Güncelleme Tarihi:
Prof. Dr. Küçükusta, "Her gün 80 bin kadar kimyasal ile karşılaşıyoruz ve bunlar yaşadığımız evin yapı malzemelerinden tutun da kozmetik ve kullandığımız temizlik ürünlerine kadar değişiklik gösteriyor.
Bu maddeler piyasaya sürülmeden bazı testlerden geçiyorlar ama maalesef ayrıntılı testler değil. Bu kimyasal maddelerin hepsi yeterli güvenlik testlerinden geçmeden kullanıma giriyor ve ancak zararları dikkat çekmeye başladıktan sonra kullanımdan kalkıyor ya da azalıyor" dedi.
Bu tür kimyasallar içerisinde en yaygın kullanılanlarının Bisfenol A, fitalat ve triklosan olduğunu kaydeden Prof. Dr. Küçükusta, şunları söyledi:
"Bisfenol A denilen kimyasal madde, plastiği sert ve şeffaf hale getirmek için kullanılıyor. İnsanlara sağladığı kolaylıklar çok fazla. Kullandığınız bir su şişesi plastikten olduğu zaman çok daha hafif ve temizlenmesi kolay oluyor, fiyatı da ucuzluyor.
Örneğin Bisfenol A maddesinin bulunduğu yiyecek kaplarından içindeki yiyeceğe ve içeceğe geçtiği de ispatlandı. Bisfenol A'nın hormonları ciddi anlamda bozan bir madde olduğu anlaşıldığı için, biberonlar ve çocuk ürünlerinde kullanımı yasaklandı. Ancak hala yetişkinlerin de kullandığı yüzlerce üründe bulunuyor."
Prof. Dr. Küçükusta fitalat adlı kimyasalın da hormon bozucu etkileri olduğunu belirterek, bu maddenin plastikler başta olmak üzere birçok üründe kullanıldığını ifade etti.
Triklosan isimli ve kozmetik ürünlerde mikrop oluşumunu önleyen maddenin ise kanserojen ve dirençli bakterilere neden olduğunun ortaya çıktığını, bu nedenle sabun ve ıslak mendil gibi ürünlerde kullanımının ABD'de yasaklandığını anlatan Prof. Dr. Küçükusta sözlerine şöyle devam etti:
"Triklosan maddesi hala diş macunları ve ağız çalkalama sularında kullanılmaya devam ediyor. Düşünün ki deriden emildiği için yasaklanan bir maddeyle sizin ağzınızı çalkalamanız akıl ve mantıkla bağdaşmıyor."
Birçok maddenin zararlı olduğu düşünülse de zararları kanıtlanan maddelerin çok az olduğunu söyleyen Prof. Dr. Küçükusta, "Bisfenol A (BPA) bunlardan biri, fitalat bir diğeri, paraben ve triklosan diğer örnekler
. Bunlar gibi birçok kimyasal madde var ama hepsinin emniyetli olduğunu araştırmak için çok büyük bir mali kaynak gerekiyor. Bu araştırmalar geniş kapsamlı ve uzun zaman gerektiriyor.
Bunların piyasa çıkmadan bu testlerin hepsinden geçmesi ise mümkün gözükmüyor" dedi. Prof. Dr. Küçükusta bu konuda yapılan bilimsel araştırmalarla ilgili olarak da şunları söyledi:
"Endocrinology isimli dergide yayınlanan bir araştırmada, gebeliğin ilk dönemlerinde yüksek miktarda BPA’ya maruz kalan annelerin ve bebeklerinin kordon kanında nitrozatif stresin göstergesi olan “3-nitrotirozin” miktarlarının yüksek olduğu görüldü.
Araştırmaya göre, gebelikte maruz kalınan BPA oksidatif strese yol açarak çocukta erişkin yaşa geldiğinde diyabet, kalp-damar hastalıkları gibi ciddi sağlık problemleri riskini artırıyor.
Ayrıca triklosan maddesi de yine Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından 2013 yılında yasaklandı. FDA'nin açıklamasına göre triklosan bulunan sıvı el sabunlarının kullanımı, dirençli bakterilerin gelişimine yol açtığı gibi hormonal yan etkilere de neden oluyor. Kozmetik, ilaç ve yiyecek sektöründe koruyucu olarak eklenen paraben isimli kimyasal maddenin ise hem hayvan hem insan deneylerinde hormonları etkilediği, östrojenik ve androjenik reseptörleri bozduğunu gösteren araştırmalar var."
DHA