“Hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum”

Güncelleme Tarihi:

“Hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum”
Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2012 09:50

Hakan Meriçliler nasıl bir baba dersiniz?

Haberin Devamı

Yalan Dünya’nın Çağatay’ı olarak tanıdığımız Devlet Tiyatrosu oyuncusu Hakan Meriçliler, Ben Feuerbach adlı oyunuyla geçen gece Cevahir Sahnesi’ndeydi. 3 oyuncu olmasına rağmen tek kişilik bir oyunmuş gibi etki yaratan Meriçliler ile hem oyundan hem de 13 yaşındaki oğlu Doğaç ile olan ilişkisinden bahsettik.

7 yıl akıl hastanesinde tedavi gördükten sonra mesleğine geri dönmeye başlayan tutkulu bir oyuncudur Bay Feuerbach. Hünerlerini sergilemek için gittiği oyuncu seçimlerinde, rejisör yerine asistanı ile karşılaşınca oyunculuk ve şizofreninin iç içe geçmiş rüzgarları esmeye başlar sahnede. Rejisör geldiğinde ise Feuerbach artık ilk geldiği andaki halinden çok farklıdır.

Komedi ile akıllarda kalan bir oyuncu dram oynadığında seyirci bazen bir hayal kırıklığına uğruyor. Bundan yola çıkarak soralım: Ben Feuerbach oyununu nasıl bir beklentiyle izlemeye gelsin seyirciler?

Haberin Devamı

Bu beklentinin ne olacağını söylesek bile onlar uymayacaktır buna muhtemelen. Ancak söylemeliyim ki oyun başladıktan 2 dakika sonra ne olduğunu anlayıp uyum sağlıyorlar. Yani oyunda izledikleri adamınla televizyon gördükleri adamın farklılığını, bunun tamamen oyunculukla ilgili bir mevzu olduğunu fark ediyorlar. Hatta bu ters köşe durumun onları daha çok bağladığını bile söyleyebilirim. Çok memnun oluyorum bu yorumları dinleyip gözlemledikçe.

“Hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum”

Bay Feurebach mesleği oyunculuk olan bir karakter. Oyuncuyu oynamanın zor yanları var mı?

“İnsanın kendini ya da kendi mesleğini oynaması zor” derler ama ben pek katılmıyorum. Daha önce Savaş İkinci Perdede Çıkacak oyununda Vladimir Bendl karakterini oynamıştım, o da oyuncuydu. Tiyatroya ilk başladığım zamanlarda Sersem Kocanın Kurnaz Karısı oyununda da yine bir oyuncuyu oynadım. Yalan Dünya’da da bir oyuncuyu oynuyorum. Yani bu konuda enteresan bir kısmetim var. Herhalde yakıştırıyorlar bana.

Bu sezon başka oyununuz olur mu?

Haberin Devamı

Sence de bu kadar ağır bir oyundan sonra bir oyun daha oynamam garip olmaz mıydı? Dizinin yoğunluğunu saymıyorum bile. Bu sezon Ankara ve İstanbul arası epeyce mekik dokuyacağız. Oldukça yorucu olacak.

Oyunda inişli çıkışlı ve yüksek performans gerektiren sahneler yoğunlukta. Zinde olabilmek için nasıl hazırlanıyorsunuz?

Zihnen bir hazırlık yapıyorum. Oyunun olduğu gün sigara içmemeye özen gösteriyorum. Ayrıca oyun öncesi egzersizlerim var, onları yapıyorum.

Oyunun en sevdiğiniz kısmı hangisi?

Çok renkli, çok dönüşümlü, her yanı örgü dolu bir oyun. Karakter her şeyi kurgulamış ve en başından beri hafızasında tutuyor. Bu yüzden de hassas ve dikkatli. Paranoid şizofreninin tamamını dolayısıyla oyunun da tamamını seviyorum.

