Güncelleme Tarihi:
Düzenli adet gören kadınlarda bile yaşla birlikte yumurtalık kapasitesinin azalmış olma ihtimali mevcuttur. Bir kadın henüz anne karnında 20. gebelik haftasında sahip olabileceği en fazla sayıda yumurtaya sahiptir. Altı ile yedi milyon civarında yumurta gebeliğin 20. haftasından başlayarak doğal olarak azalmaya başlar. Kadın dünyaya geldiğinde bir ya da iki milyon yumurtası kalmıştır. Aynı kadın ergenliğin başında yaklaşık 300-500 bin, 37 yaşında 25,000 yumurtaya sahip olacaktır. Yumurta sayısındaki bu azalmayla beraber olarak gebe kalabilme potansiyeli de yaşla birlikte azalacaktır. Hamile kalma potansiyeli 35 yaştan sonra azalmaya başlayarak, 37 yaştan sonra bu azalma daha da belirginleşmektedir.
Çocuk sahibi olmak isteyen kadınların yumurtalık kapasitelerini değerlendirmek ve çocuk sahibi olma konusunda danışmanlık yapabilmek amacıyla iyi bir tıbbi öykü yanında ultrason ile yumurtalıklardaki öncül yumurtaların sayısının değerlendirilmesi, kanda Follikül Stimulan Hormon (FSH) ile beraber Estradiol seviyenin ölçümü, Anti Müllerian Hormon (AMH) ve inhibin B hormonlarının değerlendirilmesi faydalı bilgiler verebilir.
Yapılan çalışmalar doğal yollardan hamile kalma potansiyelinde yaşla beraber görülen azalmanın aynı şekilde yardımlı üreme yöntemlerinde de aynı şekilde azalmayla birlikte olduğu görülmüş. 2010 yılı ABD verilerine göre tüp bebek tedavisi ile canlı doğum oranlarının
Bunun yanında 35 yaşından genç kadından alınıp başka kadına verilerek yapılan tüp bebek işlemlerinde, alıcı kadının yaşından bağımsız olarak gebelik şansının %51 olduğu saptanmıştır.
Kadında ilerleyen yaşla birlikte yumurta kapasitesi azalırken, myom, polip, enfeksiyonlara ya da geçirilen cerrahilere bağlı rahim ve tüplerin yapısında bozulmalar olabilir, bunlar da hamile kalmak için engel durumlar oluşturabilir.
Ailesinde erken menopoz bulunan, yumurtalıklardan cerrahi işlem geçiren kadınlar, kemoterapi, radyoterapi gibi tedavileri alan kadınlar, endometriozise sahip veya sigara kullanan kadınlar, daha erken yumurtalık kapasitesinin azalması riski ile karşı karşıya kalırlar.
Gebelik potansiyelinin azalmasının yanında, artan yaş sayısal kromozom bozuklukları ve kendiliğinden düşüklerin görülme riskini de artar. Yaşın artmasıyla birlikte hücre bölünmesi sırasında hücre içi yapılarda bozukluk riski artar. Hatta yaşı daha ileri olan kadınlarda, yapısal olarak normal gözüken embriyolarda bile kromozomlarda sayısal bozukluk daha sık görülür. Bu nedenle, fetüsün kalp atımları gözlendikten sonra bile gebelik kaybı, yaşı daha büyük olan kadınlarda daha sıktır. Tüp bebek gebeliklerinde 35 yaşın altındaki kadınlarda ortalama düşük oranı %13’ken, bu oran 44 yaş ve üstündeki kadınlarda %54’e çıkmaktadır.
Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyen çiftelerin; yaş faktörü göz önüne alınarak, 35 yaş altında 1 yıl, 35 yaş üstünde 6 ay korunmasız ilişki ile hamilelik oluşmadığı görüldüğünde ciddi bir danışma ve değerlendirme yapılması amacıyla zaman kaybetmeden infertilite konusunda deneyimli bir ekibin yardımını almak için başvurması konusunda toplumda farkındalık yaratmak çok önemlidir.