Güncelleme Tarihi:
Gönen, 2011 ve 2012 yıllarında ilk iki bölümünü izlemiş olduğumuz "Evvel, Ahir… İçinde" adlı sergi üçlemesini bu kez “Herkes Kendi Kendinde” diyerek tamamlıyor.
Işıl Gönen resimlerinde, tarih boyunca tüm kadim geleneklerde anlatılan, baba evinden ayrılıp çöle çıkan insanın, mitler/arketipler aracılığıyla kendini gerçekleştirme ereğine yönelişini konu alıyor. Jung’un “temel varoluş öyküleri” ve arketiplerin temsilcileri olarak tanımladığı mitler, insan ruhunun iç kaynaklarının sunduğu görüntüler, yaşantılar, deneyimler, ortak rüyalar ya da Joseph Campbell’ın söylediği gibi insandaki ruhani potansiyelin metaforlarıdır. Gönen, İbn’ül Arabi'nin eseri "Fusûsu'l Hikem" eşliğinde, rüyalarının, ortak rüyalar olan mitlerle temasını, Anadolu geleneği ile bağ kurarak izleyicinin keşfine sunuyor.
Gönen’in, üzerlerine kadim metinler ve simgeler işlenen, hep orada varmışçasına ayakta kalan taş duvarları anımsatan doku-yüzeyleri, zamandan bağımsız, zaman üstü olana, mitik zamana gönderme yapıyor. Kompozisyonlarında kullandığı sembolik anlatım, Jung’un “bilincin, bilinçdışına keşif yolculuğu” olarak tanımladığı insanın bireyleşme sürecinin, yol tabelaları, kilometre taşlarını işaret ediyor. Sanatçının geçmiş sergilerinde izlemeye başlamış olduğumuz deneysel malzeme kullanımı, bu sergisinde çok daha belirgin. Çimento harcı benzeri kumlu karışımlar, tül, keçe, deri, ağaç ve tüy gibi malzemeler, resimlerdeki simgesel dili kuvvetlendirir nitelikte.
“Herkes Kendi Kendinde” 7 Mart’a kadar, Derinlikler Sanat Merkezi’nde görülebilir.