Güncelleme Tarihi:
Türk Dil Kurumu tarafından irtikap; kötü iş yapmak, yalan söylemek ya da hile yapmak olarak tanımlanmaktadır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 250. maddesinin ilk fıkrası uyarınca görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanması veya bu yolda vaatte bulunulması için bir kimseyi zorlayan kamu görevlisi irtikap suçunun kanunda gösterilen unsurlarını gerçekleştirmiş olacağından cezai bir sorumluluğu gündeme gelecektir. Kamu görevlisinin haksız tutum ve davranışları karşısında, kişinin haklı bir işinin gereği gibi, hiç veya en azından vaktinde görülmeyeceği endişesiyle, kendisini mecbur hissederek, kamu görevlisine veya yönlendireceği kişiye menfaat temin etmiş olması halinde, zorlamanın mevcut bulunduğu kabul edilmektedir. Zorlama etkisinde kalan kişi her ne kadar sağladığı menfaatin hukuka uygun olmadığının farkındaysa da ileride karşılaşabileceği daha ağır bir zararın önüne geçebilmek adına, baskının da etkisiyle, eylemini gerçekleştirmektedir. Kanunun lafzından anlaşılacağı üzere suçun oluşabilmesi bakımından kişinin yararı sağlamış olmasına gerek yoktur, yarar vaadinde bulunulması yeterlidir.
Bahse konu maddenin ikinci fıkrası uyarınca görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirilen hileli davranışlarla kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisinin de cezai sorumluluğu doğacaktır.
Madde devamında kanun koyucu, kişinin hatasından yararlanarak irtikap suçunun unsurlarını gerçekleştiren kamu görevlisine verilecek olan cezada indirim yapılacağını öngörmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta kişinin hataya düşmesinde kamu görevlisinin herhangi bir payının olmamasıdır. Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından verilen bir kararda; ücretsiz bir işlem olan akaryakıt istasyonunun ölçü ve ayarını yapan kamu görevlisinin işlem bedeli olarak 200 TL almasını, katılanların hatasından faydalanmak suretiyle kamu görevlisi hakkında irtikap suçundan bahisle cezaya hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir. (2010/2419 E. 2012/1002 K. 09.10.2012 T.)
İrtikap suçu sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilen bir suçtur. Kamu görevlisi, TCK’nın 6. maddesinde “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmaktadır. Kanuni tanımdan yola çıkılarak kamu görevlisinin daha geniş çerçevede düşünülmesi ve sadece memur olarak anlaşılmaması gerekmektedir. Örneğin avukatlar, bilirkişiler, askerler, mahkeme huzuruna çıkarılacak olan tanıklar da kamusal faaliyetin yürütülmesine katkı sağlamaları nedeniyle kamu görevlisi sıfatına haizdirler.
Rüşvet ve irtikap suçları arasındaki farklar nelerdir?
TCK’nın 252. maddesinde düzenlenen rüşvet suçu; görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla; bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi ile kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi tarafından meydana getirilmektedir. Birbirlerine oldukça benzeyen rüşvet ve irtikap suçu bazı noktalar bakımından birbirlerinden ayrılmaktadır.
İlk olarak rüşvet suçu bakımından rüşveti alan ve veren olmak üzere birden fazla fail bulunmaktadır. Ancak irtikap suçu bakımından tek fail öngörülmüştür. İrtikap suçunun unsurları sadece kamu görevlileri tarafından yerine getirilebilmektedir fakat rüşvet suçu niteliği itibari ile kamu görevlisi olmayan bir kimse tarafından da yerine getirilebilir. Son olarak rüşvet suçunda taraflar arasında rızaya dayanan bir anlaşma söz konusu iken irtikap suçunda kamu görevlisi cebre veya hileye başvurmaktadır.
İrtikap suçunun cezası
Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanması veya bu yolda vaatte bulunulması için bir kimseyi zorlayan kamu görevlisi hakkında irtikap suçundan bahisle beş yıldan az on yıldan fazla olmamak üzere bir ceza tayin edilecektir. Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle gerçekleştirilen hileli davranışlarla kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi ikna eden kamu görevlisi hakkında ise somut olayın özellikleri dikkate alınarak üç yıldan beş yıla kadar bir hapis cezasına hükmedilecektir. Suçun bu hali, kişinin hatasından yararlanmak suretiyle işlenmiş ise kamu görevlisi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. İrtikap edilen menfaatin değeri ve mağdurun ekonomik durumu göz önünde bulundurularak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
İrtikap suçu, şikayete tabi bir suç değildir. Zorlama suretiyle irtikap suçunun işlenmesinde zamanaşımı süresi 15 yıl iken ikna ve hatadan yararlanmak suretiyle irtikap suçun işlenmesi halinde zamanaşımı süresi 8 yıldır. Belirtilen zamanaşımı süreleri içerisinde suçun işlendiği şüphesi duyan savcının resen soruşturma başlatması gerekmektedir.
İrtikap suçu uzlaştırma kapsamına alınmış bir suç değildir. Ayrıca kanun tarafından öngörülmüş bir etkin pişmanlık hükmü söz konusu değildir. Zorlama veya ikna suretiyle irtikap suçunda, hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi mümkün değildir ancak hatadan yararlanmak suretiyle irtikap suçunun gerçekleşmesi halinde hapis cezası adli para cezasına çevrilebilmektedir. Kamu görevlisi hakkında hükmedilecek olan cezanın iki yıl veya daha az süreli bir hapis cezası olması ihtimalinde cezanın ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi mümkündür.