Güncelleme Tarihi:
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan merak edilen soruları yanıtladı.
Eskiden oldukça yaygın görülen ancak günümüzde aşılamanın yaygın olarak uygulanmasından sonra sık görülmeyen viral bir hastalıktır. Aşılanmayanlar ve genç erişkinler hala risk altındadır. Kabakulak virüsü +4 derecede günlerce,-65 derecede yıllarca canlı kalır. Taşıyıcı insanlardan direk temas ile hava yolundan damlacık yoluyla, tükürükle bulaşır. Her iki cinsiyeti de etkiler. Aşı uygulamasından önce hastalığın en sık görüldüğü yaşlar 5-9 yaşlardır. Hastaların %85 ‘i 15 yaş altındadır. Etkin ve yaygın aşılamadan sonra görülme sıklığı bariz azalmıştır. Virüs, bulgular ortaya çıkmadan 6 gün önce ile 9 gün sonrasına kadar tükürükten izole edilebilir.
Hasta şahıs öksürük ve hapşırma ile virüsü yayar ve bu virüsü soluyan kişi enfekte olur. Damlacık yolu dışında hasta şahsın eşyalarının kullanılması da bulaşmaya neden olabilir. Solunum yollarındaki hücrelere girip çoğalan virüs kan yoluyla doku ve organlara, özellikle tükürük bezlerine ulaşır. Hastalığın kuluçka dönemi ortalama 18 gündür(7-23 gün).
Hastalık halsizlik ve ateşle başlar. Baş ağrısı, iştahsızlık, tükürük bezlerinde hassasiyet, çene civarında ve kulak altında ağrı ve şişlikle devam eder. Başlangıçta ağrıyla birlikte tek veya çift taraflı tükürük bezlerinde hızlı gelişen şişlik olur. Şişmeyle birlikte kulak kepçesi yukarı ve dışa doğru yer değiştirir. Şişlik 3-7 gün içinde azalarak kaybolur. Şişen alan gergin ve ağrılıdır, ekşi yiyecekler ağrıyı artar. Tükürük bezlerindeki şişmeyle beraber hafif ateş de olabilir. Vakaların %10-15’inde sadece çene altındaki bezler, nadiren dilaltı tükürük bezleri etkilenebilir.
Kabakulak geçirmek ömür boyu bağışıklık sağlar. 12. ayda yapılıp, 4-6 yaşta tekrarlanan KKK (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) aşısı %97 üzerinde koruyuculuk sağlar.
Kapalı ortamlarda kolayca yayılan kabakulak hastalığı her ne kadar çocuklarda sıklıkla rastlansa da yetişkinlerde de bazen kalıcı izler bırakabiliyor. Bu nedenle kabakulağın çocukluk döneminde, hatta okul öncesi çağda geçirilmesi daha az sakıncalı olarak nitelendiriliyor.
Pediyatri Uzmanı Dr. Özlem Ketenci Altıkardeşler, A'dan Z'ye kabakulak hastalığı ve tedavisinden şöyle söz ediyor:
Paramyxovirus denilen bir virüsün neden olduğu bulaşıcı bir hastalık olan kabakulak, başta boynun iki yanında kulak memesinin hemen altında bulunan parotis bezi olmak üzere tükürük bezlerinde ağrılı şişme ile ortaya çıkıyor. Hastalık virüsü taşıyan kişinin konuşma, öksürük ve aksırması sırasında çıkan tükürük damlacıkları yoluyla veya tükürükle kirlenmiş eşya yoluyla bulaşıyor. Virüs, vücuda ağız ve burun yoluyla girdikten sonra kan yolu ile vücutta yayılıyor.
Kabakulağın bulaşıcı döneminin tükürük bezinin şişmesinden 1-2 gün önce başlayıp, 5 gün sonrasına kadar sürüyor. İlk olarak kulak alt kısmına yerleşmiş olan tükürük bezinde şişme ile belirti veren kabakulakta şişlik önce çene kemiğinin arka kenarı ile kulak arkasındaki boşluktan başlayarak ve öne arkaya doğru artarak elmacık kemiğine dayanıyor. 3-7 gün süren şişlik hastalığın 3. gününde zirveye ulaşıyor ve kulak memesinin ucunu yukarı doğru itiyor. Şişen bölgede ağrılar görülebilirken genelde hafif bir ateş de şişmeye eşlik ediyor. Ancak kimi zaman daha çok erişkinlerde şişlik ortaya çıkmadan önce ateş, baş ağrısı, bulantı ve halsizlik olabiliyor. Bazen hastalık hiçbir belirti vermeden de geçirilebiliyor.
Özel bir tedavi gerektirmeyen kabakulak hastalığında yatak istirahatı ve ekşi olmayan gıdalarla beslenme yeterlidir. Gerektiğinde ağrı kesici ve ateş düşürücülerden faydalanılabiliniyor. Hastalığın klasik bulguları haricinde gelişen baş ağrısı, kusma, çok yüksek ateş, testislerde şişlik, ağrı, kızarıklık, karın ağrısı gibi şikâyetler mevcut ise komplikasyonları değerlendirmek açısından hekime başvurulması çok önemlidir! Hastalık ortaya çıktıktan yedi gün sonrasına kadar da virüs tükürük ile çıkabileceği için bu dönemlerde hastayı diğer aile fertlerinden ayrı tutmak gerekir.
Tek doz aşı ile bile % 96 oranında koruyuculuk sağlandığından aşılı bireylere hastalığın bulaşması güçtür. Hastalığı geçirmiş olan kişiler zaten bağışıktır, kişinin ikinci kez hastalığa yakalanması oldukça nadir bir durumdur. Kabakulaktan korunmanın en önemli yolu aşıdır!
Kabakulak aşının kullanılmadığı dönemlerde en sık 5-9 yaş arası çocuklarda görülürdü ancak günümüzde artık aşı rutin olarak uygulandığı için daha çok ergenlik dönemindeki çocuklarda ve genç erişkinlerde de rastlanıyor. Aşının yapılmasına engel olacak ciddi bir bağışıklı sistemi hastalığı veya bağışıklık sistemini baskılayacak ilaç kullanımı olmadığı müddetçe aşı tüm çocuklara uygulanmalıdır. Yumurta veya neomisine çok ciddi alerjisi olan çocuklarda aşıya karşı alerjik reaksiyon gelişme riski vardır.
HÜRRİYET AİLE ÖZEL