Haberin Devamı

“Diziden sonra seyirci sayısı 2 katına çıktı”

Tiyatrocular dizilerin etkisini tiyatroya yatırım olarak yorumlarlar genellikle. Çağatay rolünden sonra oyununuza daha fazla seyirci gelmeye başladı mı?

Elbette hatta 2 katına çıktı seyirci sayısı. Biletler satılmaya başlandığı gün tükeniyor. Samsun’daki yoğun ilgi kapıyı kırmalarına kadar gitti. Tüm bunlar televizyonun desteğiyle oluyor tabii.

      

“Hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum”
      

Oğlunuz Doğaç da oyunlarınızı izlemeye geliyor mu?

2 yaşından beri tüm oyunlarıma gelir ve ilk eleştirilerimi o yapar. Anne ve baba tiyatronun içinde olunca, Doğaç'ta da sürekli büyüyen bir heves oluştu sanırım. Yetenekli bir çocuk aynı zamanda; müzik kulağı iyi, dans edebiliyor, fizyolojik olarak da yeterliliği var. Zaten kamera arkasında işler yapmak istiyor ama ileride ne seçeceğini göreceğiz. Çünkü basketbolcu da olmak istiyor. Birlikte idmanlar yapıyoruz. Ben de eskiden bir süreliğine profesyonel olarak oynamıştım. Ama Doğaç benden daha disiplinli. Umarım devam eder, çok yakışıyor basketbol oynamak.

Haberin Devamı

Annesiyle mi yaşıyor?

Evet ama sık sık bir araya geliyoruz. Bu kadar yoğun tempo içinde en çok onu özlüyor olmak üzüyor beni. Çünkü hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum.

Boşandığınızda Doğaç nasıl etkilendi bu değişimden?

Olumsuz manada etkilenmemesi için elimizden geleni yaptık. Zaten Ayla ile çok iyi anlaşıyoruz. İlişkimizi sadece çocuk için iyi tutmuyoruz üstelik, sağlam bir dostluğumuz var. Doğaç’ın da anne ve babasının birbirine böylesine değer verdiğini görüp bundan olumlu bir şekilde etkilendiğini düşünüyorum.

“Hayatımdaki kişi çok özel değilse oğlumla tanıştırmam”

Bekar bir baba olmak sizi nasıl etkiliyor?

Bir fark yarattığını söyleyemem. Oğlumlayken sadece onunlayım zaten. Hayatıma çok özel biri girmedikçe de Doğaç ile tanıştırmam, hayatımıza dahil etmem kimseyi. Çok ciddi bir şey olması lazım ama şimdilik öyle bir durum yok. Her an olabilir ama…

Haberin Devamı

           

“Hayatımdaki en sevdiğim varlık oğlum”
           

Son dönemlerde sıkça duyduğumuz “kaliteli zaman geçirme” konusunda neler düşünüyorsunuz? Siz Doğaç ile neler yaparsınız?

Basketbol oynarız, sinema filmi izleriz, oyun oynarız ve güreşi sevdiği için bolca güreşiriz. O kavrama da takılmıyorum hiç. Karşılıklı eğleniyorsanız kaliteli zaman geçiriyorsunuzdur (gülüyor). Ve biz çok iyi zaman geçiyor, çok gülüyoruz birbirimize.

Baba-oğul ilişkinizde bir otorite yok sanırım.

Kesinlikle yok. Arkadaş gibiyiz ve büyüdükçe çok daha iyi birer arkadaş olacağız birbirimiz için. Asla baskı uygulamam, seçimlerinde özgürdür. Derslerini yapması yönünde bile itici güç olmuyorum. Sadece “Bir gün çok başarılı olacağını zaten biliyorum, rahat ol” diyorum. O da beni haklı çıkarıyor. Bu yıl derslerinde de diğer yaptığı işlerde de başarı çıtasını yükseltti.

Paylaşımlarından ötürü Hakan Meriçliler'e çok teşekkür ederiz.

Röportaj: Hanife Yaşar

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!