Güncelleme Tarihi:
Travmanın geçmişimiz ve geleceğimizden koparan bir zamansızlık hali olduğunu ifaden eden Psikolog Beydağı, "Fiziksel ve psikolojik bütünlüğümüzü tehdit eden her türlü olay bizim için travmadır. Travma, hiç beklemediğimiz bir anda ve ne yaparsak yapalım asla hazırlıklı olamayacağımız bir şekilde inen ani bir darbedir. Bizi, geçmişimiz ve geleceğimizden koparan bir zamansızlık halidir. Ayrılık/boşanma, iş kaybı, aile içi şiddet, tecavüz, trafik kazası, ani hastalık ve ani ölümler kişisel travma listesine girer" şeklinde konuştu.
Psikolog Beydağı, travma sonrası duygusal, düşünsel, davranışsal tepkiler görülebileceğini belirterek, şu görüşlere yer verdi:
"Duygusal tepkiler: Şok, üzüntü, öfke, endişe, suçluluk, umutsuzluk, kaygı, korku, karamsarlık, donukluk, aşrı sinirlilik, çaresizlik duygusal tepkilerdir. Çocuklarda korku ve endişe sıklıkla görülen tepkilerdir. Korku insan hayatını tehdit eden herhangi bir tehlike karşısında verilen normal bir tepkidir. Çocuklar genelde olayın tekrar olmasından, ölümden, ailesinden ayrılmaktan veya yalnız kalmaktan korkabilirler.
Düşünsel tepkiler: İnanama, düşünce ve dikkat dağınıklığı, unutkanlık, çarpık ve genellemeye dayalı (her şey ve herkes kötü gibi) düşünceler, sık sık beliren imajlar, olayla ilgili görüntüler ve olayı tekrar tekrar yaşama bu tür tepkiler arasındadır. Fiziksel tepkiler: Baş, göğüs ağrısı, mide yanması ve/veya bulanması, kalp sıkışması, gürültüye karşı aşırı duyarlılık, iştah artması ya da azalması, sürekli yorgunluk hali, nefes darlığı gibi fiziksel tepkiler bedenimizin travma karşısında yarattığı belirtilerdir.
Davranışsal tepkiler: Uyku ve yeme bozuklukları, sosyal çevreden uzaklaşma, kendini ihmal etme, içe kapanma, alkol ve madde kullanımı, kaçınma davranışları, konuşmama, dikkatsizlik ve dağınıklık, sürekli aynı şeyle uğraşma, hiçbir şey olmamış gibi davranmak travma karşısında gösterilen davranış biçimleridir. Çocuklar ise; kendi başlarına gidip yatmak istemeyebilirler uykuya dalmakta güçlük çekebilirler, geceleri sık sık uyanabilirler ve/veya kabuslar görebilirler. Böyle zamanlarda çocukların ebeveynlerine yakın olmayı istemeleri ve ebeveynlerin de çocuklarını yanlarında istemeleri gayet doğaldır. Çocuklar stres altında daha küçük yaşlarda yaptıkları davranışlara (alt ıslatma, anneye yapışma, parmak emme gibi) geri dönebilirler. Kısa süreli olarak böyle davranışların belirmesi normaldir. Anne-baba bu davranışlar karşısında aşırı tepki gösterdiği taktirde, daha da uzun süre devam edebilir."
Travmalarla başa çıkabilmek konusunda da bilgiler veren Psikolog Elif Beydağı, profesyonel bir destek alınmasının önemli olduğunu belirterek, “Küçük ama gerçekleştirebileceğiniz sorumluluklar/roller edinin, yalnız kalmayın, fiziksel açıdan kuvvetli olabilmek için, kendinizi asla ihmal etmeyin ve iyi beslenin, dinlenmek için kendinize zaman verin, spor yapmak stresi azaltmanın en iyi yollarından biridir; spor yapın, alkolden uzak durun, gösterdiğiniz tepkileri normal kabul edin, başınıza gelenin sizin kontrolünüz dışında geliştiğini ve ne yaparsanız yapın, bu gibi durumlar karşısında hazırlıklı olunamayacağını kendinize hatırlatın, davranışlarınızı gözden geçirin; hayatınızın önceliklerini değiştirin, anlamsız bulduğunuz ve yapmak istemediğiniz şeyleri devreden çıkarın, sizin için önemli olan kişiler ile daha sık görüşün, daha derin ilişkiler kurun, bugünü yaşamaya özen gösterin, yasınızı yaşamak için kendinize izin verin, güçlü gözükmek için çaba göstermeyin, sizi anlayan kişiler ile bağlantınızı koparmayın ve gerekiyorsa lütfen profesyonel destek alın. Unutmayın ki; verdiğiniz tepkiler normal insanların anormal durumlar karşısında verdiği tipik reaksiyonlardır. Siz değil, başınıza gelen durum anormal" ifadelerini kullandı.
DHA