Güncelleme Tarihi:
Kontrol altına alınamayan hipertansiyon, beyin kanaması ve felç gibi durumlara neden olarak hayatı tehdit edebiliyor. Hastalığın uzun dönem etkileri arasında kalp ve böbrek yetmezlikleri ile görme bozuklukları da ortaya çıkabiliyor. Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Cegerğun Polat, hipertansiyon ve doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.
Hipertansiyon, damarın içindeki kanın damar duvarına yaptığı basınçtır. Kanın damar duvarlarına bu etkisi, uzun dönemde damarın iç yüzeyinde mutlaka hasara yol açar. Yüksek tansiyon nedeniyle organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma gerçekleşebilir. Bu durum, organlardaki kan akışını bozarak organ yetmezliklerine sebep olabilir.
Hipertansiyon; tiroit hastalıkları, böbrek üstü bezi tümörleri, böbreğe giden damarlarda daralma, aort darlıkları, genetik bozukluklar, obezite, aşırı tuz ve alkol gibi tetikleyici faktörlerle ortaya çıkabilmektedir. Doğum kontrol hapları, bazı ağrı kesici türleri gibi ilaçlar da kan basıncını yükseltebilmektedir. Hastaların büyük bir kısmında nedeni belirlenemese de yüksek kan basıncı mutlaka kontrol altına alınmalı ve ideal düzeye düşürülmelidir.
Hipertansiyonun tedavisinde en etkin yöntem ilaç kullanımıdır. Tansiyon seviyelerini kontrol altına alan ve hastanın yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmesini sağlayan ilaçların doktor kontrolünde düzenli olarak alınması çok önemlidir. Günümüzde, hasta için en etkili tedaviyi sağlayan ve en az yan etkiye sahip farklı ilaç seçenekleri bulunmaktadır. Hastaların, kullandıkları ilaçların yan etkileri konusunda doktorunu bilgilendirmesi ve verilen dozlarda tedavilerini uygulaması yaşamsal önem taşır. İlaçlar doktorun bilgisi dışında kesilmemeli ve herhangi bir sorun yaşandığında yine doktora danışılmalıdır.
Hipertansiyon hastalarının ilaç tedavilerinin yanı sıra tansiyon seviyesinin kontrol altına alınması ve korunmasında yaşam tarzı değişikliklerinin de önemi büyüktür. Hastalar ilaçlarını düzenli olarak almalı, aşırı kilolu ise diyet ile kilolarından kurtulmalı, doktorunun önerdiği şekilde egzersiz yapmalı, tuzlu gıda tüketmemeli, alkol ve sigara kullanmamalı ve stres kontrolü sağlamalıdır. Sağlıklı yaşam için uyulması gereken bu kurallar hem hayat kalitesini yükseltmekte hem de tedavi başarısını artırmaktadır.
1. Sarımsak ve limonun hipertansiyon tedavisinde yeri yoktur. Hasta, ilaçlarını düzenli olarak kullanmalı ve sağlıklı beslenme kuralları içinde bu besinleri tüketmelidir.
2. Hipertansiyon tedavisinde kullanılan ilaçların bağımlılığa neden olduğu inanışı tamamen yanlıştır. Hipertansiyon tedavisi süreklilik gerektirir. Bu durumu, “ilaçlar bağımlılık yapıyor” diye yorumlamak doğru değildir.
3. Tansiyon düşürücü ilaçlarının böbrek ve karaciğer üzerinde olumsuz yan etkileri yok denecek kadar azdır. Tam tersi, başta böbrek olmak üzere birçok organ, yüksek kan basıncı ilaç ile tedavi edilmediğinde görülür. Henüz ortaya çıkmamış olan nadir bir yan etkiden korkarak hipertansiyon tedavisinden vazgeçmek daha tehlikelidir.