Güncelleme Tarihi:
Genellikle doğumdan itibaren görülebilen ve zamanla ilerleyen göğüs şekil bozukluğu, estetik açıdan kötü gözükmesinin dışında kalp ve akciğer sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Serdar Han, göğüs duvarı şekil bozukluklarının halk arasında yaygın olarak bilindiğini söyledi. Genel olarak her 400 doğumdan birinde göğüs şekil bozukluğu ile karşılaşıldığını belirten Han, en sık halk arasında da “kunduracı göğüs” denilen pektus ekskavatum deformites ile “güvercin göğsü” diye tanımlanan pektus karinatum olduğunu ifade etti. Han, bunların dışında da göğüs duvarı şekil bozuklukları bulunduğunu, ancak görülme sıklığının diğerlerine göre daha az olduğunu söyledi.
Göğüs şekil bozukluğu zamanla ilerliyor
Göğüs duvarı şekil bozukluklarının genellikle doğumdan itibaren görülebildiğine ve zamanla ilerlediğine dikkati çeken Han, ailelerin duyarlı olması, bebeklerini iyi takip etmesi gerektiği konusunda uyardı. Han, bu şekil bozukluklarının büyük oranda hayatı olumsuz etkilemediğini ancak estetik olarak kötü gözükebildiğini belirterek, “Bazı durumlarda bu göğüs duvarı şekil bozukluklarına kalp ve akciğer bozuklukları da eşlik edebilir. Bu nedenle hastalar incelenirken mutlaka kalp ve akciğerlerinin de değerlendirilmesi gereklidir. Değerlendirme de omurgalar da dahil edilmelidir” diye konuştu.
Şekil bozukluğunun ailelerde kaygı yarattığını ifade eden Han, “Eğer çocukta aktif yaşamında arkadaşlarından geri kalan bir durumu yoksa, kalp ve akciğerde bir rahatsızlık tespit edilmemişse, bu şekil bozukluğunun sağlığa bir zararı yoktur” dedi.
Han, şekil bozukluğunun yanında omurga şekil bozukluğunun da bulunması halinde ilerlemenin artabileceğinin altını çizerek, “Diğer bir deyişle omurgadaki eğrilik göğüs ön duvarındaki şekil bozukluğunu da olumsuz yönde etkileyebilir” diye konuştu.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte şekil bozukluğunun çocuğu estetik açıdan da olumsuz etkilediğini ifade eden Han, bu nedenle doktora erken başvurur önemli olduğunu söyledi.
Cerrahi yöntemler
Han'ın verdiği bilgiye göre, göğüs duvarı şekil bozukluklarında tedavi iki şekilde yapılıyor. Bunlardan biri cerrahi, diğeri herhangi bir şey yapmadan gözlemlemek ve hastaya gerekli bilgiler vermekle yapılan tedavi biçimidir.
Cerrahi dışı olan hasta grubunda genelde şekil bozukluğu çok hafif seyrediyor ve bu nedenle cerrahi girişime gerek duyulmuyor. Bu durumun hastaya iyi anlatılması isteniyor.
Ciddi boyuttaki şekil bozukluklarına ise cerrahi tedavi uygulanması gerekiyor. Her şekil bozukluğu olanın cerrahi anlamda tedavi olması sakıncalı olabiliyor. Bu nedenle şekil bozukluğunun iyi değerlendirilmesi önem taşıyor.
Cerrahi dışında şekil bozukluğunu düzeltmenin şu an için herhangi bir yolu bulunmuyor. Şu an bilinen iki yöntem bulunuyor. Uzun yıllar önce başlayan ve bu dönem içinde kendi yenileyen açık cerrahi, diğeri yaklaşık 10 yıldan beri bilinen son yıllarda sık uygulanan kapalı cerrahidir.
Bu iki yöntemin cerrahi başarı sonuçları birbirine çok yakın bulunuyor. Temel farkı açık cerrahide bozuk olan kemik ve kıkırdakların cerrah tarafından şekil verilerek düzeltilmesi, buna karşın kapalı cerrahi de herhangi bir kemik veya kıkırdak düzeltilmeden destek bir çubukla eğriliğin düzeltilmesi yöntemi olarak gösteriliyor. Her ikisi de Türkiye'de başarılı bir şekilde uygulanıyor.
A.A.