İlişkinizi nasıl kurtarabilirsiniz?

Güncelleme Tarihi:

İlişkinizi nasıl kurtarabilirsiniz
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2012 00:00

İlişkilerin gerçekten mutlu bir şekilde yürümesi için bunlara odaklanın!

Haberin Devamı

İşte Gottman tekniğinin gözler önüne serdiği ilişki, evlilik ve boşanmaya dair ilginç gerçekler...

Özel Gottman tekniği ile binlerce çifte destek veren Dr. John ve Julia Gottman, Ekim ayında Psikoloji İstanbul'un davetlisi olarak İstanbul'daydı, 'mutlu ilişkilerin formülü' konulu bir workshop düzenlediler. Dr. John Gottman; ilişki, evlilik ve boşanma ile ilgili sorularımızı cevapladı.

Sizce günümüzde evliliklerin yaklaşık yüzde ellisi neden başarısızlıkla sonuçlanıyor? Bu durumu ilgili çalışmalar yapan bir uzman olarak nasıl açıklıyorsunuz?

İlişkinin en başlarında güvenle ilgili oluşturulması gereken pek çok alan var. İnsanların kafasında ilişkilerine dair sorular oluyor. Kendi kendilerine; 'Ona arkadaşım olarak güvenebilir miyim?', 'Hayal kırıklığına uğradığında beni dinlemesi için ona güvenebilir miyim?', 'Bir partner olarak, ev işlerini paylaşırken, zor zamanları paylaşırken ona güvenebilir miyim?', 'Karşımdaki insana saygı gösterecek mi?' gibi esası güvene dayalı olan sorular soruyor. Güven ile ilgili bu şüpheler, çoğu zaman tartışmalar sayesinde oluşuyor. Biz ilişkinin ilk aşamalarında insanların yaşadığı en büyük dönüşümü 'ben'den 'biz'e geçiş dönemi yani 'takım olabilmek' olarak adlandınyoruz. Bu süreçte; ilişkinin başlangıcında yaşanan yoğun tartışma ve anlaşmazlıklar ise ne yazık ki çiftlerin birbirlerine duyduğu güveni yok ediyor.

Bir çiftin boşanacağını önceden tahmin edebiliyor musunuz?

Boşanmayı ya da tehlike sinyallerini çifler anlaşmazlıkları ile ilgili konuşmaya başladıklarından itibaren ilk dakikalarda anlıyoruz. İlişkilerinde yaşanacak problemleri çözemeyecek olan çiftler ya da nasıl çözeceklerini bilmeyenler hemen kendilerini belli ediyorlar. Bu kişiler genellikle kendilerini daha fazla düşünen, savunucu yapıya sahip, problemin karşı tarafın kişiliğini değiştirmek zorunda olduğunu belirten kişiler oluyor. 'Eşimin terapiye ihtiyacı var' ya da "Ben mükemmele yakın davranıyorum ama eşimin karakteri ile ilgili değiştirmesi gereken pek çok şey var 'diyenler oluyor. Sürekli birbirlerini eleştiren çiftler için de aynı durum söz konusu. Saldırgan biçimde eleştirilmek insanların savunmacı davranmalarına neden oluyor. Kişi fizyolojik olarak yüksek düzeyde uyarılıyor. Böyle olduğunda tartışmaları başarı ile yürütmek ve sonlandırmak imkânsız bir hale geliyor. Çok kısa bir süre sonra da bu eleştirel olumsuzluk hali, tartışma olmayan ortamları bile kapsar hale geliyor. Dolayısıyla bu ilişkinin geleceğini kolayca tahmin edebiliyorsunuz.

Diyalog kurmak bu noktada çok önem kazanıyor, değil mi?

Kesinlikle! Diyalog kurmak, çiftlerin normal olarak yaşadıkları çatışmaları yara almaksızın atlatmalarını sağlıyor. Mutlu çiftlerin bile yaşadığı çatışmalan yüzde altmış dokuzu zaten hiç çözümlenmiyor. Bu nedenle diyaloğun önemi çok büyük... Mutlu çiftler diyalog kurmayı iyi başarıyorlar. Önemli olan, bireylerin ilişkilerini mutlu bir şekilde sürdürebilmeleri için gereken becerileri edinebilmeleri. İlişkilerde çatışmaların yaşanması kaçınılmaz. Bu çatışmalar, aslında kişilerin birbirlerini tanıma ve birbirleriyle yakınlaşma sürecinin de bir parçası.

Kitabınızda yıkılan ilişkilerde yapılan iletişim hatalarından yoğun olarak bahsediyorsunuz. Peki, iletişimde hata yapmamak nasıl mümkün olabilir?

Hemen hemen herkes diğer insanlarla iletişim kurarken hatalar yapar. Her ilişkide muhakkak pişmanlıklar oluyor. Mutlu ilişkilerde, yani işlerin gayet yolunda gittiği durumlarda dahi kişilerin, 'Keşke böyle davranmasaydım' dediği durumların var olduğunu ve bunun kaçınılmaz olduğunu gösteren matematiksel kanıtlar var. Temel bir iletişim hatası olarak söyleyebileceğimiz noktalardan biri de şu! İlişki ustalarının 'aşağılama'dan uzak durduğunu biliyoruz fakat yine de iletişim sırasında onlar da pek çok hata yapıyorlar. Ancak ilişki ustaları yapılan hataları iyi telafi ediyor ve tamirini iyi yapıyorlar. Yaptıkları olumsuz davranışın sonucunu etkin biçimde tamir ediyor ve ilişkinin uçuruma gitmesini önleyebiliyorlar. Geçmiş duygusal yaraları etkin biçimde sarıyorlar. Bunu sağlayan temel faktörlerden birinin aralarındaki ilişkinin, yakınlığın ve arkadaşlığın kalitesi olduğunu biliyoruz. Mutlu bir ilişki için, çiftlerin arasında kaliteli bir arkadaşlık ve yakınlık söz konusu olmalı. İlişkide hâlihazırda yeterli bir olumluluk olduğunda, işler yolunda gitmediğinde dahi, onarma girişimleri karşı taraf tarafından kabul ediliyor ve iyileştirmek daha kolay oluyor. Pek çok kişi iyi iletişim kurmuyor ama onarma girişimleri başarılı oluyor.

