Güncelleme Tarihi:
Karne gününün yaklaştığı şu günlerde çocukların heyecanı ve korkusu artmaya başlıyor. Bu duyguların temelinde ise ailenin vereceği tepkiyi tahmin etmeleri yatıyor. Peki, anne ve babaların karne notları karşısında takınmaları gereken tavır nasıl olmalı? Prof. Dr. Elvan İşeri, ailelere önerilerde bulunuyor.
Karne çocuğun o dönem edinmesi gereken akademik ve sosyal uyum becerilerine ne derecede ulaştığını yansıtıyor. Aslında düşük karne notlarının hem çocuk hem de aile için sürpriz olmaması bekleniyor. Çünkü dönem içinde gerek öğretmen ve çocukla ilişkisi iyi olan, çocuğunu takip edebilmiş bir ebeveyn karneyi zaten öngörebiliyor.
Ara tatil ilk dönemin nasıl geçtiğini gösteren bir karne ile biterken “Yeni dönem için ne yapılabilir?” düşüncesini uyandırmaya ve bunu planlayabilmeye de olanak verir. Çocuk ve aile bu sorun üzerinde düşünmeye başladığında, karne amacına ulaşmış olur.
Çocuğun başarısızlığı altında yatan nedenler
Başarı duygusu okul çağı çocuklarının en temel gereksinimleri içindedir. Ama pek çok çocuk bu duyguyu dersler ile alamıyor, sınıf ortalamasına yetişemiyor, geride kalıyor ya da dengeli gidemiyor ve bir başarı bir başarısızlık içinde dalgalanıyor.
Karnedeki düşük notların nedeni çocuğun düşük bilişsel kapasitesi, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, öğrenme güçlüğü, kaygı bozuklukları, sosyal ve duygusal sorunlar gibi özel nedenlerden de kaynaklanabilir.
Aileler ne yapmalı?
Altta yapan biyolojik ya da psikososyal bir etmenin araştırılması varsa düzeltilmesi ile başarı çizgisi hızla yükselen çocuklar olduğunu unutmamak gerekir. Bu alanda ailelerin çocukları için bir çocuk ruh sağlığı uzmanından destek almaları önem taşır ki verilen destek çoğu kez sadece çocukta değil, ailenin tutum ve davranışlarında da düzenlemeler yaparak başarının yanı sıra sağlıklı aile ilişkisini de destekler.
Karne gelince bazı aileler, “Başka çocuklar ne yaptı, sınıfın durumu nedir, çocuğun yeri nerededir?” diye merak ederek çocuğa diğer çocukların durumlarını sorar ya da bildikleri daha başarılı çocuklarla karşılaştırma yaparlar. Bu yol üzerinden yapılan konuşmalar hem çocuk hem de aile için gergin zamanlar yaşatacaktır. Ailelerin, çocuğun sınıf içindeki durumunu öğretmenlerden bilgi alarak öğrenmeleri ve alınması gereken önlemleri de öğretmen işbirliği ile belirlemeleri daha uygun olacaktır.
Çocukla alay etmek çok riskli!
Çocuğa isim takma, alay etme, onun başarısızlığını genelleme, etiketleme, ondan ümidi kesmişçesine yapılan konuşmalar çocuğu duygusal olarak yaralar ve aslında yürekten hissedilmese de öfkeyle söylenmiş bu sözler çocukta iz bırakır.
Karnenin aşırı duygusal tepkilerle karşılanması yerine akılcı bir yaklaşımla yorumlanması ve çocuğun daha mutlu ve başarılı bir birey olarak yetişmesi için yapılabileceklere odaklanılması öneririm.