Güncelleme Tarihi:
35 yaş üstü anne adaylarında özellikle 40 yaşından sonra yumurtalık rezervinin ve kalitesinin dramatik bir düşüşe geçtiğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, “Eğer çiftin ikinci bir çocuk isteği varsa fazla gecikmemelerinde fayda var” dedi ve ayrıntılı açıklamalarda bulundu.
Yaş ilerledikçe infertilite riski artıyor
Çocuk sahibi olan çiftlerin de ilerleyen yaşlarda infertilite yani kısırlık tehdidi altına girebileceğini ifade eden Şatıroğlu, sekonder infertiliteyi şöyle açıkladı: “İnsan vücudu muhteşem bir düzen içinde çalışan inanılmaz bir sistemdir. Trilyonlarca hücreden oluşan bu sistemde zamanla aksamalar başlar. Birçoğu bedenin bizzat kendisi tarafından tamir edilse de, tıp bilimine de düşen görevler ortaya çıkmaktadır. Düzenli ve korunmasız bir cinsel birliktelik yaşayan çift bir yıl sonunda gebeliğe ulaşamıyorsa buna “primer infertilite” denir. Sekonder infertilitede ise, çift bir bebeğe sahip olmuştur ancak sonraki bebek istekleri gerçekleşmemektedir. Sekonder infertilitede başta gelen nedenler beslenme alışkanlıkları, tüketim alışkanlıkları ve artık hayatımızda çokça yer alan kimyasallar, lüzumlu lüzumsuz cerrahi müdahaleler ve kadının yumurta yaşının ilerlemesidir.”
Sperm kalitesini düşüren etmenler
Erkek kaynaklı infertilite yüzdesi hiç de hafife alınacak boyutlarda değil. Özellikle yaşa, strese, sigara kullanımına bağlı olarak sperm sayısı ve kalitesinde ciddi düşüşler yaşanmakta. Bu sıkıntılara sahip bir erkek tesadüfi olarak bebek sahibi olabilmekte. Fakat ikinci gebelik isteği gündeme geldiğinde aradan geçen zamanla birlikte kimyasallar, sigara ve benzeri zararlı etkenlere uzun süreli maruz kalınma dolayısı ile spermlerin durumu daha da kötüleşmekte ve doğal yollarla çocuk sahibi olmak zorlaşmaktadır.
35 yaş üstüne dikkat!
Şatıroğlu; “Doğal yaşamda tabiatın bir düzeni var. 35 yaşına kadar aylık gebelik oranları %20-%60 ortalama %40 civarında iken 35 yaş üstünde kendiliğinden gebelik oranları %30’lara, 40 yaş üzerinde %5-10 arasına düşüyor. 45 yaş üzerinde ise pratik olarak kendiliğinden gebelik beklentisi olmuyor. Her kadında doğumuyla birlikte belirlenmiş belli bir yumurtalık rezervi mevcut. İşte bu yumurtalık rezervi kimi zaman vaktinden önce tükenmekte ve kadın doğurganlık özelliğini kaybetmektedir. Bunun dışında kadının üreme organlarında meydana gelebilecek aksaklıklar da gebeliğe engel teşkil edebilmektedir.
Endometriozis, yumurtalıklarda oluşan çeşitli düzensizlikler, rahimde oluşan polip ya da miyomlar ve de anne adayındaki tiroit bezi rahatsızlıkları bu aksaklıklar arasında sayılabilir” dedi. Doğal yollarla ikinci çocuklarına sahip olamayan çiftler için de uygun, başarılı tedavi yöntemleri olduğunu ifade eden Şatıroğlu, “Annede sağlıklı yumurta babada da sağlıklı sperm bulunduğu sürece tüp bebeğe kadar uzanan çeşitli tedavi seçenekleri ile çiftin çocuk sahibi olmalarına çalışılır. Bunlara tedavi demek doğru olmaz, bunlar çiftin isteği ve başarı oranının düşüklüğü bilinerek denemeler şeklinde yapılabilir” diye konuştu.