Peki çiftler, ilişkilerini nasıl koruyabilirler? Özellikle nelere dikkat etmeliler?

İlişkilerin gerçekten mutlu bir şekilde yürümesi için üç alana odaklanmamız gerekiyor. Birincisi arkadaşlık ve yakınlık; ikincisi tartışmaları yapıcı bir biçimde yapmak. Tartışma her ilişkide kaçınılmaz bir durumdur fakat yapıcı olabilirsiniz. Üçüncüsü ise birlikte bir 'ortak anlam' ve 'amaç' geliştirebilmek... Birbirinin yaşam hayallerine inanmak ve onlarla gurur duymak çok önemli. Dolayısıyla biz enstitümüzde bu üç alan üzerinde çalışıyoruz. Birbirini tanımak, ilişki haritasını oluşturmak, saygı duymak, sevgi ve şefkat göstermek, hayranlık duymak ve bunu ifade edebilmek gerekiyor. Sonuç olarak; partnerinin ihtiyaçlarını karşılamak için gerekenleri bilerek ve böylelikle bu ihtiyaçları karşılayarak ilişkinizi koruyabilirsiniz...

Tüm bunlar kulağa gayet mantıklı geliyor. Ancak uygulama nasıl sağlanabilir? 'Biz bunu yapamıyoruz' diyebilecek çok sayıda çift var.

Maalesef hiçbir toplumda insanların bunları öğrenebilecekleri bir kurum, bir durum ya da zaman aralığı yok. Bu bilgiler okullarda öğretilmiyor. Hatta evlilik merciini önemseyen dini kurumlar, kiliseler, camiler, sinagoglar dahi bu bilgileri anlatmıyor. Evlenmek isteyen kişilere 'Gelin sizi bir eğitime alalım da ilişkiniz iyi çitsin' denmiyor.

Bu bilgileri öğrenebilecekleri yerler, ancak bizimki gibi danışmanlık merkezleri olabiliyor. Bu nedenle de aslında odaklanmamız gereken insanların bu becerileri, daha çocukluktan itibaren öğrenmelerini sağlayabilecek bir sistem kurabilmek. Türkiye'de bizim eğittiğimiz çok az sayıda uzman var ve bu kişilerin davetlisi olarak İstanbul'a geliyoruz. Dileriz bir dizi eğitimden sonra Türkiye'ye de bu bilgileri paylaşabilecek ve değişimi sağlayabilecek çok sayıda uzman sağlamış oluruz.

Öğrenmek için artık çok mu geç dersiniz?

Herkesin her zaman öğrenebileceğini düşünüyorum, çok karmaşık bir konu değil bu. Bir insanı anlamaya çalışmanın, ona sorular sormanın, cevaplarını takip etmenin, o insanla ilgilenmenin, kişisel farklılıkları fark etmenin de çok karmaşık olmadığını düşünüyorum. Onu beğendiğinizde, keyifli zaman geçirdiğinizde, ona minnettar olduğunuzda bunları sadece düşünmek yerine, düşüncelerinizi dile döküp ifade etmek hiç de zor değil...

Günümüzde çiftler, eski kuşaklardan farklı olarak ilişkilerinden daha çabuk vazgeçiyorlar. Bu durumu nasıl açıklıyorsunuz?

İnsanlar son yıllarda bir ilişkiye başlama ve bağlanma konularında daha fazla sıkıntı yaşıyor. Evlilik yaşı da buna bağlı olarak artıyor. İnsanlar evlenme konusunda daha isteksizler, daha fazla birlikte yaşamayı ama o imzayı atmamayı tercih eden çift var. Bana sorarsanız bu değişimler, güzel değişimler. En azından artık kadınların büyük bölümü istismara uğradığı bir ilişkiyi devam ettirmek zorunda olmadığını, ayrılmak gibi bir şansı olduğunu biliyor. Sağlıklı olan da bu. Erkekler de artık sadece geçim sağlamanın yeterli olmadığını görüyorlar. Karşısındaki kişiye destek olan, onun için bir yol arkadaşı, iyi bir baba, iyi bir eş olması gerektiğini bilen ve buna göre davranmaya çalışan erkeklerin oranı geçmiş yıllara göre çok daha fazla. Değişimle ilgili söylenebilecek belki tek kötü açılım; ekonomik sıkıntılar nedeniyle ilişkinin üstüne binen yükler. Çoğu çifte baktığımızda her iki bireyin de çalıştığını görüyoruz. Bu durum ilişki üzerine yüksek düzeyde bir stres yüklemesine neden oluyor.

Mutlu ilişkinin formülü 

Mutlu bir ilişki kurmak ile ilgili tek bir tavsiyede bulunmanızı istesek cevabınız ne olurdu?

Eşinize değer verdiğinizi, sizin için ne kadar önemli olduğunu gösterin.

Bu kişiyle birlikte olduğunuz için ne kadar şanslı olduğunuzu kendinize hatırlatın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!