Hülya Darcan ile Annelik Üzerine…

Yeşilçam’ın unutulmaz yüzlerinden olan Hülya Darcan, çok uzun süre ara verdiği oyunculuğa zaman zaman dizilerde rol alarak geri dönüş yapmıştı. Şimdilerde “Kalbim Seni Seçti” adlı dizide gördüğümüz Darcan, aynı zamanda Bergüzar Korel’in de annesi. Dolayısıyla hem anneliği hem de anneanneliği üzerine sohbet ettik. İşte, torunlarından bahsederken gözleri parlayan Darcan’ın anlattıkları…

Kalbim Seni Seçti adlı dizide canlandırdığınız karakter müdahaleci bir anne. Gerçek yaşamınızda nasıldır çocuklarınızla aranızdaki bu ilişki?

İki tane yetişkin kızım var, ikisinin de kendi aileleri ve hayatları var. Onların hayatlarına müdahale etmeyi hiç düşünmedim. Belki de benim müdahale etmemi gerektirecek bir şey yapmadıkları içindir bu. Onlar artık kendilerinden, çocuklarından ve eşlerinden sorumlular. Küçükken elbette karışmışımdır çünkü buna mecbursunuz, disipline etmek, yola sokmak ve yetiştirmek adına.

Kızlarınızın arasında kaç yaş var?

Aralarında 7 yaş var. Bergüzar doğduğu sıralarda Zeynep ilkokula başlamıştı. Onun için hiç zorluk çekmedim. Çocuk yetiştirme konusunda deneyim kazanmıştım. Zeynep tam bir abla gibi davranıyordu. Aileye bir süre sonra yeniden bebek gelmesi çok hoşumuza gitmişti.

İlk çocuklar genelde şanssızdır ailenin acemiliği yüzünden. Sizde böyle bir durum yaşandı mı?

“Vah, vah… Çok şansız dönemine denk geldi” diyebileceğim bir şey olmadı. Çocuklarımı gayet güzel büyüttüm. Tabii ki takıldığım noktalar da oldu. Anneme, kayınvalideme ve doktoruma danışırdım. Büyük kızım Zeynep yemek yemezdi, o çok büyük problemdi. Bergüzar çok kalender bir bebekti. Nereye yatırsanız orada uyurdu. Beni hiç üzmedi.

Torununuz nasıl bu konuda, annesine mi çekmiş?

O canım benim… “Hayatımın erkeği” diyorum ben onun için:) Aliciğim 19 aylık ve çok tatlı. Allah nazarlardan saklasın onu. O da annesini ve babasını üzmüyor. Çok sevgi dolu bir çocuk ve sevgi dolu bir ortamda yetişiyor. Ona küçük bir insan muamelesi yapıyorlar. Bir torunum daha var (Zeynep’in kızı). O da 10 yaşında, abla oldu artık o tabii. 

Torun baldan tatlı mı gerçekten?

Çocuklarımın sevgisinin yerine koyamam, evlatların yeri çok başka. Torununuzu öpüp kokluyorsunuz, biraz huysuzluk edince annesine verebiliyorsunuz :) Muhtemelen o yüzden çok tatlı diyorlar. İki kız, arkadan bir kız torun, sonrasında bir erkek geldi.

Bir erkek evlat sahibi olma özleminiz var mıydı hiç?

Hiç öyle bir şeyim olmadı. “Eli, ayağı düzgün olsun da ne olursa olsun” dedim. Rahmetli kocam kız çocuğu olduğu için çok mutluydu. Ben de çok mutluyum.

Bergüzar Korel sizden hiç yardım alıyor mu çocuğunu büyütürken?

Bergüzar o kadar güzel büyütüyor ki çocuğunu, sanki kırk yıllık anneymiş gibi. Takıldığı bir nokta varsa bana ya da doktora soruyor. Bir yardımcısı var ama her şeyi asla ona bırakmıyor. Uyutması gerekiyorsa Bergüzar uyutuyor, her şeyiyle o ilgileniyor.

Siz ne kadar sıklıkta görüşüyorsunuz Ergenç ailesiyle?

