Güncelleme Tarihi:
Yumurtalıkların olgunlaşması ve kadınlık hormonları olan östrojen ve progesteron salgılamaya başlaması ile çocukluktan genç kızlığa geçiş olan ergenlik dönemi başlamaktadır. Hormonların salınımı başta düzensiz olup sadece hızlı boy uzaması, tüylenme ve meme gelişimi sağlarken zamanla düzenli salgılanmaya başlayarak adet kanamasının da başlamasını sağlar. Başta düzensiz olan regl kanamaları, hormonların bir düzen içinde salgılanmaları ile birlikte düzene girer.
Bir kadının düzenli regli görüyor olması, çoğunlukla yumurtalıklardan düzenli hormon salınımı olduğunun en önemli göstergesidir.
Bir ergenin, koltuk altı kıllarının ve meme gelişiminin oluşmasına rağmen 16 yaşında hala regli olmaması önemlidir ve hemen altta yatan nedenler araştırılmalıdır. Bazen, himen zarının kapalı olması ya da vajinada kan akışını engelleyecek bölme olması nedeniyle dışarı akamayan kan, vajina, rahim ve hatta tüpler içinde birikme yapmakta ve zamanla iltihaplara zemin hazırlayarak bu organlarda kalıcı harabiyete sebep olabilmektedir. Bu nedenle, meme gelişimi olmasına rağmen adet olmayan bir genç kızda, ancak alt genital yolda bir kapalılık olmadığı muayene ve ultrasonografi ile kesinleştirildikten sonra 16 yaşına kadar beklenebilir. Çünkü meme gelişiminin ve tüylenmenin mevcudiyeti kadınlık hormonlarının salgılandığını gösterdiğinden oldukça rahatlatıcıdır. Ama bir ergende bu gelişmelerin hiç biri mevcut değilse yani tüylenme ve meme gelişimi yoksa o zaman inceleme, en geç 13-14 yaşında başlamalıdır.
Düzenli adet gören bir kadın 3 ay adetten kesilirse, bu durumda da ileri incelemeye alınmalıdır. Bazen 35-40 yaş altında bile yumurtalık fonksiyonları azalmaya başlayabilmektedir. Bu durumda düzenli adet görememe, kısırlık veya tamamen adetten kesilme gibi belirtiler olabilir. Erken yumurtalık yetmezliği veya halk arasında erken menopoz denen bu durumun altta yatan sebepleri arasında, doğuştan yumurtalık foliküllerinin yetersiz olması, otoimmün veya genetik hastalıklar sayılabilir.
Bu durumdaki kadınlarda erken belirtiler; sebebi anlaşılamayan kısırlık, düzensiz regli kanamaları, cinsel isteksizlik, vajinada kuruluk ya da adetten kesilme olmaktadır. Erken yumurtalık (over) yetmezliği şüphesinde serum FSH ( Folikül Uyarıcı Hormon) ve E2 (östradiol) seviyelerine bakarak tanıyı kesinleştirmek mümkündür. Erken menopoz, 35 yaş altında gerçekleşen kadınlarda genetik inceleme, karyotip analizi gereklidir ve karyotip analizinde Y kromozomu saptananlarda, yumurtalıklarda “Germ hücreli kanser” gelişme riski yüksek olduğundan, yumurtalıkların alınması önerilmektedir. Karyotip analizi normal olanlarda ise böbreküstü bezine ve buradan salgılanan enzimlere karşı antikor gelişip gelişmediğine bakmak aynı zamanda tiroit bezinin otoimmün yetersizliğini de (hipotirodizm) araştırmak önemlidir.
Erken over yetmezliği gelişen kadınlar çok erken yaşta östrojen eksikliği ile karşı karşıya kaldıklarından, uygun hormon takviyeleri ile tedavi edilmediklerinde ciddi kemik erimeleri (osteoporoz), erken bunama (erken demans), Parkinson ve kalp damar hastalıkları riskleri artmaktadır. Kemik yapısını korumak, östrojen eksikliğine bağlı oluşan tüm erken menopoz şikâyetlerini ortadan kaldırmak ve uzun süreli yumurtalık hormonlarının eksikliğine bağlı gelişebilecek ciddi hastalıkları önlemek için erken menopoza giren tüm kadınlara 51 yaşına kadar kullanmaya engel bir durum olmaması halinde östrojen ve progesteron hormonları takviyesi düzenli olarak uygun dozlarda yapılmalıdır.
Yine bu kadınların kemik bütünlüğünü korumak için kalsiyum ve D vitamini takviyeleri ve aşırı vajinal kuruluk yaşayanlarda, vajinaya uygulanan östrojenli krem veya fitillerle takviye yapılması yararlı olmaktadır.
Gebelik arzu eden kadınlarda primer over yetmezliği (erken menopoz) tanısı konduğunda, yumurta hücresi bağışı ( ovum donasyonu ) dışında tedavi mümkün değildir. Oosit donasyonu ile yapılan tüp bebek tedavileri de başarısız olabilmektedir. Yumurtalıkların yetmezliğe doğru gittiği erken fark edilen kadınlarda ise yumurtalıktan bir kısmının veya yumurtalıkların dondurulması işlemi gelecekte bu kadınların gebe kalabilmeleri için şimdilik tek umut olarak görünmektedir.
En sık görülen sebep gebelik olduğundan öncelikle gebelik olmadığı ekarte edilmelidir. Bunun dışında, aşırı stres, kronik hastalıklar, ani kilo alıp vermeler, ağır diyetler, yoğun fiziksel egzersizler, antipsikotik, antidepresan ilaçlar gibi bazı ilaçların kullanılıyor olması da geçici olarak adet kanamasından kesilmeye sebep olabilmektedir. Bu durumlardan herhangi birinin olmaması halinde aşağıdaki olası nedenler bir hekim gözetiminde araştırılmalıdır.
Tüm bu sebeplerin sistematik bir şekilde araştırılıp, altta yatan nedene yönelik tedavi uygulanması çok önemlidir.