Güncelleme Tarihi:
Besin değerleri sayesinde her gün düzenli olarak içilen iki bardak süt, çocuk ve yetişkinlerin günlük kalsiyum, vitamin ve mineral ihtiyacını karşılamaya yardımcı oluyor. Ancak ambalajsız olarak tüketime sunulan denetimsiz açık sütler, sağımdan tüketiciye ulaşıncaya kadar geçen süreçte dış etkenlere de açık oluyor ve insan sağlığını tehlikeye atacak mikropların da yaşamasına uygun bir ortam sunuyor.
Sadece denetimli tesislerde profesyonel şekilde üretilen sütün “güvenle” tüketilebileceğinin altını çizen Gıda Güvenliği Enstitüsü Uzmanı Prof. Dr. U. Tansel Şireli, tüketicilerin sağlıklarını korumak için ısıl işlem uygulanmış pastörize veya UHT sütler tercih etmeleri konusunda uyarıyor: “Sütün tehlikeli olup olmadığı; bakarak, tadarak ya da koklayarak anlaşılamaz. O nedenle tüketici, sütün güvenilir olup olmadığını bilemez. Sağıldığı hayvanın sağlık durumu, sağım koşulları belli olmayan, hiçbir denetime tabi olmadan sokaklarda satılan sütler; yüksek düzeyde tehlike potansiyeli taşır. Açıkta satılan sütlerde, gerek hijyen koşullarına uyulmadan yapılan sağım gerekse de sağımdan tüketime kadar geçen süreçte soğuk zincirin sağlanamaması veya insan teması sebebiyle birçok zararlı mikroorganizma ürer ve çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Evde yapılan kaynatma da bu mikroorganizmalardan bazılarının yok edilmesini sağlayacak düzeyde değildir. UHT ve pastörize olarak işlem görmüş ambalajlı sütler ise içme sütü olarak işlem görmeden önce platform testleri denilen güvenlik testlerinden geçer. Tüketicilerin, “güvenli” süt tüketmek ve sağlıklarını korumak için Türk Gıda Kodeksi’nin belirlediği normlar çerçevesinde üretilen ambalajlı ürünleri tercih etmeleri gerekir.”