Havuz ve denizden çıkarmak işkence mi?

Güncelleme Tarihi:

Havuz ve denizden çıkarmak işkence mi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2014 11:00

Çocuğunuza tatilde söz geçirmekte zorlanıyorsanız mutlaka okuyun!

Haberin Devamı

Çocuğunuz yaz tatilinde oldukça şımarıyor ve siz de bu durum karşısında ona söz geçirmekte oldukça zorlanıyor musunuz? Aslında çocuklu pek çok aile bugünlerde aynı dertten muzdarip. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzmanı Dr. Arzu Önal, çocukların tatil şımarıklığı ile baş etmenin yollarını anlattı.

Yaz ayları çocuklu aileler için okulların kapanması nedeniyle sorumlulukların hafiflediği ama bir başka açıdan yeni sorunlarla başladığı bir dönem. Kimi anne baba çocuklarının uyku saatinin şaştığını, yemek yedirmenin zorlaştığını, havuz ve denizden çıkmak istemediğini, televizyon ve tablet başından kalkmadığını, ödev yapmak, kitap okumak istemediğini belirterek dert yanıyor. Sorunlar listesi daha da uzayıp gidebiliyor. Örneğin yaz okulu için erken uyanmak zorunda kalan çocuk her sabah anne babasına okula gitmemek için ayak diretirken, kimi de tam anlamıyla sokaktan eve girmek istemeyebiliyor.
İşte yaz tatilinde çocuklardaki davranış değişiklikleri ve tatil şımarıklığı ile baş etmenin yolları…

1. Uyku saati iyice şaştı mı?

Geceleri yatmak, sabahları da kalkmak bilmez bir hale mi geldi? Okulların kapanması ile uyku düzeninde değişikler yaşanması doğal. Hemen her çocukta tatil dönemlerinde bu türden sarkmalar yaşanıyor. Tabi uyku saatlerindeki bu sarkmalar çocuğun aşırı sinirli, gergin ve kavgacı olmasına neden olabiliyor. Uyku düzeninin çocuğun sağlığını bozmayacak şekilde düzenlenmesi çok önemli. Bu konuda anne babalara önemli görev düşüyor. Çocuğa büyüme ile ilgili hormonların gece salgılandığını anlatmak, bu hormonun büyüme ve gelişmesinden bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesine kadar birçok vücut fonksiyonunu etkileyeceğini öğretmek şart.

2. Yemek yedirmek daha da mı zorlaştı?

Yaz okulu, sokak, yüzme, basketbol, grup etkinlikleri gibi ev dışında zaman geçirme durumunda çocuklar abur cubur tüketmeye ve öğün atlamaya daha meyilli hale gelebiliyor. Bu nedenle tatilin en başında bu kuralların belirlenmesi ve yemek saatlerinin öneminin vurgulanması gerekiyor. Dışarıdan satın alınacak yiyeceklerin hangilerine izin verildiği ve limiti de çocuğa kesin bir dille anlatılmalı. Sonradan getirilen kurallar çocukları öfkelendirebiliyor ve uyumlarını zorlaştırabiliyor. Üstelik hazır gıdalarla beslenmek bir de hareketsiz yaşam tarzına sahip çocuklar için fazla kilo ve tip 2 diyabete davetiye çıkarıyor.

3. Havuz ve denizden çıkarmak işkence mi?

Havuz ve denizden çıkmak istemeyen bir başka değişle ortalığı yıkan çocuklara hemen her havuzda veya plajda rastlanabiliyor. Uzun süre suda kalmış olmaktan elleri ayakları buruş buruş hale de gelse hatta üstelik akşam saatlerinde üşümekten tir tir titremeye başlamış bir hal de alsalar 'çıkmam da çıkmam' diye inat edip anne babaların sabrını bir hayli zorlayabiliyorlar. Onlar için son derece keyifli olduğundan kendilerine keyif veren şeyi bitirmeme istekleri çok da normal aslında. Bu nedenle havuz ve denize gitmeden önce günün planını yapmak, sürpriz tutturmaların önüne geçilmesinde etkili bir yöntem. Bu plana uymamanın ona neler kaybettireceğini, uyumlu davranırsa neler kazanabileceğini anlatmak gerekiyor.

4. Tablet ve televizyon başından kalkmıyor mu?

Küçücük yaşlarına rağmen artık pek çoğu tabletle dolaşıyor. Gittikleri her yerde tablet ellerinde. Örneğin otomobilde seyahat ederken bile doğayı seyretmek, yeşillikleri, çayırda otlayan kuzuları, koyunları, börtü böceği gözlemlemek yerine tabletleri ile oyalanmayı tercih edenler oluyor. Anne babalar da bu duruma göz yumabiliyor; hatta kendileri de aynı hataya düşebiliyor. Pasif ve görsel oyunlarla zaman geçirmek çocuklar için daha kolay ve eğlenceli. Seviye (level) geçerek karşı tarafı yenerek oyundan hemen ödül kazandığını düşünen çocuklar bu tatminden mahrum kalmayı reddediyorlar. Tüm tatil süresince de bir yandan tabletin bir yandan televizyonun başından ayrılmak istemiyorlar. Ama anne babanın 'oynama ya da seyretme' demesi çözüm değil. Onun yerine çocuğu neler yapabileceği konusunda yönlendirmesi gerekiyor.

