Güncelleme Tarihi:
Kardiyoloji Bölümü Uzm. Dr. Kemal Kunovac, 13-19 Nisan Dünya Kalp Sağlığı Haftası kapsamında kalp hastalarını koronavirüse karşı uyardı. Dr. Kunovac, 2019’un Aralık ayında Çin’in Wuhan şehrinden yayılarak kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınının nedeninin COVID-19 virüsü olduğuna dikkati çekerek “İnsanlarda genellikle soğuk algınlığına yol açan koronavirüs grubu MERS ve SARS gibi daha önce ölümcül üst ve alt solunum yolları enfeksiyonlarına neden olmuştur. COVID-19 virüsü bu aileye ait olan bir virüstür, ancak damlacık ve yakın temas yoluyla daha çabuk bulaşır, çok daha ölümcüldür.” dedi.
Ölüm oranı yüzde 15 oranında artıyor
Salgının ortaya çıkmasından bugüne kadar yapılan tıbbi araştırmalar sonucu COVID-19’un daha çok kalp hastalarını etkilediğini belirten Dr. Kunovac, şöyle devam etti: “Koronavirüsün yaş grubu ayrımı yapmadan kronik kalp ve hipertansiyon hastalığı olanlarda ölüm oranının yaklaşık yüzde 15 daha yüksek olduğu saptandı. Bunun nedeni virüsün salgıladığı çeşitli toksinlere yani zehirli maddelere bağlı kalp ve damarlar üzerine olumsuz etkilerdir. Bunlar da miyokardit dediğimiz kalp kası iltihabı, aritmi, emboli (kan pıhtılaşması) ve son olarak kalp krizi dediğimiz miyokard enfarktüsüdür. Kalp kası iltihabı, kalp kası hücrelerine ağır tahribata yol açan ve ona bağlı kalp yetersizliği ile sonuçlanan hastalıktır. Aritmi ise kalp içi iletişimi sağlayan metabolik denge bozulması sonucu olarak meydana gelen tehlikeli ve ölümcül olabilecek kalp ritmi bozukluklarıdır. Emboli de normal dolaşım akışını sağlayan hücrelerin çalışmasının bozulması sonucu olarak meydana gelen pıhtılaşmadır. Oluşan pıhtı felç veya ani ölüm ile sonuçlanabilir. Miyokard enfarktüsü ise kalp damarlarının iç yüzeyinde bulunan stabil plakların hasarlaşması, oradan bir parça kopması sonucu damar tıkanıklığının meydana gelmesi durumudur.”
İlaçlarınızı kullanmaya devam edin
Dr. Kunovac, özellikle kalp, damar ve hipertansiyon hastalarının çok dikkatli olması gerektiğine işaret ederek, şu bilgileri paylaştı: “Bu grup mecbur kalmadıkça evden çıkmamalıdır. Evden çıkarken mutlaka maske takmalıdır ve sosyal mesafe (en az 1-1.5 metre) korunmalıdır. Elleri sık sık yıkamalı ve genel olarak kişisel hijyene önem vermelidir. Bulundukları ortam sık sık havalandırılmalıdır. Dengeli beslenmeli ve bol sıvı almalıdır. Düzenli uyku uyumaları büyük önem taşır. İlaçları düzenli kullanmaya özen göstermelidir. Özellikle son zamanlarda tıp camiasında ACE inhibitörleri grubu olan hipertansiyon ilaçları çok tartışılmaktadır. Bu ilaçları kullanan hastaların enfeksiyon yatkınlığına ait kesin bir bilimsel kanıt bulunmamıştır. Bu nedenle şimdilik tansiyon ilaçlarımızı değiştirmeme tarafındayım. Önemli olan tansiyonumuzu normal seviyede tutmalı ve virüse yakalanmamamızdır.”