Güncelleme Tarihi:
Kalbim Seni Seçti dizisinde Berk karakterini canlandıran genç oyuncu Alihan Aracı, eğitimi ile oyunculuk çalışmalarını bir arada yürütüyor. Yakışıklılığı, sempatikliği ve azmi ile geleceğin parlayan yıldızları arasında olacağını düşündüğümüz Alihan’ın ilk röportajını yapmak bize kısmet oldu.
Diziden oyunculuk deneyimlerine, aile yaşantısından ilişkilerine kadar her şeyi konuştuk yüzünden gülümsemesi eksilmeyen Alihan Aracı ile...
Oyunculuğa nasıl başladın, nerede eğitim aldın?
1 ay önce İstanbul Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Oyunculuğa iki sene önce Aşk ve Ceza dizisiyle başladım. Diziden 2 ay öncesinde Erberk Ajans’la çalışmaya başlamıştım. Genç Turkcell reklam filminde de rol aldım. Şimdi de Kalbim Seni Seçti dizisinde Berk karakterini canlandırıyorum. İlkokuldan beri tiyatroda görev almış olmamın, şimdiki oyunculuğuma katkıda bulunduğunu düşünüyorum.
Aldığın eğitimle oyunculuğu bir arada yürütme fikri var mı aklında?
2 senedir beraber yürüttüm, bundan sonra da devam ettirmeye çalışacağım. Oyunculuk eğitimi almadım ama almayı düşünüyorum. Oyuncu koçluğu olabilir; birebir eğitimle daha çok yol kat edebileceğimi, daha hızlı ilerleyebileceğimi düşünüyorum. Mutlaka bir yerden başlayacağım. Kendimi geliştirmek için çok okumaya, izlemeye ve düşünmeye çalışıyorum bu konuda. Çünkü henüz ben tam anlamıyla bir oyuncu değilim, iyi bir oyuncu olmaya çalışan biriyim.
“Oyuncu olmak; orada olup, o anı yaşamaktır”
Setlerde birlikte rol aldığın kişiler sana eğitim anlamında bir şeyler katıyorlar mı?
Tabii. Özellikle Aşk ve Ceza’da çok iyi isimlerle çalıştım. Tomris İncer müthiş bir oyuncu. Kerem Atabeyoğlu, Dormen Tiyatrosu’nun yetiştirdiği en iyi isimlerden. Nalan Yavuz da bana çok şey öğretti. Dizi setinden çok bir okul gibi oldu orası. Benim sahnem bittiği ve gitmem gerektiği halde sırf onların oyunculuklarını izlemek için sette kalıyordum. Soru sormak ve izleyip ne yaptığını incelemek bence bu işin en önemli kısımlarından.
Aşk ve Ceza dizisinde Kerem Atabeyoğlu’yla sahnesi yokken sohbet ediyorduk. “Oyuncu olmak; orada olup, o anı yaşamaktır” dedi bana. Bu sözünü aklıma kazıyarak, ondan sonradaki sahnelerimde Alihan Aracı değil de oradaki karakter olarak oynamaya daha çok dikkat ettim.
Nasıl hazırlanıyorsun rolüne?
Diziye başlamadan önceki görüşmelerde hangi karakteri oynayacağımı öğreniyorum. O karakterin ana hatlarıyla sınırlarını çizmeye, hangi karakterin hangi sahnede nasıl davranacağını kavramaya çalışıyorum. Kendi tepkilerimi değil, o karakterin tepkilerini vermeye çalışıyorum. Başlarda bu tamamıyla belli olmuyor ancak sonrasında ortaya çıkıyor.
Kalbim Seni Seçti dizisindeki set ortamınız nasıl?
Çok keyifli. Hepimiz arkadaş gibiyiz, hiçbir problem yaşamıyoruz. Yönetmenimiz Hakan Gürtop çok hızlı çalışan biri olduğundan, çok geç saatlere kadar çalışmıyoruz. Oyuncu olmaya çalışarak devam ediyoruz (gülüyor).
Ekipte dışarıda da görüştüğün kimler var?
Set aralarında hep beraber bir yerlere gidiyoruz. Kalbim Seni Seçti bir gençlik dizisi olduğu için oyuncu arkadaşlarımın çoğunun yaşı benimkine yakın. Dizide Melis karakterini oynayan Cansu Dağdelen ile çok yakınız. Zaten aynı yakada oturuyoruz, beraber gidip geliyoruz. Hazal Filiz Küçükköse ile de sürekli görüşürüz. İki kişi saydım ama diğerleriyle de yakınız.
İzleyici olarak dizilerle aran nasıl?
Çok fazla dizi izlediğimi söyleyemeyeceğim ama iyi dizileri izlemeye çalışıyorum. Ben daha çok kendimi geliştirmek için film izlemeye çalışıyorum. İlgimi çeken dizileri de vakit buldukça izlemeye çalışıyorum.
"Kerem Atabeyoğlu ile bir filmde olmayı çok isterim"
Sinema teklifi geldi mi hiç?
Mahsun Kırmızıgül’ün New York’ta Beş Minare adlı filmi için görüşmelere gitmiştim. Mahsun Kırmızıgül’ün kardeşini oynayan bir çocuk vardı, o rol için. Fakat yaşça daha küçük birini oynatmak istediklerinden bana uygun değildi. Onun dışında şu an için bir teklif yok ama sinemada oynamayı çok istiyorum. Mesela Kerem Atabeyoğlu ile aynı projede çok yer almayı çok isterim.
