaşta görülebilen sık bir hastalıktır. Bazı yapılmış araştırmalarda nüfusun 1000’de 14.9 unda fıtık olduğu gösterilmiştir. Fıtıkların görülme sıklığı her yaş grubunda erkeklerde daha sıktır. En az görüldüğü yaş grubu 15-24, en sık görüldüğü yaş grubu ise 75 yaş üstüdür. Kasık fıtıkları tüm fıtıkların %80’ini oluştururlar ve erkeklerde kadınlara oranla 9 kez daha sık görülürler. Fakat kasık fıtıklarının özel bir tipi olan femoral fıtıklar; tüm fıtıkların çok az bir kısmını oluşturur ve kadınlarda erkeklere göre üç kat daha sık görülür.
Karın duvarı içten ve dıştan epitel ile kaplı birçok kas tabakasından oluşmuştur. İçte, epitelyal yüzey peritondur, karın içi organları karın duvarından ayırır. Dışta ise deri vardır ve karın duvarı ile çevreyi ayırır. Derinin altında içe doğru devam eden yüzeysel ve derin iki adet faysa ve üç tabaka kas tabakası mevcuttur. Karın duvarında belli zayıf noktalar bulunur, göbek ve kasık bölgesi sıkça fıtıkların rastlandığı alanlardır. Kasıkta inguinal halka denilen açıklıktan erkekte spermatik kanal ve kadında raund ligaman (rahmin tutucu bağlarından biri) geçer. Bu kanal ve etrafının zayıflığı halinde buralardan karın içi organlar fıtık oluşturup çıkabilir.
Fıtıkların çoğu ani ve çok ağrılı bulgular oluşturmaz. Genellikle hasta kasık, göbek bölgesi ya da eski, ameliyat yerinde bir şişlik ve ara ara zorlanmayla ağrı şikayeti ile başvurur.
Görünüşte fıtık kitlesi olduğu düşünülen bir kitlenin muayene sonucunda başka bir nedene bağlı olduğu saptanabilir. Büyümüş bir lenf nodu, deri altı bir yağ bezesi, bir abse veya çok genişlemiş bir varis ağı fıtığı taklit edebilir. Ameliyattan önce fıtığın tipinin, fıtığın içeriğinin saptanması yararlıdır. Bunun için dikkatli bir muayene, gerekirse ultrason gibi diğer görüntüleme yöntemlerinden de faydalanılır.
Fıtık içerisini genelde bağırsaklar doldurduğu için sindirim sisteminin çalışmasını boğularak durdurabilir. Bu da şiddetli karın ağrısı, karında şişkinlik, fıtık bölgesinde içeri itilemeyen bir şişlik, kasma ve giderek kötüleşen bir tabloyla ortaya çıkar. Boğulmuş olan barsak bölümü, belirli bir süre geçtikten sonra o kadar sıkışır ki, bağırsakların kanlanması da bozulur ve bu bölüm kangrene gider. Bu gelişme büyütülecek bir sorun olmayan fıtığı, çok ciddi bir sorun haline getirir. Yapılacak ameliyata bağırsağında kesilip dikileceği büyük bir ameliyat eklemek gerekir.
Böyle bir sorunu anlamak, derdini tam anlatamayan küçük çocuk ve bebeklerde zor olmaktadır. Ayrıca bazı erişkin hastalarda fıtık tam olarak boğulmadan sıkışmaktadır. Bu olağan ağrılar gibi algılanmakta ve yine ciddi organ hasarları oluşmaktadır. Uzun yıllar ‘Bende bu fıtık var’ denilip giderek büyüme ve genişlemesine izin verilen fıtıklarda, fıtığın içini dolduran omentum ve bağırsak gibi organlar kalınlaşarak yapıları değişmekte, fıtık kesesine yapışmalar oluşmakta ve daha da önemlisi fıtık tamirinde kullanılacak fıtığın kenarındaki kas dokusu zayıflamaktadır. Bu durum operasyonun başarı şansını düşürmektedir.
Bu ve benzeri gibi nedenlerden dolayı fıtık; kasıkta, göbekte, eski operasyon yerinde veya göbek üstü bölgede tespit edilir edilmez, konunun uzmanları ile görüşüp operasyon planlanmalıdır. Fıtığın medikal yani ilaçla yapılan bir tedavisi yoktur. Ağrı, çekilme hissi, gibi rahatsızlıkları ilaçla baskılanır fakat sonuçta fıtığın temelinde kaslar arasındaki bir yırtık alan söz konusu olduğu için bu defektif alan onarılmadan tedavisi olmaz. Sürekli ağrı kesiciler, fıtık için kullanmakta fıtığın boğulma durumu başlangıç bulgularını gizleyebilir.
Fıtığı olan bir hasta detaylı bir muayenenin ardından fıtığın yeri, tipi, içeriği ve etraf dolu sağlamlığı tespit edilip, fıtık operasyonu için gerekli bilgiler verilip operasyona hazırlanır. Değişik bölgelerdeki fıtıkların farklı onarım yöntemleri olmakla birlikte temel prensipler, fıtığı oluşturan fıtık kesesi ayrıştırılır, fıtığın içeriğini oluşturan bağırsak, omentum vb. gibi organlar karın içine reddedilip, gerekiyorsa fıtık kesesi çıkartılır, defekt (Fıtık kaslar arası açıklığı) dikişler ile kapatılır. Eskiden fıtık defektleri kalın dikişler ile zorlanarak ve gergin şekilde onarıldığı için, tekrar ağır kaldırma veya zorlanma ile fıtık hem tekrar oluşmakta hem de gerginlikten dolayı çok ağrı oluşmaktaydı. Fakat Mesh (Yama) kullanıma girmesi ile birlikte artık fıtık tamirleri gerginlik olmadan yapılmakta, böylece pastoperatif ağrı ve tekrar olasılığı çok düşük olmaktadır.
Çocuk fıtıklarını genelde anne ve babalar teşhis etmekte olup, kasıkta ya da göbekte ağlamak ve öksürmekle belirgin hale gelen şişlik şikayeti ile hekimlere başvurmaktadır. Anestezi bilimindeki son yıllardaki gelişmelerle çok küçük yaştaki çocuklar güvenle cerrahi müdahale edilebilmektedir. Karın duvarı fıtıkları onarımına laparoskopik yaklaşımda son yıllarda eklenen onarım yöntemlerindendir.