Güncelleme Tarihi:
Hipertansiyon, kolesterol, kilo fazlalığı ve diyabetin bir arada görüldüğü modern çağın problemi olan metabolik sendrom, ülkemizde de oldukça yaygın. Türkiye Metabolik Sendrom Sıklığı Araştırması Metsend'e göre, toplumun yüzde 36'sı metabolik sendromlu. O kadar ki, çocukluk çağından itibaren görülmeye başlanıyor. Kadınlarda, erkeklerden üç kat daha fazla. Metabolik sendromla mücadelede beslenme, sigarayı bırakma, spora başlama gibi yaşam tarzı değişiklikleri kadar ’tatile çıkmanın’ da etkili olduğu belirlendi. Geçtiğimiz hafta dünyanın saygın tıp dergilerinden JAMAda da yayınlanan araştırmaya göre, yaş ortalaması 43 olan çoğu kadın 63 kişi 12 ay boyunca izlendi. Bu kişilerin toplamda 14 gün yıllık ücretli iznini kullanmasıyla, metabolik sendrom riskinin yüzde 47den yüzde 16ya düştüğü ortaya çıktı.
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Endokrinoloji Bilim Dalından Prof. Dr. Hasan Aydın, tatilin evde geçirilmesinin bile metabolik sendrom riskini yüzde 27 düşürdüğünü belirtti. En çok diyabeti tetikleyen bir tablo olan metabolik sendromda hipertansiyon ve bunu yol açtığı kalp krizleri, çeşitli kalp hastalıkları ve kanser, inme gibi daha ölümcül durumların gelişebildiğini anlatan Prof. Dr. Aydın, "Metabolik sendromu düzelttiğimiz zaman tüm bu hastalıkların gelişimini toptan engellemiş oluruz. Dolayısıyla izin kullanmak bir anlamda kalp krizi, inme, felç ya da kanseri de önlüyor diyebiliriz" diye konuştu. Kilo fazlalığıyla ortaya çıkan birtakım bozukluklar olarak tanımlanan metabolik sendromun gelişmişlikle birlikte sıklığının arttığını vurgulayan Prof. Dr. Aydın, yapılan araştırmayla ilgili ise şu bilgileri verdi:
"Çalışmada, metabolik sendrom sıklığının ücretli yıllık iznini kullananlarda daha düşük oranlarda görüldüğü vurgulanıyor. Amerika'da çalışan popülasyonun, ücretli izni olduğu halde sadece yüzde 74'ü yıllık iznini hakkıyla kullanabiliyor. Bu durum bizde de çok farklı sayılmaz. İzin kullanmayan insanlarda metabolik sendrom sıklığının yüzde 47'lerde olduğu, ancak tatile çıkanlarda bu oranın yüzde 16’ya düştüğü tespit edilmiş. Arada yüzde 30'lara varan bir fark var. Hatta bu çalışmada, evden çalışanlarda dahi metabolik sendrom sıklığının yüzde 38 iken, iznini evde geçirenlerde riskin yüzde 11'lere düştüğü belirlenmiş. Dolayısıyla izin yapmanın, evde bile geçirseniz, aslında metabolik sendrom üzerine çok olumlu etkileri var."
Bu olumlu etkilerin temelinde, çalışan kesimin tatille beraber daha sağlıklı bir yaşam tarzına geçmeleri yatıyor. Prof. Dr. Hasan Aydın, bunu da şu şekilde açıkladı:
"En başta tatil yapmanın stres üzerindeki olumlu etkileri söz konusu. İkincisi, kişilerin tatildeyken daha fazla hareket ettikleri görülmüş. Artan hareket de metabolik sendromu önleyen bir etken. Bir de daha ilginç olanı, tatile çıkanların sanıldığı gibi daha sağlıksız beslendiği miti, bu çalışmayla beraber yıkılıyor. Tam tersine izinde olanların daha sağlıklı bir beslenme programı uyguladıkları, hatta birçoğunun bu dönemde kilo verdiği gözlemlenmiş. Tüm bu veriler bir araya getirildiğinde görülüyor ki yıllık izne çıkmak, metabolik sendrom üzerinde egzersize başlamak ya da sigarayı bırakmak kadar yararlı."
Araştırmaya göre tüm bu olumlu etkiler için yılda toplam 14 gün izne çıkmak önemli. Kaç kez tatil yaparsanız etki o kadar artıyor. Kişiler ilk tatil yaptıklarında metabolik sendrom üzerine olumlu etkiler yüzde 24 iken buna eklenen her yeni izinde metabolik sendrom gelişme riski yüzde 8 oranında azalıyor. Bu da şu anlama geliyor; İzninizin toplam süresini bir kerede kullanmak yerine ara ara ve sık sık tatil yapmak daha etkili. Tatilin hangi mevsimde yapıldığının ise önemi yok.
DHA