Güncelleme Tarihi:
Kalp damar hastalıkları ile ağız ve diş sağlığının ilişkili olduğu doğrulanmıştır. Diş eti hastalıkları nedeniyle bakterilere maruz kalan insanlarda, kalp-damar hastalığı görülme riskinde artış gözlenmiştir. Diş eti iltihabı, diş kaybı ve diğer ağız ve diş hastalıkları, koroner arter rahatsızlıkları, diğer tip kalp hastalıklarının artmasında ciddi risk faktörü oluşturur. Diş eti hastalığının en önemli belirtileri; diş eti kanaması, diş etlerinde kızarıklık ve şişlik, dişlerde aralanma ve sallanma, dişler arasında gıda birikimi ve ağız kokusudur. Diş hekimi tarafından uygulanan diş eti tedavisi ile hem diş eti iltihabını hem de buna bağlı gelişebilecek kalp hastalıkları riskini kontrol altına alabilmek mümkündür.
Ağız kokusunun, en önemli sebebi ağız hijyenimizdir; bazı rahatsızlıklar ağız kokusuna sebep olur. Sinüzitin, tonsilitin ağız kokusuna neden olduğu halk arasında bilinen bir durum değildir. Örneğin mide, bağırsak, akciğer ve gırtlak kanserinde de ağız kokusuna sık rastlanır. Dişler akşam fırçalandıktan sonra; diş ipi, ara yüz fırçası veya ağız duşu ile ara yüz temizliği yapılmalıdır. Böylece fırçanın ulaşamadığı yerler de temizlenir. Dil yüzeyinin üstüne yemek artıkları yapışır. Dolayısıyla dil fırçalamak; diş fırçalamak kadar önemlidir. Özellikle dilin arka kısımlarında çok daha fazla bakteri vardır. Ağız kokusu, dilin fırçalanmasıyla %42 oranında giderilir. Bu oran sadece diş fırçalamada %35'tir.
Stres pek çok hastalık gibi ağız sağlığını ilgilendiren problemlerin de tetikçilerinden biridir. Tükürük salgısını azaltarak ağız kuruluğuna da neden olur. Ağız kuruluğunda çürük oluşumu artar. Parkinson, diyabet, Alzheimer gibi hastalıklarda ağız kuruluğunu çok fazla görülür.
Diyabet, diş eti hastalığı, çürük, diş kaybı, ağız kuruluğu ve çeşitli ağız enfeksiyonları riskini artırır. Kötü ağız sağlığı diyabetinizin kontrolünü zorlaştırır. Bu sebeplerden dolayı diyabetli kişilerin ağız sağlıklarıyla normal bireylere göre daha fazla ilgilenmeleri gerekmektedir.
Ağız boşluğunda meydana gelen yaralar bazen lokal hastalıklara bağlı olsa da bazen ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Ağız içinde oluşan ve nedeni bilinmeyen yaralar ’ağız kanseri’ riskini doğurur. Bu nedenle 14 gün boyunca ağız içerisinde iyileşmeyen yaralar söz konusuysa kesinlikle ihmal edilmeden bir diş hekimine başvurulmalıdır. Dil, dudak, ağız tabanı, yanaklar, diş eti ve boğazda görülen ağız kanserleri toplumumuzda çok iyi bilinmediği için diş hekimlerinin rutin muayenelerinde ağız kanseri bulgularına da bakmaları gerekir.