Güncelleme Tarihi:
Bu soru bana yöneltildiği zaman, ben iki çocuğum olduğu gerçeğinin altını çizmekle yetiniyorum sadece. "Kardeş şart mı?" sorusunu başkaları adına cevaplamayı doğru bulmuyorum. Herkesin koşulları, beklentileri, çocuğunu yetiştirirkenki tecrübeleri birbirinden farklı. Herkes için doğru çocuk sayısı başka.
Kız kardeşiyle çok güzel bir ilişkisi olan ve aynı ilişkiyi şimdi de oğullarına vermeye çalışan bir anne olarak benim aile anlayışımda kardeşe hep yer vardı. Ama kardeş ŞART demeyi çok keskin ve empati yoksunu bir ifade olarak görüyorum. Bunu "Kardeş gerekli" şeklinde yumuşatabiliriz, ama doğrusu şu ki, o bile sorgulanıyor şu günlerde. Geçtiğimiz aylarda TIME dergisine kapak bile oldu bu konu.
The Only Child Myth (Tek Çocuk Efsanesi) başlıklı bu makalede, tek çocuk olmanın eskiden adeta bir hastalık gibi görüldüğü, 1'in çok "yalnız bir rakam" olduğu, kardeşi olmayan çocukların asosyal, içe dönük bireyler olarak yetiştiği, ancak bu anlayışın son yıllarda değiştiği anlatılıyor. Son araştırmaların bu algının yanlış olduğunu gösterdiği gibi, tek çocukların -ailenin maddi ve manevi kaynakları sadece onlara sunulduğundan- okulda daha başarılı oldukları gibi sonuçları da ortaya koyduğu söyleniyor. "Geleneksel aile anlayışının" son yıllarda değiştiği, eskiden "anne-baba-çocuklar"dan oluşan aile kavramının şimdi "anne-baba-çocuk" şekline indirgendiği anlatılıyor. (Bu yazı Amerikan ailesini göz önüne alarak hazırlanmış)
Türkiye'de de benim gözlemlediğim ailedeki çocuk sayısını ilk olarak maddi imkânlar belirliyor. Buna anlayış göstermemek mümkün değil, nitekim İstanbul'da yaşayan iki çocuk annesi bir kadın olarak özel okul fiyatlarını dehşetle takip ediyor, ve çocuğumu -en azından ilk beş sene- bir devlet okuluna göndermeyi düşünüyorum. Ama bu başlı başına bir yazı konusu, şimdi girmeyeceğim.
"Kardeş şart mı?" sorusunun altında genellikle "ikinci çocuk kolay mı?" sorusu yatıyor aslında. Birçok anne, ikinci çocuğun daha kolay olduğunu duymak istiyor haklı olarak. Bu soruya benim yanıtım "ikinci çocuk kolay, iki çocuk zor" oluyor.
İkinci kez anne olmak gerçekten ilk kez anne olmaya hiç benzemiyor. Bisiklet sürmek gibi, hani hiç unutamazsınız ya... Bebeğin altını değiştirmeyi, onu nasıl tutacağınızı, nasıl emzirmeniz gerektiğini, kısacası, ilk seferinde öğrenmek zorunda kaldığınız birçok şeyi -aradan kaç sen geçerse geçsin- raftan olduğu gibi indirip devam ediyorsunuz yolunuza.
Elbette her şey planladığınız gibi olmayabiliyor. İlk çocuğunuz "kolay" bir çocuksa, ikincisi daha "hassas" olabiliyor - ki genelde doğanın kanununun bu şekilde işlediği söyleniyor! İlkinde uyku problemi yaşamadıysanız, ikincisinde kolikle uğraşabiliyorsunuz, benim başıma geldiği gibi.
Ancak bunun bir de tersi var. İlkinde edindiğiniz deneyimler, ikincisinde yol, su, elektrik gibi katma değerlerle geri dönüyor size. Çok daha az telaş ediyorsunuz, çok daha rahat oluyorsunuz ve tabii ki sizin bu rahatlığınız çocuğunuza da yansıyor. Bir de bakıyorsunuz ki çocuğunuz daha bağımsız büyüyor, bazı şeyleri kendi kendine daha erken bir yaşta yapmaya başlayabiliyor.
İşler tabii ki her zaman "yolunda" gitmiyor. İki çocukla başa çıkmak, tek çocukla başa çıkmaktan zaman zaman iki değil, beş kat zor oluyor. Ancak bazı şeyler zorlaşırken, diğerleri de kolaylaşıyor. Bir bakıyorsunuz ki birbirlerini sevmeye, birbirleriyle oyunlar oynamaya başlamış, ve hatta sizi -10 dakika için bile olsa- rahat bırakır olmuşlar!
"Kardeş şart mı?" sorusuna geri dönecek olursak, "NE İÇİN şart mı?" diye sormak lazım. Paylaşmayı öğrenmek için mi? Paylaşmayı artık küçücük yaşta okulda öğreniyor çocuklar. Birbirine destek olmak için mi? Nice arkadaşlıklar var, kardeşlikten öte...
Etrafımda kardeşsiz büyüyen, gerek sosyal anlamda, gerekse profesyonel anlamda başarılı, mutlu insanlar var. Bunların bir kısmı bir kardeşin eksikliğini hep hissetmiş, kendi çocuğuna mutlaka kardeş yapacağını söylüyor. Diğer bir kısmı ise hayatından çok memnun, "Ailem tüm kaynaklarını benim için kullandı, kardeşim olsaydı bu imkânları bana sunamazlardı" diyor.
Kısacası "kardeş şart mı?" sorusu karışık, değişken, zor bir soru. Ve çıkış noktasını anlamak hiç de zor değil. Tam da ilk çocuğun enkazını yeni kaldırmışken... Kocayla aramızı düzene sokmuşken... Geceleri uyumaya başlamış, emzirmeyi bırakmış, belki tuvalet eğitimini bile tamamlamışken... Sil baştan bunları yaşamak akıl kârı mı? Hayat pahalılığını, günümüz şartlarında iki çocuğu birden yedirmeyi, içirmeyi, okula göndermeyi de göz önüne alınca... Ne dersiniz? SİZCE kardeş şart mı?
Blogcu anne: Elif Doğan