Günde defalarca telefonda konuşuyoruz. Bazen “Ali’yi de ver konuşayım” diyorum. Ali konuşuyor ama cümle kuramıyor. En son “mapma anneneee” dediğimi duydum, “Yapma anneanne” diyormuş meğer. Delirdim tabii :) Onlar Acarkent’te oturuyorlar, ben Ulus’ta ama uzaklık benim için fark etmiyor. Hemen binip arabaya gidiyorum. Biz çok sık görüşüyoruz. “On gündür çocuğumla konuşamadım veya annemi arayamadım” gibi bir şeyi ben kabul etmiyorum. Böyle bir şey bizim ailede söz konusu değil.

Sanatçı dolu bir aile sizinki. Siz, rahmetli eşiniz Tanju Korel ve kızınız ile damadınız...Bir araya gelince neler konuşulur genelde? Sinemadan çok bahseder misiniz?

Halit asla başkaları için konuşmayı seven biri değil. Hep birlikte ortak bir konudan konuşur, yemek yeriz. Oğlunu alır, onunla ilgilenir. Bazen benim Halit’e sorumlarım oluyor tabii. Örneğin, Muhteşem Yüzyıl’da geçen bölümde bir mezar sahnesi vardı, çok beğenmiştim. Önemli mesajlar içeren bir sahneydi. “Evet, annem. Biz de çekerken çok beğendik, titiz davrandık” dedi. Bu kadar, sonra başka bir konuya geçtik. Kafamızı patlatamayız sürekli sinemadan bahsedip. Normal, herkes gibi sohbet ediyoruz.

Zeynep Hanım ne iş yapıyor?

Teşvikiye House Hotel’i müdürü. Amerika’daydı yıllarca. Eşinden ayrıldı ve İstanbul’da yaşıyor şu anda. Ayrıca çanta tasarımı da yapıyor ama otel onun çok vaktini aldığı için pek zaman ayıramıyor.

Sizin oyuncu yönünüzden etkilenmedi mi hiç?

Hayır. Küçüklüğünde eve basın mensupları geldiğinde Zeynep kaçardı :) Ama edebiyat bilgisi çok iyidir. İki tane kitabı var. Biri babasıyla son 84 gününü anlattığı “Babamla Son 84 Gün”, diğeri de “Sessiz Çığlık” çok güzel bir aşk hikayesi. Oyunculuk konusunda “Anne ben yapamam” der hep.

Belki onun kızında oyunculuk merakı vardır.

Evet, Nazlı çok yetenekli bu konuda. Armut dibine düşecekmiş gibi geliyor bana. Resim çektirmeyi, dans etmeyi çok seviyor. Yıllar sonra görebiliriz, şaşırmayın :)

Eskiden sizi sinemalarda görüyorduk, şimdi ise dizilerde. Senaryo seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Çok seçici davranıyorum. Bizim jenerasyon çok zor şartlarda çalıştı. Eğer bir ismimiz varsa buna çok zor sahip olduk. Bir de ben işime evlenip çocuklarım olduktan sonra çok ara verdim. Para kazanmak herkes gibi benim için de önemli, para kazanmak için bu işi yapıyoruz. Benim için oynayacağım karakter, senaryo çok önemli ama zaman zaman da yanıldığımız da olmuyor değil. Ne kadar biliyoruz deseniz de yanılıyorsunuz.

Özellikle bir dizi bitince hemen yenisine başlamıyorum. Bir dizide oynadığım karakterin benzeri olmasın istiyorum, farklı karakterlerde seyircilerin karşısına çıkmaya dikkat ediyorum. Ben ters köşe rolleri seviyorum. Bu dizi bittikten sonra tekrar böyle bir karakter oynamak istemiyorum. O da daha farklı olmalı diye düşünüyorum.

Şu anda çok fazla dizi var. Daha revaçta olan kanallar, saatler vs. Bunlar da dikkat ettikleriniz arasında mı?

Benim için önce senaryo çok önemli. Çünkü bu işin bir kuralı var. Doğru bir senaryo, doğru bir yönetmen ve castla harikalar yaratılır. Kanallar enteresan bir durumda şu anda. Her gün her şey değiştiği için çok kesin gözüyle de bakamıyorum açıkçası. Tabii ki kanalı da soruyorum ama oynayacağın rol ve senaryo her şeyden önce geliyor. Ayrıca kızım ve damadım da işin içinde olduğu için fikirlerini alıyorum.

Değerli paylaşımlarından ötürü Hülya Darcan’a teşekkür ederiz.

Röportaj: Hanife Yaşar 

Fotoğraf: Melin Kahraman