Güncelleme Tarihi:
Dünyada milyonlarca insan kemik sağlığını korumak için kalsiyum takviyeleri alıyor. Ancak çok az kişi kemik bütünlüğünü sağlamak için, bir mineral takviyesinden fazlasının gerektiğini biliyor. K2 vitamini, kemik, kalp ve damar sağlığı için önemi henüz yeni anlaşılan bir vitamin. Son araştırmalar, K2 vitamini olmadan, kalsiyum takviyesinin eksik ve yanlış sonuçlar doğurabileceğini ortaya koyuyor. Çünkü kemikte oluşan kalsiyum eksikliği osteoporoza yol açarken, arter duvarında kalsiyum birikimi ise, koroner kalp hastalığı ve diğer kalp-damar hastalıkları ve böbrek hastalıklarına neden olabiliyor.
Onlarca yıldır bilinmesine rağmen, K2 vitamini hep sağlıklı kan pıhtılaşması için gerekli olduğu vurgulandı, kemik ve arterlerin sağlığını korumak için gerekli olduğu ise genellikle göz ardı edildi. Doğadan gelen K2 vitamini insan vücudunda yapılamamaktadır ve muhakkak dışarıdan alınması gerekiyor.
Osteoporoz ve kalp hastalığı, birbirlerinden bağımsız iki hastalık gibi görünüyor. Yüzeysel bakıldığında, sadece bir kaç ortak özellikleri dikkat çekiyor. Her iki hastalık da yaşla birlikte gelişiyor. 30 yaşında birinin bu iki hastalıktan birine yakalanması oldukça nadir görülürken, her ikisi de yaşamın 60 ve 70’li yıllarında yaygınlaşıyor. Her iki hastalık da bir gecede ortaya çıkmıyor ve uzun yıllar içerisinde gelişiyor. Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen Osteoporozun gelişmesi nasıl yıllar sürüyorsa, koroner ateroskleroz da 20’li yaşlarda başlayıp ve kalp krizi meydana gelene kadar on yıllar boyunca yavaş yavaş birikiyor.
19. yüzyılda, bilim adamları hastalıklı damarların duvarlarında kemik benzeri yapıyı andıran bir madde olduğunu biliyorlardı. Ancak, sonraki 100 yıl boyunca, bu bulgu aynı artrit gibi yaşlanmayla birlikte gelen ‘aşınma ve yıpranma’ olarak görüldü ve gereken ilgi gösterilmedi. Dr. Linda Demer ve Los Angeles Üniversitesi'ndeki ekibi, daha önce sadece kemik dokusunda bulunduğuna inanılan aterosklerotik dokuda bir protein tespit ederek bu gizemli bağlantıyı çözdü. Osteoporoz ya da kemiklerinde kalsiyum eksikliği olan insanların, arterlerinde kalsiyum fazlalığı olduğu belirlendi. Genellikle sadece kireçlenme veya kalsifiye plak olarak düşünülen birikimler, aslında tam olarak oluşmuş kemik dokusuydu. Bu nedenle, ‘vasküler osifikasyon’ yani ‘damar içinde kemik oluşumu’ şeklinde anılmaya başladı. Aynı şekilde, damar sertliği olarak bilinen ‘koroner ateroskleroz’ için geçerli birçok risk faktörü osteoporoz için de geçerlilik taşıyor. Bunlar; yaşlanma, diyabet, hareketsiz yaşam tarzı, sigara ve yüksek kolesterol olarak sıralanıyor.
Mevcut araştırmalar, kalsiyum metabolizmasını düzenlemede, damar ve kemik hastalıkları arasındaki bağlantıyı kontrol etmede, özellikle K2 vitaminin rolüne vurgu yapıyor. Bakteriler tarafından üretilen K2 vitamini, peynir gibi fermente gıdalarda, bazı süt ürünlerinde ve yumurta sarısında bulunuyor. Ancak önerilen günlük 45 mcg K2 vitamini almak için, 4 kg et veya 5 litre süt ya da yoğurt, onlar da olmazsa 140 gr yumurta sarısı tüketmek gerekiyor. Kalsiyumla birlikte K2 vitamini alınması, menopoza giren kadınlar başta olmak üzere, kas krampları yaşayanlar, osteoporoz tedavisi görenler, kalp damar hastaları ve risk grupları, damar sertleşmesi sorunu yaşayanlar, depresyon-anksiyete sorunu yaşayanlar ve spor yapanlar için destek sağlıyor.
Yüksek K2 vitamini alımının kemik mineral yoğunluğu ve kemik gücünü artırıp artırmadığını inceleyen uluslararası bir araştırmanın sonuçları da gösteriyor ki, K2 vitamini; kemik mineral içeriğini ve uyluk kemiğinin kalçadaki yuvasına giren boyun kısmının kalınlığını artırıyor. Dolayısıyla, yüksek K2 vitamini alımı, menopoz sonrası kemik kaybını önlemeye katkıda bulunuyor. Japonya’da, İnvolüsyonel Hastalıkları Araştırma Enstitüsü’nün araştırması da, osteoporozda, K2 vitamini almayanlardaki yeni kemik kırılmalarının, K2 vitamini verilenlerden çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı
Doç. Dr. Gökhan Özışık