Hayatta hep heyecan aramak doğru mu?

Güncelleme Tarihi:

Hayatta hep heyecan aramak doğru mu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 24, 2016 12:00

Bu durum bazı kişilik bozukluklarından kaynaklanıyor olabilir.

Haberin Devamı

Çevremizde hareketli, risk almayı çok seven ve heyecan duygusu olmadan duramayan kişiler var mıdır? Bazen biri hakkında “Çok iyi bir eşi, güzel çocukları var neden eşini aldatıyor” veya “Çok güzel işi var neden ayrılıyor” gibi değerlendirmeler yapmışızdır. Bu durumun sebebi nedir ve bu insanlar neden farklıdır sorularına Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sabri Burhanoğlu cevap veriyor.

Mizaç karakter ve kişilik deyince akla ilk gelen isim olan Cloninger ilk önce 3 tip mizaç belirlemiştir. Bunlar yenilik arayışı, zarardan kaçınma ve ödül bağımlılığıdır. Cloninger’e göre bu mizaç özellikleri birbirinden genetik olarak bağımsızdır, yaşamın erken dönemlerinde şekillenmekte ve kişiliğin biyolojik temelini oluşturmaktadır. Cloninger, yenilik arayışının heyecan aramanın bir parçası olduğunu belirtmiştir.

Yenilik arayışı keşfedici bir etkinliğe doğru yatkınlık, dürtüsel karar verme, ödül olasılıklarına yaklaşımda aşırıya kaçma, çabuk öfkelenme ve engellenmeden aktif kaçınmayı içerir. Yenilik arayışı yüksek bireyler çabuk öfkelenebilir ve uyarılabilirler, coşkulu, meraklı, keşfedici, dürtüsel ve düzensizdirler. Yenilik arayışı düşük bireyler zor öfkelenen, meraksız, coşkusuz, tutumlu, tekdüzeliğe toleranslı, sistematik ve düzenlidir. Bazı yazarlara göre de heyecan arama genetik olarak belirlenir. Bu yazarlara en iyi örnek olan Zuckerman dört alt bölüm tanımlamıştır.

Bu alt bölümler;

  • Heyecan ve Macera Arama,
  • Deneyim Arama,

  • Disinhibisyon (Engelleyememe) ve
  • Sıkıntıya Hassasiyet’tir.
  • Heyecan ve Macera Arama: Kayak, dağcılık gibi hız ve tehlike içeren aktivitelere girme ile karakterizedir.

Deneyim arama: Yeni kişisel ve içsel deneyim ihtiyacını yansıtır. Egzotik yerler, farklı kültürden insanlarla iletişim kurma, yeni felsefeler öğrenme gibi yeni ve farklı deneyimler tercih etmeyi gösterir.

Disinhibisyon: Azalmış sosyal kontrolü gösterir. Bu alanda yüksek kontrolsüzlük gösterenlerde, çok sayıda seksüel partner, kumar oynama ve madde kullanımının olduğu görülmüştür.

Sıkıntıya hassasiyet: Kendini rutin ve tahmin edilebilir şeylerden hoşlanmama ile göstermektedir. Sıkıntıya yüksek hassasiyeti olanlar, bu eğilimlerine karşı koymak için sıklıkla yeni deneyimler ve bu deneyimleri paylaşacak insanlar ararlar. Uzun süreli kişisel ilişkileri sürdürmekte zorlanırlar ve havacılık gibi çevre değişimi gerektiren işlerde başarılı olurlar. Yapılan araştırmalara göre heyecan arama davranışında eğitim önemsizdir. Erkeklerde daha fazladır. Çocukluktan ergenliğe doğru artar, ergenlikten erişkinliğe doğru azalır.
Heyecan arayışı fazla olanlar, daha önce denemedikleri etkinliklerdeki riski düşük görmekte ve bu durumlarda daha az endişe duymaktadırlar. Bu kişilerin riskli aktivitelere yaklaşma eğilimleri yüksek, kaçınma eğilimleri düşük olmaktadır. Fiziksel tehdide karşı, heyecan arama isteği fazla olan bireyler daha duyarsız olabilmektedir. Örneğin bu bireylerin korunmadan seks yaptıkları ve sağlığı tehdit eden maddeler kullandıkları saptanmıştır. Ergenler için yüksek hızda araba sürmek, alkol madde kullanımı ve riskli cinsel etkinlik, küçük çapta hırsızlık ve çevreye zarar verme, yoğun heyecan içeren ergen davranışları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Heyecan arama puanı yüksek olanların, daha belirgin olarak agresif ve hızlı araba kullandıkları görülmüştür. Askerlerde yapılan çalışmalarda heyecan arama davranışının, savaşta çatışanlar için stresi azaltıcı bir rolü olduğu iddia edilmiştir. Biyolojik olarak baktığımızda bu bireylerde yüksek dopamin düzeyleri, azalmış serotonerjik yanıtlar bulunduğu gösterilmiştir. Hormonal olarak en fazla testesteron ile çalışmalar yapılmıştır. Testeronun agresyon seksüel dürtüsellik ile ilgili olduğu daha önceki araştırmalarda kanıtlanmışken heyecan arama ile ilgili çalışmalar farklı olsa da testesteronla ilişki kuran çalışmalar çoğunluktadır. Noradrenalin ve kortizol gibi hormonlarla yapılan araştırmalar net değildir. Benim şahsi değerlendirmem heyecan arama kişinin kişilik yapısı ve özellikle dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile ilişkilidir. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite kriterleri özellikle erişkinlikte heyecan arama, istikrarsızlık dürtüsel karar verme ile ilişkilidir. Bazı kişilik bozukluklarında da heyecan arama ön plandadır. Bu heyecan arama davranışı hobi, yeni etkinlikler, sosyalizasyon artışı gibi olumlu alanlara yönleniyorsa olumlu kabul etmek gerekir. Ancak sadakatsizlik, hızlı araba kullanma, toplumsal normlara uygun olmayan dürtüsel davranışlar kişiye zarar vermektedir. Tedavi de altta yatan nedene göre çeşitli ilaç veya psikoterapotik yaklaşımlar mevcuttur. 

 Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Sabri Burhanoğlu

Hayatta hep heyecan aramak doğru mu

BAKMADAN GEÇME!