Güncelleme Tarihi:
Kardeş kıskançlığında annenin de büyük bir kaygı yaşadığını anlatan Uygun, çocukların bunu fark edip, daha çok kaygı duyduğunu belirterek, şu tavsiyelerde bulunuyor…
Annelerin kaygılarını azaltmak için söylediği şeyler çocukları daha çok kaygılandırıyor. Bu nedenle annelerin kıskançlık durumlarında nötr kalması çok önemli. Özellikle 5 yaşından küçük çocuklar annenin bütün hislerini, kaygılarını yüz ifadesinden ve davranışlarından anlar. Eğer çocuğun kardeşine zarar vereceği endişesi yaşanırsa bu çocuğa sirayet eder ve suçluluk duygusu oluşturur. Bu da kıskançlık duygusunu pekiştirir. Bu nedenle annenin çok sakin olması gerekir.
Yeni kardeş eve geldiğinde bu taht kavgasının da başlangıcı sayılabilir. Çocuk, sahip olduğu şeyi kaybetme korkusuyla birlikte kendisinin özel ve önemli olduğuna dair algıyı yitirme korkusu da yaşar. 12 yaşına kadar çocuklar, kardeşi nedeniyle annesinin kendini sevmeyeceğini ya da daha az seveceğini düşünür. 12 yaşından sonra ise daha doğru bir mantık yürütme gerçekleşir. Eğer anne bu süreci iyi yönetebilirse çocuklar açısından bu önemli bir kazanım olur.
Ebeveynlerin çocukların aralarındaki sorunları, tartışarak çözmelerine izin vermeleri gerekir. Çocuklar, gerçek hayatta da bu ve benzer sorunları yaşayacak. Aileler, ufak kıskançlıklara göz yumarak, sorunu çözmelerini gözlemlemesi lazım. Çocuklara fırsat tanınmalı. Ancak sorun çözülmeyecek noktaya vardığında yetişkinler müdahale etmeli.
Ebeveynlerin doğal olarak yeni doğan bebekle daha çok ilgilenmek zorunda kaldıklarını anlatan Uygun, burada kurulması gereken dengeyi şu sözlerle aktarıyor:
“Eğer ilk çocuk ilgiye çok alıştırıldı ise yeni kardeşin meydana getirdiği travma daha fazla olabilir. Yeni doğana vakit ayırırken büyük olan çocuk duygusal olarak ihmal edilmemeli ve onunla kaliteli vakit geçirilmeli. Eğer kaliteli zaman geçirilirse 20 dakika bile çok etkilidir.”
Ebeveynlerin, çocuğun kardeşine yönelik duygularını yansıtmasına ve ifade etmesine olanak tanımasının önemini de vurgu yapan Esma Uygun, bu konuda ise şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Çocuk 6 aylık kardeşine çimdik atabilir, bu doğaldır. Bu durumda çocuğa “yaramazsın” gibi kişiliğine yönelik söylemlerde bulunulmamalı. Bunun yerine ona “Kardeşine karşı öfkelisin, bunu anlıyorum. Şu anda üzüldüğünü görüyorum” gibi duygularını yansıtmasına ve ifade etmesine olanak tanıyan sözler söylenmeli. Ancak asla kıskançlık kelimesi kullanılmamalı. Ayrıca konuşurken, onun göz hizasına inilmeli. Bunlar çocuğun rahatlamasını sağlayacaktır.”
Yeni bebek geldiğinde eski rutinlerin bozulmaması da büyük önem taşır. Örneğin uyku öncesinde birlikte kitap okunuyorsa, bundan vazgeçilmesi çocukta travma yaratır. Rutin asla bozulmamalıdır.
3 yaş üzerindeki çocukların kreş gibi kendi akranlarıyla birlikte olacağı ortamların oluşturulması gerektiğini belirten Uygun, bunun yeni bebeğin doğumundan kısa bir süre önce ve sonraya denk getirilmemesi konusunda da ebeveynleri uyarıyor. Uygun, “Eğer böyle yaparsanız çocuk kendinin evden atıldığını ve gönderildiğini düşünür” diyor.
Yeni bebeğin bakımı konusunda çocuktan ufak tefek yardım istenmesini öneren Uygun, çocuğa bu sırada “Sen de küçükken böyleydin. Bak sen büyüdün, kendi yemeğini kendi başına yiyebiliyorsun. O da büyüyecek senin gibi yapabilecek” denmesinin ve küçüklük fotoğraflarını da göstererek geri bildirimde bulunmanın önemli olduğunu belirtiyor.
Uzman Klinik Psikolog Esma Uygun, ebeveynlerin farkına varmadan kardeş kıskançlığını pekiştirdiklerini söylüyor ve “Bunlardan biri kıyaslama ve bu olumsuz pekiştirme rekabete yol açıyor. Oysa ki her çocuk farklı ve özeldir. Ebeveynler çocuklarının ayrı ayrı özelliklerinin pekiştirilmesini sağlamalı” diyor.
Uygun, sadece ebeveynlerin değil çocuğun çevresindeki herkesin davranışının ilk çocuğun yaşadığı duyguları etkilediğini söylüyor. Yeni doğan bebeğe hediye alırken, diğer çocuğa “Senin pabucun dama atıldı” şeklindeki şakaların çocukta kaygıyı artırdığına işaret eden Uygun, “Yeni doğan bebeğe hediye alınırken, diğer çocuk da unutulmamalı” önerisinde bulunuyor.