Güncelleme Tarihi:
Karne dönemlerinde çocukların üzerindeki baskı giderek artıyor. Özellikle karnesinde kırık notlar olan çocuklar, ailelerin de baskısıyla kendisini başarısız ve yetersiz hissedebiliyor. Psikolog Nagihan Akarsu, “Notlar, takdirler, birincilikler, çocuklarınızın kişiliğini ölçmez, sadece bilgisini ölçer. Not sadece bir sonuçtur. Asıl önemli olan çocuğunuzun öğrenme bilincine sahip olmasıdır” diyor.
Öğrenme sürecinin bir değer olduğunu, beklenti ve baskıyla gelişmediğini hatırlatan Akarsu, çocuktaki okuma, öğrenme ve merak etme isteğinin çok çalıştırarak ve herkesi geçerek kazandırılamayacağının altını çiziyor. “Bilgi bir araçtır ama biz çocuklarımızın karnesindeki puanlarla gelecekte nerede olacaklarına, başarılı ya da başarısız olacaklarına fatura keseriz.
Her düşük puan bir kaybediş gibidir. Notlar, takdirler, birincilikler, çocuklarınızın kişiliğini ölçmez, sadece bilgisini ölçer. Not sadece bir sonuçtur. Asıl önemli olan çocuğunuzun öğrenme bilincine sahip olmasıdır.
Eğer çocuğunuz, merak etmiyorsa, öğrenmeyi sevmiyorsa ama çok çalışıp 100 alıyorsa asıl burada bir sorun vardır. Sınav akşamları geriliyor, ağlıyor, uyuyamıyorsa, sınav haftası karın ağrıları başlıyorsa ancak yine de 100 alıyorsa bir daha düşünün. Aldığı 100 puan gerçek bir 100 puan mıdır?
Yüksek notlar başarıyı göstermediği gibi, düşük notlarda başarısızlığı göstermez. Okul birincisi olan öğrenci hayatta başarılı olamayabilir, sınıfta kalan bir öğrenci çok başarılı bir iş adamı olabilir.”
Zayıf bir karne karşısında ailelerin suçlayıcı değil, kabul edici ve destekleyici olması gerektiğini hatırlatan Akarsu, çocuğunuza ‘Elinden geleni yaptın, bazen her şey istediğimiz gibi gitmez. Sen nasıl hissediyorsun kendini? Bu notları düzeltmek istersen neler yapacağımızı düşünelim’ gibi cümleler kurabilirsiniz. En önemlisi de çocuğunuzun aldığı düşük notların arkasındaki nedenleri araştırmalısınız” diyor. Akarsu, ailelere şu önerilerde bulunuyor:
• Çocuklarınızı tanımaya çalışın, onların kendilerini keşfetmelerine izin verin.
• Kendi yapmak istediklerinizi değil, onların hayatta bir amacı olmasını sağlayın.
• Üretken, kendini tanıyan, araştıran çocuklarınızın olması için önce kendinizin de öyle olduğunuzdan emin olun.
• Kaç puan aldıklarını değil, gösterdikleri çabayı takdir edin.
• Çocuklar iyi bir meslek sahibi olmak için değil, öğrenmek istedikleri ve keşfettikleri için okula gitmeliler. Zaten bunları yaparlarsa iyi bir meslek sahibi olurlar.
• Sınav geleceğin belirleyicisi değildir. Her ne olursa olsun ne yapacağınızı biliyor olmak her şeyin belirleyicisidir.
• Çocuklarınızı koşulsuz kabul ettiğinizi gösterin.
• Tatil dönemlerinde ödevleri eğlenceli hale getirmeyi deneyin. Bunu bir görev, kural olarak dikte etmeyin.
• Tatiller çocukların dinlenmesi içindir. Ödevler değil ama öğrenme devam edebilir.
• Her şeyden önemlisi en büyük başarı çocuklarınızı sadece yaptıklarıyla değil, yapamadıklarıyla da sevin.