Güncelleme Tarihi:
Yaz mevsimi, şüphesiz çoğu birey için deniz, kum güneş üçlüsünün yanı sıra aynı zamanda sınırsız eğlence demek. Fakat kimi zaman bu eğlence dolu tatil etkinliklerinin heyecan ve coşkusu kişilerin sağlık gerekliliklerini ertelemesine neden olabiliyor. Bunun sonucunda da çeşitli sorunlar baş gösterebiliyor. Alerjik konjonktivit, katarakt ve sarı nokta hastalığı da bu problemlerin başında geliyor.
Havuz kullanımlarında en sık karşılaşılan göz enfeksiyonu konjonktivittir. Bu enfeksiyon, viral (çeşitli virüslerle) veya bakteriyel (vücuda alınan bakterilerle) olabildiği gibi gözde kızarma, sulanma, yanma ve çapaklanma ile seyredebilir. Viral enfeksiyonlar genellikle hafif klinik şikayetlere neden olurken, 3-4 gün gibi bir sürede kendiliğinden kaybolabilir. Fakat kişinin vücut direnci düşükse tablo ağırlaşabilir ve enfeksiyon haftalarca sürebilir. Bakteriyel olanlar ise daha ciddi bir tablo oluşturur. Viral ve alerjik konjonktivitlerin tedavisinde kortizonlu damlalar çok etkilidir ve hızla düzelme sağlar. Fakat bu damlaların uzun süre kullanılması katarakt ve glokom gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Günümüz yaz tatillerinin olmazsa olmazı haline gelen havuzların büyük bir çoğunluğu kimyasal yöntemlerle (chlorid) dezenfekte ediliyor. Fakat kullanılan bu maddeler ne yazık ki tek başına enfeksiyonlardan korunmak için yeterli olmuyor. Çünkü havuzu kullanan kişi sayısı ne kadar fazla olursa, enfeksiyon riski oranında da o denli artış oluyor. Ayrıca açık havuzlara çevredeki bitkilerden ve ağaçlardan dökülen kuru yapraklar ve uçuşan haşeratlar, toz ve bakteri riski taşıyabiliyor. Bunların yanı sıra enfeksiyon taşıyan kişilerden diğer havuz kullanıcılarına da havuz yoluyla hastalık geçebiliyor.
Enfeksiyon dışında suda bulunan kimyasallar da gözlerde alerji yapabiliyor. Özellikle havuz suyunu dezenfekte etmek amacıyla kullanılan kimyasallar, gözlerde hassasiyet yaşanmasına sebep olabiliyor. Bu gibi problemlerden korunabilmek için havuza yüzücü gözlüğü ile girilmesi faydalı olacaktır. Ayrıca denetimlerinin yapıldığından ve uygun şekilde temizlendiğinden emin olunmayan havuzlara girilmemelidir. Havuz kullanımı sonrası alerjik belirtiler gözlemleniyorsa bir göz hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.
Acanthamoeba adlı parazit, gözde bir çeşit enfeksiyon oluşumuna neden olabiliyor. Bu enfeksiyon, çok sık karşılaşılmamakla birlikte kornea tabakasında çok ciddi yaralar oluştururken, körlüğe kadar gidebilen bir tabloyla sonuçlanabiliyor.
Havuz kadar olmasa da deniz suları da gözlerde kızarıklığa yol açabiliyor. Çünkü yeterince temiz olmayan deniz suları konjonktivit riskini artırabiliyor. Tatilciler bilhassa çok fazla tuz içeren denizlerde gözlerini açmamaya dikkat etmelidir. Havuz gibi deniz kullanımlarında da alınacak bu gibi önlemler, alerjik göz rahatsızlıklarından korunmada etkili olacaktır.
Yaz aylarında göz sağlığını tehdit eden diğer etkenler arasında katarakt ve sarı nokta hastalığı yer alıyor. Özellikle yazın daha yoğun olan güneş ışınları, gözde katarakt ve sarı nokta hastalığı oluşumunu direkt olarak etkiliyor. Çünkü göze gelen güneş ışınları göz merceğinin ve gözün arka kısmındaki görme merkezi olan sarı noktanın yapısını bozarak görmeyi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmak ise, göz çevresindeki ciltte kanserlere ve göz yüzeyini örten dokuda değişikliklerin yaşanmasına yol açabiliyor. Bunların yanı sıra göze direkt gelen güneş ışınları korneanın üst tabakasında tahribat yaşanmasına neden olabiliyor. Bu durum ise gözün arka kısmında çeşitli tümörlerin oluşmasına zemin hazırlayabiliyor.
Yaz aylarında dünyaya ulaşan ultraviyole ışınlarının artış göstermesi sebebiyle gözleri güneşin zararlı etkilerinden korumak gerekiyor. Bunun için de güneş ışınlarının en dik geldiği zamanlarda dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir. Eğer dışarı çıkılması mecburi ise ultraviyole filtreli güneş gözlükleri kullanılmalıdır. Güneş gözlüğü kullanmayan ve güneş ışığına doğrudan maruz kalan kişilerde kuruluk, batma, sulanma, ışıktan aşırı rahatsız olma gibi şikayetler görülebilir. Ayrıca güneş ışınlarına direkt maruz kalan ve güneş gözlüğü kullanmayan tatilcilerde, gözün camsı tabakasına (kornea) et yürümesi gibi önemli göz problemleri oluşabilir.
Günlük hayatta numaralı gözlük kullananlar, yaz aylarında gözlerini koruyabilmek için yine numaralı güneş gözlükleri tercih etmelidir. Ancak numaralı güneş gözlüğü seçenekleri, aksesuar olarak kullanılan rengarenk alternatiflerin yanında yok denecek kadar azdır. Fakat satın alınacak güneş gözlükleri hem göz sağlığı hem de tarz amaçlı kullanılacaksa optik camlara uyumlu çerçeveye sahip olup olmadığına dikkat edilmelidir. Çünkü optik cam takılacak güneş gözlükleri bombeli bir modele sahip olmamalı, düz ve köşeli alternatifler göz önünde bulundurulmalıdır.
Optik gözlüklere alternatif olarak üretilen kontakt lenslerin kullanımı yaz aylarında akıllara birtakım sorular getiriyor. Bu soruların başında da havuz ve deniz kullanımlarında lenslerin çıkarılıp çıkarılmaması konusu geliyor. Yaz tatillerinde kontakt lens kullanımına ara verilmesi önerilmiyor fakat lenslerle de havuz veya denize kesinlikle girilmemesi gerekiyor. Bunun nedeni ise su yoluyla göze mikrop bulaşmasının daha da kolay hale gelmesidir. Mikrop bulaşan lensin kullanımına devam edilmesi yine başta konjonktivit ve keratit gibi iltihaplanmalara zemin hazırlayabiliyor.