5. Arkadaşımda kalsam olur mu?

Oyunun tadı damağında kalan çocuklar eğlencenin daha uzun devam etmesini isteyip akşam arkadaşında kalmak için tutturabiliyor. Üstelik ailesinin fazla tanımadığı evde kalmak konusunda da ısrarcı olabiliyor. Çocuğunuza tavrınızı başta net koymanız gerekiyor. Son anda kararlar vermekten hoşlanmadığınızı ve böyle konuların önceden planlanması gereken durumlardan olduğunu anlatma yoluna gitmeye çalışmalısınız. Ağladığı ya da tutturduğu için kaldığını düşünmemeli.

6. “Ödev yapmam, kitap okumam!”

“Ödevlerimi sonra yaparım, kitap okumayı istemiyorum tatildeyim!” Bazı evlerde de anne-baba-çocuk üçgeninde işte bu sorun yaşanıyor. Tatilin tüm sorumluluklardan kurtulmak anlamı taşıdığını düşünen kimi çocuklar ödev ve kitap sorumluluklarını yumurta kapıya gelene kadar ertelemeyi istiyorlar. Tüm yazı ebeveyni ile çatışma halinde geçiriyorlar haliyle. Ödev ve kitap sorumluluğunun kazanılması için planlama yapılması doğru bir davranış. Ödevler için belli günler, kitap için belli zamanlar (yatmadan önce, kahvaltıdan önce vs gibi) planlanması gerekiyor.

7. Dondurma ve tatlı ısrarı

Dondurma ve tatlı hemen hemen tüm çocuklar için adeta vazgeçilmez. Şekerin cazibesi çocukları mıknatıs gibi kendine çekiyor. Oysa şekerin zararları ile ilgili çok sayıda bilimsel çalışma mevcut. Bu nedenle kesinlikle ölçünün kaçırılmaması gerekiyor. Anne babaların çocuklarına her şeyin aşırısının zararlı olduğunu anlatması, dondurma ve tatlı tüketimine kontrollü izin vermesi gerekiyor.

8. Bahçe-sokaktan eve girmek istememesi

Site, sokak, mahallelerde çocuklarını eve çağıran annelere şahit olmayanımız yoktur. Hatta bazen onlardan birisiyiz de. Çocuktan yukarı seslenen ses ise “Tamaaammm birazdan geliyorumm, az kaldı” şeklinde olur hep. Anne daha en az 5 kere sesleneceğini, çocuk da annesinin tek seferle kalmayacağını bildiğinden bu durum ağlayarak eve getirilme şeklinde sonlanabiliyor da. Çocuğa bahçe veya sokaktan eve belli bir süre sonra gelmesi gerektiği öğretilmeli. Evin düzeni ve gelmezse alacağı ceza tatilin en başında konuşulmalı ve ara ara hatırlatılmalı. Hatta bununla ilgili çocuğunuzla sözleşme imzalayarak onu eğlendirerek eğitebilirsiniz.

9. “Sizinle uyuyacağım”

Geç yatmayı büyümekle özdeşleştiren çocuklar geç yatmak konusunda çok istekli oluyor. Gözlerinden uyku aksa dahi yatmayı reddediyorlar. Ancak belli bir saatten sonra televizyonda izledikleri birçok şeyden korkabiliyor ve kendi yatağında yatmayı istemeyebiliyorlar. Uyku düzeninde yapılan değişiklikleri daha sonra tekrar eski düzene sokmak son derece zor. Bu nedenle mümkün olduğunca tatil öncesindeki düzenine bağlı kalarak esnemeler yapılması en doğrusu.

10. “Canım istemiyor yaz okuluna gitmiycem”

Yaz okulu bazı çocuklar için yeni bir çevreye gireceklerinden dolayı bilinmezlik taşıyarak endişeye yol açabiliyor. Tanımadıkları bir ortam, üstüne üstlük sabahları da uyanmak zorunda kalacak olmak onları yaz okuluna karşı uzak kılabiliyor ve yaz okuluna gitmeyi reddetmelerine neden olabiliyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal “Anneler bu durumu sıklıkla “Sabah gitmemek için direniyor fakat okuldan gelince çok mutlu görünüyor” şeklinde anlatıyorlar. Bu nedenle çocuğa katılacağı yaz okulundaki faaliyetlere ilişkin bilgi vererek ve uyku saatlerini düzenleyip sabah zor uyanmalarının önüne geçerek sorunun üstesinden gelinebilir” diyor. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!