Karne başarısı ile çocukların kişiliklerinin değerlendirilmesi yanlış

Güncelleme Tarihi:

Karne başarısı ile çocukların kişiliklerinin değerlendirilmesi yanlış
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2020 15:15

Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 17,5 milyon öğrenci, 17 Ocak Cuma günü karne alarak sömestr tatiline girecek. Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, çocukları karne alacak ailelere önerilerde bulundu.

Haberin Devamı

Karnenin, eğitim öğretim sürecinin öğrenciye bilişsel, duyuşsal ve psikomotor özellikler bakımından neyi ne kadar kazandırdığını gösteren önemli bir araç olduğunu anımsatan Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, “Bu nedenle karne akademik gelişimi desteklemede önemli bir yol gösterici olarak da görülür. Bu anlamda karne öğrencinin hem kendisi hem de ailesi için bir öz değerlendirme yapmasına ve gerekiyorsa öğrencinin onayıyla ders çalışma alışkanlıklarında düzenlemeler yapılmasına yardımcı olabilir” dedi.

“Aile tutumu, öğretmen, sınıf ortamı, araç-gereç de önemli”

Ailelerin karneye gerektiğinden fazla ya da az önem göstermemesini öneren Yelkin Diker Coşkun,  karnenin öğrenci gelişimini desteklemede kullanılacak araçlardan yalnızca biri olarak görülmesi gerektiğini vurguladı. “Karne öğrencinin dönemlik değerlendirilmesidir ve asla kişiliğinin bir parçası olarak görülmemelidir” diyen Doç. Dr. Coşkun, “Karne başarısı ile çocukların kişiliklerinin değerlendirilmesi, etiketlenmesi yanlıştır. Öğrenme durumsaldır ve aile tutumu, öğretmen, sınıf ortamı, araç gereç vb. pek çok etmenden etkilenir. Karne aslında bu bütünün bir değerlendirmesinin sonucudur” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

“Kırıcı olmayın”

Karnenin sohbet gündeminde olacağını ve olması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, şunları kaydetti:

“Aile bireylerinin karne kavramı ile ilgili görüşlerini çekinmeden, kırıcı olmayan bir dille çocuklarıyla paylaşması önemli ancak bundan daha da önemlisi çocukların karne ile ilgili düşüncelerini aileleriyle paylaşabilmesidir. Çocuk kendi öz değerlendirmesini çekinmeden yapabiliyor olmalı. Çocuğunuzun kendi karnesi ile ilgili düşüncelerini dinlemesisiniz. Zayıf ya da güçlü olduğu derslerle ilgili düşüncelerini öğrenmelisiniz. Ebeveynin karneyi çocuğun kimliğinin, kişiliğinin önüne geçen bir durum olarak görmediğini bu sohbetlerde açıkça belirtmesi gerekir.”

“Velinin ebeveynlik karnesi”

Doç. Dr. Yelkin Diker Coşkun, kötü karnenin birçok nedeni olduğunu anımsatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

Haberin Devamı

“Bu nedenleri anlamadan sadece sonuca odaklanmak velinin kendi ebeveynlik karnesinin asla düzelemeyeceğini gösterir. Çocuğunu iyi tanıyan bir veli karne ile ilgili çok olumlu ya da olumsuz bir tutum sergilememesi gerektiğini bilir. Çocuklarla ilgili tutumlarımızı sınav, karne, başarı vb. dışsal özellikler etkilememeli. Çocuklarımızı olduğu gibi kabul etmek ve onlarla ilgili olumlu duygulara sahip olduğumuzu hissettirmek en sağlıklısıdır. Böyle sağlıklı güven ilişkisi kurulan ebeveyn-çocuk ilişkilerinde çocuğun kendini değerlendirmesine ve ben ne gibi düzenlemeler yaparsam zayıf olduğum dersimi geliştirebilirim diye düşünmesine yardımcı olmak kolaylaşacaktır. Aksi durumlarda yani ceza, mahrumiyet, duygusal baskı vb. durumlarla karşılaşması öğrencinin öğrenme sürecine ilişkin olumsuz tutum geliştirmesine neden olacak ve karne amacına ulaşamayacaktır.”

Haberin Devamı

“Tatil programını çocuğa bırakın”

Sömestr tatillerinin öğrencilerin öncelikli olarak dinlenmesi için olduğunu anımsatan Doç. Dr. Yelkin Diken Coşkun, şunları söyledi:

“Bu nedenle ne aktiviteye boğulmalarına ne de ders çalışmalarına dönük bir program yapılmamalı. Kendi tatil programlarını, günlük rutinlerini kendileri planlamalılar. Kitap okuma, televizyon izleme, oyun, dinlenme vb. aktiviteleri dengeli biçimde içeren bir rutinlerinin olması yeterli. Bu günlük rutini hafta sonları etkinliklerle zenginleştirilebilir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!