Güncelleme Tarihi:
Üst solunum yolu enfeksiyonları özellikle havaların soğumasıyla birlikte artan çoğunlukla görülmüş olan; oldukça büyük bir çoğunluğu virüslerce, nadir olarak da bakterilerce oluşturulabilen hastalıklardır. Bu hastalıklar soğuk algınlığı ve nezle de bunlara dâhil olmak suretiyle onlarca virüs tarafınca oluşturulabilir. İç hastalıkları uzmanı Dr. Başak Oğuz, mevsim farklığı ile birlikte gelen gribe ehemmiyet arz ediyor.
Gribin başka üst solunum yolu enfeksiyonlarından farkı ateşin (39 C ve üstünde olabilen) ve yaygın mafsal adale ağrılarının daha bariz olmasıdır. Hastalığın görülme sıklığı eylül-ekim ayları içinde artıp nisan ayı sonlarına doğru gerilemeye başlar. Hastalığın bulaşması ‘damlacık yolu’ iledir. Hasta kişilerin öksürük sırasında havaya yaymış olduğu virüs içeren damlacıkların bir başkası tarafınca solunum yolu ile alınması sebebi ile olur.
Hastalık geliştikten sonra kati rehabilitasyonu yoktur, sadece hastaların şikâyetlerinin azaltılması ve hayat kalitelerinin artırılması için kimi tedaviler uygulanabilir. Önemli olan ise hastalığın tesirlerinin gelişmesini önleyebilmek ve vaktinde fark edip müdahale edebilmektir.
Hastalığın gerekli gelen seviyede takip ve rehabilitasyon edilmesi ehemmiyetlidir lakin sık gerçekleşen bir yanlış ise kişilerin gereklilik olmadan antibiyotik kullanmalarıdır. Burada akılda tutulması gerekli gelen ansızın fazla üst solunum yolu enfeksiyonunun etken bakteriler olsa dahi antibiyotik rehabilitasyonuna gereksinim duymadan bağışıklık sistemimiz tarafınca yenilebileceğidir.
1- Öncelikle sıhhatli ve balanslı beslenmeyi hayatınızın anne merkezine alın.
2- Fiziksel egzersiz yapmayı asla ihmal etmeyin.
3- Hijyen şartların özen gösterin, sık sık el yıkama alışkanlığı kazanın.
4- Grip aşısı yaptıralım mı? Her yıl dünya esenlik örgütünce belirlenen yeni virüs çeşitlerini kapsayacak şekilce grip aşısı geliştirilir. Bu aşının uygulanmasını takiben 1-2 hafta içinde kişilerde bağışıklık gelişir. Bu vakit içinde hastalığa yakalanma rizikosu devam etmektedir. Aşı en ayrıntılı halde geliştirilmeye çalışılsa da yeniden de hastalığa yakalanılabilir sadece bu halde hastalık daha hafifçe seyreder.
Dileyen herkes aşı yaptırabilir sadece özellikle aşı yaptırması önerilenler astım, koah, bronşektazi benzer biçimde solunum yolu hastalığı olanlar, kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği, diyabet, benzer biçimde kronik hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, kanser hastaları, steroid (kortizon içerikli) rehabilitasyon alanlar, esenlik çalışanları ve yaşlılardır. Dikkat edilmesi gerekli gelen, yumurta alerjisi olanlara bu aşının uygulanamayacağıdır. Aşı her yıl tekrarlanmalıdır.
5- C Vitamini içeren gıdaları tüketin: Özellikle portakal, mandalina, limon, domates, yeşil biber benzer biçimde C vitaminince varlıklı taze sebze ve meyveleri sıkça tüketin.
6- Bitki çayları ile korunun: Ihlamur, zencefil, ekinezya benzer biçimde doğal nebat çaylarının tüketilmesi savunucu ve güçlendirici olabilmektedir.
7- Mücadeleye açık hava yürüyüşleri ile başlayın: Düzenli devinim ve fizyolojik egzersiz icra eden kişilerde tüm hastalıklara yakalanma oranı azalacağı benzer biçimde bu hastalıklarla savaşım güçleri de artacaktır; Açıkhava yürüyüşleri, koşu, yüzme benzer biçimde egzersizler seçenek edilmelidir sadece ehemmiyetli olan bu emekleri tertipli yapabilmemiz ve devam ettirmemizdir.
8- Sigaraya hayır: Sigaradan uzak durmak kendimiz için atacağımız en ehemmiyetli adımlardandır. Önlem alabilmek ismine hijyen koşullarımıza da dikkat etmeliyiz.
9- Kalabalıktan uzak durun: Salgın döneminde kalabalık ortamlardan olabildiğince uzak durmaya çalışmak ya da o ortamda kaldığımız vakti en üye indirmek, zorunlu kalmadıkça tokalaşmamak ya da tokalaşma ve temas akabinde derhal ellerimiz yıkamak bu önlemlerdendir.
10- Ateşli evladı okula göndermeyin: Ailelerin de alev ateş çocuklarını iyileşene kadar okula göndermemeleri salgınların önüne geçilmesi için önerilmektedir. Doğru vakitte yapılması tasarlanan aşı da alınabilecek tedbirlerin başlangıcında gelmektedir.