Güncelleme Tarihi:
Kahvenin faydalarından bahsetmeden önce bu içeceğin hikayesine dilerseniz şöyle bir göz atalım...
Ilıman ülkelerde çaydan sonra en çok tüketilen alkolsüz içki olan kahve, bir tropikal bölge ürünüdür. Kuzeydoğu Afrika kökenli olan ve bu çevrede yabani olarak da yetişen kahve ağacı, yalnız meyvelerinden yararlanılan 5 ila 7 metre boyunda bir ağaçtır. Kahve ağacının ilk bulunduğu yer ise Habeşistan’ın Kaffa yöresidir. Avrupada; café, caffe, koffie, coffee, koffie, kaffee gibi isimlerle anılan bu içecek dilimize ise “kahve” şeklinde yerleşmiştir.
Bir efsaneye göre ise kahvenin hikayesi meraklı bir keçi ile başlıyor. “Khaldi” adında bir çoban, keçilerini otlatırken keçilerin kırmızı bir meyve yediğini ve bu meyveyi yedikten sonra daha enerjik bir şekilde hoplayıp zıpladıklarını görüyor. Böylece kahve içecek olarak değil ama sonrasında da adlandırılacağı gibi sihirli bir meyve olarak hayatımıza giriyor.
Kendimizi yorgun hissederken bir fincan kahve içtiğimizde canlanıyoruz. Şu anda hepinizin damarlarında adenozin denilen bir vücut kimyasalı var ve uyanık olduğumuz her an adenozin miktarı artıyor. Adenozinin görevi bizi frenlemek ve miktarı arttıkça biz de pilimiz bitmiş gibi hissediyoruz. Vücudumuza kafein aldığımızda ise kafein adenozini etkisiz hale getirerek bizi daha dinç ve canlı hissettiriyor. Kafeinin sporcuların performansını % 12.4 oranına kadar artırdığı biliniyor, bu da kafeini yasal ve doğal bir doping yapıyor.
Sabah kendimize gelmek için ya da gün içerisinde dikkatimizi toplamak için kahve hemen yardıma koşuyor. Kahveyi ilk yudumladığımız anda beynimiz dopamin salınımına başlıyor. Bu da beynimizdeki uyanık olma, zevk ve memnuniyet duyma, sorun çözme gibi kabiliyetlerimizin olduğu kısımları aktive ediyor.
Kafein bizi kendimize getiren bir molekül. Zihnimizdeki bulanıklığı ortadan kaldırırken, konsantrasyonu arttırıyor. Özellikle uzun süre yolda kalan sürücüler, uzun toplantılara katılan çalışanlar, hatta önemli bir karar almak üzere olan pek çok kişi dikkatini toplamak için kahve içiyor. Öğrenciler ise ders çalışırken dikkatleri dağıldığında ve okuduklarının akıllarını karıştırmaya başladığı anda kahvenin yardımına başvuruyor.
Kahve ve kafein ile ilgili son yapılan bilimsel araştırmalara göre günde 2-3 fincan kahve, içenlerin depresyona girme riski düşüyor. Avrupa Gıda Güvenliği Derneği (EFSA) * ile Hemşire Sağlık Çalışması’nın yaptığı çalışmalara göre orta düzeyde kahve tüketmek hafıza ve mantıklı düşünme üzerine olumlu etki ediyor. Kahve ve kafein ile ilgili yapılan son bilimsel araştırmalara göre düşük ve orta düzeyde kafein almak endişe seviyesini düşürürken mutluluk hissini yükseltiyor. Hemşire Sağlık Çalışması’nın 50.740 kadın üzerinde yaptığı çalışma günde 2-3 fincan kahve içen kadınların günde 1 fincan kahve tüketenlere oranla %20 daha az depresyona girdiğini gösteriyor.
Kahve, beyin hücrelerini parkinson ve alzheimer gibi rahatsızlıklara karşı da koruyucu rol oynuyor. Tip 2 Diyabeti önlediğini gösteren çalışmalar var. Ayrıca kahve içinde bulunan antioksidanlar karaciğer rahatsızlıklarından, safra kesesi taşlarından korunmaya da yardımcı. Son araştırmalar pek çok kanser türüne karşı da çok ciddi önleyici etkileri olduğunu gösteriyor.
Günlük beslenmemiz içerisinde çay, kolalı içecekler gibi farklı kafein kaynakları da var. Bu nedenle kahvenin sağlık faydalarından yararlanmak için 2-3 fincan kadar içilmesi öneriliyor.