Dizide zenginlik ve fakirlik arasında yaşanan bir aşk söz konusu. Bu hikaye sana ne kadar gerçekçi geliyor?
Senaryo aslında biraz klasik Türk senaryoları gibi. Romeo ve Juliet’ten beri var bu durum. Aslına bakarsak çok sahte gelmiyor. Belki televizyonda olduğu için abartılı görünebilir ama aslında tamamen gerçek. Özünde bunu yaşayan birçok insan var.
Gerçek hayatta senin başına gelebilir mi böyle bir şey?
Olmaz herhalde (Gülüyor). Daha uç noktalarda bir şey yaşanabilir, neden olmasın ki! İnsanların fikirleri çok ayrı. Zenginlik-fakirlik konusunda olmasa da fikir ayrılıkları yaşanabilir. Ama bunu da aşarım diye düşünüyorum.
Oyunculuk başladıktan sonra kızların sana olan ilgisi arttı mı?
Eskiye göre biraz daha fazla tabii, sağ olsunlar. Benim keyfim yerinde o yönden (Gülüyor). Facebook’tan ekleme talepleri çok fazla. Oradan konuşup arkadaş olduğum kişiler de var. Hatta bir hayranım yapımcı film şirketine bir koli hediye göndermiş. İçinde de bir mektup vardı, içeriğini anlatmayayım (Gülüyor). Çok sevinmiştim, çok hoştu.
Kız arkadaşın var mı?
Maalesef yok uzun zamandır. Şu sıralar anlaşıp uyum sağlayabildiğim bir ilişkim olmadı. Nedenini ben de bilmiyorum. Son birkaç ilişkim kısa sürdü.
Set ve okul dışında neler yapmaktan keyif alıyorsun?
Futbol oynamayı çok severim, haftada bir maç yaparız arkadaşlarla. Arabalara karşı çok özel bir ilgim var. Şu sıra tenis oynamaya başladım.
Ne izlemekten ve ne okumaktan hoşlanırsın?
Özellikle bu işin içine girdikten sonra oyunculukla ilgili kitapları okumaya çalıştım. Neyi göstermeye, neyi anlatmayı çalıştığını çok inceledim. Filmleri de aynı şekilde. Eğer bu kişin temel bir kitabı olsaydı Hamlet olurdu. Onu birkaç kere okudum. Shakespeare’in kitaplarını okudum. Şu anda Jerzy Kosinski’nin Boyalı Kuş isimli kitabını okuyorum. Film olarak da en son Eternal Sunshine of The Spotless Mind’ı izledim, çok beğendim.
Biraz da ailene değinsek... Oyuncu olmak istediğinde nasıl karşıladılar?
Ailem bu sürecin bu kadar hızlı bir şekilde gelişmesine çok şaşırdı. Babam, “Bu senin önünü kesmeyecekse seninle her zaman birlikteyiz, eğitimini aksatmamak şartıyla bunu istediğin kadar sürdürebilirsin, biz seni destekleriz” dedi. Ben de onların desteğiyle okulumu da bırakmadan devam ettim. Okuldan hiçbir dersim kalmadan, normal süresinde mezun oldum. Hem okul hayatımda hem de oyunculukta başarılı olmaya çalıştım.
"Sanata olan ilgim annemden geliyor galiba"
Ailenizde sanatla ilgisi olan birileri var mıydı?
Aslında çok fazla yok. Sadece hobi olarak tiyatro ve müzikle ilgilenenler var. Babam müteahhit, annem ev hanımı. Annem çok kitap okuyan, müzik dinleyen, resim yapan özellikle rölyef çalışan biri. Tablolarını da isteyen birçok kişi var. Benim sanata olan ilgimde annemin katkısı var sanırım.
Kardeşin var mı?
Benden bir yaş büyük bir ablam ve 4 yaş küçük bir erkek kardeşim var. Ablam Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun, kardeşim de bu sene Sakarya Üniversitesi Makine Mühendisliği’ni kazandı.
Aranız nasıl kardeşlerinle?
Ablamla arkadaş gibiyiz, sürekli beraberiz. Erkek kardeşimle aramızda yaş farkı olduğu için birkaç sene öncesine kadar tartışma yaşıyorduk ancak onlar da artık bitti. Keyfimiz çok yerinde, çok eğleniyoruz. Anne-babam da dahil oluyor bize. Sohbet, muhabbet…
Evde rol aldığın diziyi izliyor musunuz hep birlikte? Eleştiriler nasıl?
Her sahnede çok iyi oynayamayabiliyorum. Kiminde “Çok güzel olmuş, işte budur!” diyorlar, kiminde ise “Ne yaptın ya, burada böyle mi oynanır?” diye tepki veriyorlar (özellikle kardeşim). Daha çok annem beni izlerken duygulanıyor.
Alihan azimli ve yaşına göre çok olgun olmasının yanında bize röportaj sonrası eşlik edecek kadar da incelik sahibi. Değerli paylaşımlarından dolayı sevgili Alihan Aracı'ya çok teşekkür ederiz.
Röportaj: Hanife Yaşar
Fotoğraf: Melin Kahraman