Güncelleme Tarihi:
Vücudu fiziksel olarak güçlendirdiği ve stresi azaltarak ruh sağlığına iyi geldiği belirtilen yoga, son yıllarda hastalıkların tedavisinde de destekleyici rol oynuyor. Kanserle mücadelede önemli bir yeri olan yoganın sağlıklı ve huzurlu bir yaşamın kapılarını araladığını belirten Onkoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Kübra Aydın, yoga yapan kişilerin kanser tedavisinde olumlu sonuçlar alındığını ifade etti. Doç. Dr. Aydın, '1-7 Nisan Kanser Haftası'nda konu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Hem ruhu hem bedeni eğiten yoganın, kişinin yaşam kalitesini yükselttiğini söyleyen Doç. Dr. Kübra Aydın, "Sadece basit duruş tekniğinden ibaret olmayan yoga, kelime anlamı olarak birleştirmek ve birlik anlamını taşımaktadır. Yoganın temel bileşenleri arasında, nefes teknikleri, duruş ve hareket teknikleri, meditasyon, kendini eğitme-araştırma yer alır. Yoga, kişinin yaşam kalitesini yükseltmektedir. Mevcut bilimsel kanıtlara göre, yoganın herhangi bir kanser türünü tedavi etmesi veya önlemesi söz konusu değildir. Kanser hastalarında ağrı, depresyon, stres, uyku bozukluğu, halsizlik gibi problemleri azaltarak yaşam kalitesine ciddi katkı sağlamaktadır. Ayrıca hastalarda kanser tedavilerine bağlı yan etkileri ve stresi azaltmaya yardımcı olmakta ve hayat kalitesini iyileştirmektedir" diye konuştu.
Yapılan çalışmaları hatırlatan Doç. Dr. Kübra Aydın, yoganın ileri evre meme kanserli kadınlarda tamamlayıcı bir uygulama olduğuna dikkat çekti. Doç. Dr. Kübra Aydın, "Yoga yalnızca erken evre kanserlerde kullanılabilen bir tamamlayıcı uygulama değildir. Yapılan çalışmalar, yoganın ileri evre meme kanserli kadınlarda ağrı ve halsizliği azalttığını, psikolojik olarak rahatlama sağladığını ve durumu kabullenmeyi kolaylaştırdığını göstermektedir. Yoga, tam iyileşme şansının olmadığı, fiziksel performans durumu uygun hastalarda da kullanılabilecek bir uygulamadır. Bunun yanı sıra yoga, sadece gençler için değil ileri yaş kanser hastaları için de oldukça uygundur" ifadelerini kullandı.
Doç. Dr. Aydın, yoga tekniklerinde herhangi bir ilaç kullanımı veya vücuda herhangi bir girişim söz konusu olmadığını hatırlatarak şu uyarılarda bulundu:
"Uzun süre hareketsiz kalmaya bağlı damarda pıhtı oluşması, pıhtı atması, deri altında kan toplanması gibi durumlar çok nadir olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunların yanı sıra hareketlerin tekniğe uygun yapılmamasına bağlı sinirlerde ve ekleme bağlarında hasar gibi birtakım yan etkiler de mevcut olabilir. Bazı duruş pozisyonları ve hareketler hamilelerde, yüksek tansiyon, kalp yetmezliği gibi bazı dolaşım sistemi hastalıklarında ve bazı kanser hastalarında sakıncalı olabilmektedir."
Yoganın türlerine göre yapılan hareketlerin belli bir zorluk derecesi ve ritmi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Aydın, kişinin bedeninin hangi hareketleri yapıp yapamayacağı konusunda ipucu vereceğini belirterek, "Hiçbir harekette ağrı ve acı hissedilmemesi gerekmektedir. Eğer kişi bir ağrı, acı hissederse hareketi yapmayı bırakmalı ve bir uzmana danışmalıdır. Beden zorlanmamalı ve sınırlana saygı duyulmalıdır. Profesyonel bir yoga eğitmeni ile yola çıkmak, uzmana danışmadan video ve kitaplardan bakarak yoga yapmamak ve herhangi bir sağlık sorunu varsa bunu eğitmen ile paylaşmak çok önemlidir" dedi.