Güncelleme Tarihi:
Kafein, gıdalar içerisinde en çok çalışılan bileşenlerden birisidir. Kafein orta seviyeli merkezi sinir sistemi (MSS) uyarıcısıdır. Beyin kafein etkilerine en duyarlı organdır. Uyanıklık süresinin artması ya da uyku isteğinin geri atılması kafein tüketiminin önemli bir sonucudur. Kafeinin etkileri geçicidir ve birkaç saat içinde yok olur. Normal kişilerde kafein vücutta depolanmaz ve tüketiminden birkaç saat sonra atılır. Kafein tüketiminin hafızayı güçlendirdiği, mantıklı düşünmeyi kolaylaştırdığı, motor yetenekleri geliştirdiği ve görsel-duyusal reaksiyonu hızlandırdığı belirlenmiştir.
Çay, kahve ya da kola içerek vücuda alınan kafein, doza bağlı olarak insan enerji metabolizması üzerine çeşitli etkiler gösterir. İnsanda kafeinli çay ve kahve alımının kanda trigliserit düzeyini biraz düşürdüğü, kolesterol düzeyini ise az miktarda yükselttiği görülmüştür. Bununla beraber serum lipoproteinleri üzerine herhangi bir etkisi olmadığı görülmüştür.
Kafein 8 mg/kg düzeyinde verildiğinde metabolik hızda %16 artış gözlemlenmiştir. Bu durumda metabolik hızda artış, yağ oksidasyonunda artış, termik etkide artış ve plazma serbest yağ asitlerinde artış olduğu görülmüştür. Bir fincan kahve ortalama 85 mg, bir bardak çay 60 mg civarında kafein içermektedir. Çayın kafein yoğunluğu demlenme süresine göre değişir. Beş dakikalık demlenmede kafeinin %75’i deme geçmektedir.
Kafeinin enerji harcanışını doza-bağlı bir şekilde arttırdığı ispatlanmıştır. Yapılan hesaplamalara göre, kafein tüketiminden sonra 24 saatlik enerji harcanışından ortaya çıkan yaklaşık %5’lik bir artış, eğer gıda tüketimi sabit tutulursa yaklaşık 75-110 kcal/gün’lük enerji açığı oluşturabilir. Şekersiz çay ve kahvenin aşırı olmamak kaydıyla ve özellikle yemeklerden sonra tüketilmesi, diğer diyetetik önlemlerle beraber vücut ağırlığı kontrolünde ve azaltılmasında tavsiye edilebilir.
İddiaların aksine, normal seviyedeki kafein tüketimi ile kanser, kalp-damar hastalıkları, üreme yeteneği ve hamilelik, düşük yapma riski ve osteoporosiz arasında bir ilişki bulunamamıştır. Kafeinin kan basıncında yaptığı geçici yükseliş, normal günlük işlerle olandan daha yüksek değildir. Çok aşırı kafein alımı, yeterli kalsiyum alınmıyorsa, osteoporosiz için düşük bir risk oluşturabilir. Ayrıca kafeinin diğer uyuşturucular gibi bağımlılık oluşturması söz konusu değildir.
Pek çok çalışmada, yetişkinler için güvenli olarak tüketilebilecek kafein miktarının günde 300 mg. (Yaklaşık üç-dört fincan kahve ya da beş-altı büyük bardak çay) olduğu belirtilmiştir. Çocuklar ve hamileler için bu miktar daha az olmalıdır.
[webtv=100909]
Diyetisyen Özge Yüksel